Tarih konuşuyor yazı serisi

Zaman zaman gündeme getirilen ve ABD’nin yaptığı veya yapmak istediği işlerine kılıf olarak kullanılan isim var. El – Kaide…

Kimdir bu El – Kaide? Başı kimdir? Yöneticileri kimlerdir? Merkezi neresidir? Üsleri nerelerde bulunur? Yaptıkları nelerdir? Bu veya benzeri birçok sorular sorarsınız ama bir türlü kendinizi de tatmin edecek bir cevap bulamazsınız.

El – Kaide lideri olarak üzerinde Suudi Arabistan kıyafetleri olan seyrek sakallı ve yalnız bir adam televizyonlarda gösterilir. Eline bir hafif makineli tüfek almış onunla güya atış talimi yapmaktadır. Ama görüntü bile koskoca ABD’yi yerinden oynatmakta ve ABD hop oturup, hop kalkmaktadır.

Şimdi öyle müttefikler buldular ki kendilerine, artık El – Kaideye sığınma ihtiyacı bile duymuyorlar. Adam Müslüman, ağzından bal damlıyor… Ama işbirlikçi… Kendi milletini kandırıyor ama her şeyi kendini iktidara getiren süper gücün beğenmesi için yapıyor.

Sonra o nedir, eski ABD Başkanı George W. Bush’un Beyaz Saray’da yaptığı açıklama… “11 Eylül saldırıları sonucunda yenide Haçlı Savaşı başlatılmıştır” demesi? Ya eski Dış İşleri Bakanı Gondelize Rice’ın, “Orta Doğu’da 22 (Müslüman) ülkenin sınırları değişecek” açıklaması?

“Orta Doğu stratejik eş başkanlığı” da ne demek? Niçin İtalya ile Türkiye bu başkanlıklarının yürütücüleri oldukları iftiharla söylemektedirler? Bu sıfatla birlikte neler almakta veya neler vermekteyiz?

Niçin komşumuz olan kendileriyle tarihi, milli değerlerimizle bağlı olduğumuz halkının birçokları ile halkımızın akraba oldukları Irak’ın işgaline seyirci kaldık? Niçin hava ve deniz üstlerimizi ABD uçak ve gemilerinin kullanılmasına açtık. Milli Savunma Bakanımız Vecdi Gönül’ün “ADB uçakları İncirlik Hava Üssü’nden 4990 sorti yapmıştır” açıklaması ne manaya gelmektedir?

Bu dost ve müttefik hatta stratejik ortağımız dediğimiz ABD’nin tarihi nasıldır? Çok mu yüzleri aktır, bunların?

ABD'NİN GÜNAH GALERİSİ

Dönüp kendi geçmişine bakmayan, katlettiği Kızılderilileri ve Afrika’dan gemilere doldurarak zorla alıp götürdüğü “Kunta-Kinteleri” hatırlamayan, dünyada yaptığı soykırımları dile getirmeyen ABD başka ülkelerde de bunların konuşulmasına engel oluyor.

Göreve gelir gelmez Dünyada geçmişteki ve günümüzdeki bütün katliamlar artık gizlenmeyecek, mağdurların feryadı duyulacak mesajını veren ABD Başkanı Barack Obama'nın yeni işgal senaryolarını uygulamaya koyması yeni cepheler açması dünyada büyük tepkilere sebep olmaktadır.

Ayrıca Obama'ya, ABD yönetimlerinin Latin Amerika ülkelerinde, Japonya'da ve Afrika'da yaptığı katliamlar ile 1991 yılında Ortadoğu'ya yönelik başlattığı işgal sürecinde katlettiği milyonlarca insanla ilgili bugüne kadar hiçbir somut adım atmadığı hatırlatılıyor. 

ABD’NİN SOYKIRIM TARİHİ

ABD'nin ve Avrupa'nın yaptığı katliamlar hiçbir şekilde görülmüyor. Peki, ama neden? Fransızlar zamanında 1,5 milyon Cezayirliyi katletti. Hıristiyan Avrupalıların geçmişlerinde, Osmanlı'nın yaptıklarını iddia ettikleri katliamların 10 misli var. Amerikalıların Kızılderili soykırım var. Bunlarla ilgili sadece İran ve Venezuela başkanları konuşuyor, başka da kimse yok.

Kristof Kolomb 1492'de Amerika'ya ayak bastığında 27 milyon olan Kızılderili nüfusu, 1892'de 1,5 milyona düştü. 20. yüzyılın başında Kızılderili nüfusunun yüzde 95'inin katledildiği gazete ilanlarında iftihar olarak yayınlandı. 24 Eylül 1863 tarihli Winona Dayly Republican gazetesindeki ilanda; “Getirilen her ölü Kızılderili için 200 dolar ödül” vaad ediliyordu. ABD Başkanı Roosevelt, gazetelerde yayınlanan demeçlerinde “En iyi yerli, ölü yerlidir” diyordu. ABD'de 25 milyon Kızılderilinin katledildiği tahmin ediliyor.

1898'de Meksika ABD tarafından işgal edildi, aynı yıl Küba'ya girildi ve her iki ülkede bir yılda 30 bin kişi katledildi.

1921'de ABD Nikaragua'yı işgal etti. 1945'te Hiroşima ve Nagazaki şehirlerine ABD güçleri tarafından atom bombası atıldı ve 350 bin kişi katledildi.

1950-53 tarihlerinde Kore'yi işgal etti ve yüz binlerce Koreli katledildi.

1950-59 tarihlerinde Küba'da ABD tarafından 60 bin kişi katledildi.

1965 Endonezya'da ABD'nin çıkardığı karışıklıkta 1 milyon insan hayatını kaybetti.

Aynı yıl Dominik'te ABD paraşütçüleri tarafından 10 bin kişi katledildi.

1975 de ABD Vietnam'dan çıktığında geride 170 bin ölü, 80 bin de sakat bıraktı.

1970-75 tarihlerinde Kamboçya ve Laos'ta 1 milyon kişi ABD tarafından katledildi.

1973'te Şili'de CIA darbesi ile 30 bin, aynı yıl Arjantin'de 30 bin kişi katledildi.

1983 yılında Lübnan'da 14 bin Amerikan deniz piyadesi binlerce Lübnanlıyı katletti. Aynı yıl 6. Filo Lübnan'ı günlerce bombaladı. Yine aynı yıl Grenada'yı işgal eden ABD, burada 2 bin kişiyi katletti.

1986'da Libya'yı bombalayan ABD birlikleri, bine yakın sivili katletti ve bu ülkeye yıllardır ambargo uyguluyor.

1989'da Panama'ya asker çıkaran ABD, 5 bin Panamalıyı öldürdü. 1991'de Irak'a saldıran ABD, bu savaşta 100 bin Iraklıyı katletti.

2001 yılında ikiz kulelere yapılan saldırıyı bahanesiyle ABD, İslam coğrafyasına karşı Haçlı Seferi başlattı, Afganistan'ı işgal etti ve on binlerce Afganlıyı katletti.

Aynı plan çerçevesinde 2003 yılında Irak'ı işgal eden ABD, bu güne kadar Irak'ta 1 milyon 500 bin civarında Iraklıyı katletti.

ABD ve Avrupa'ya dönüp kendi kirli geçmişinize bakın demek gerekir. Ama kim diyecek? ABD’nin gündeme getirdiği demokrasi, insan hakları konusu artık kabak tadı verdi. Bu kavramların neyin üzerinin örttüğünü artık dünya kamuoyu anlamaya başladı.