Tarihimizin Hakikatlerini de Öğrenmeliyiz
Bir okuyucunun yorumunu yazmış ilk söyleyeceklerimi özetlerken konunun aslına gireceğimi belirtmiştim.
Okuyucu, genç olup bilemeden veya yaşlı olup bilerek Aşk körlüğü haleti ruhiye sine saplanmış ola ki.
İsmet Paşa sevgisi içinde olurken nedense MSP veya MHP ilgisi içinde de olduğu gözlenmekte.
Her kişinin sevgisi ve duygularına hürmet ederim. Ama bu düşüncelerinde yanlışlıklar varsa…
Körlük içinde ki âşık gence, aşkının yanlış yolda olduğunu ikaz etmeye çalışan ve aslında sonraları haklıda çıkan ebeveynlerin irşadı gibi.
Yanlış öğretilme veya öğrenmelerin, okuyucu yanında ayni yönde olan diğerler kardeşlerimizin de bilgi edinmesinde faydalar vardır düşüncesindeyim.
Bu hususu şiir olarak yazılmış güzel bir anlatımı, sizlere de sunmak isterim.
Şiir, 1933 yılında Sinan Omur’un İstanbul da ki Sinan matbaasında basım sırasında el konulup toplatılan…
Hamam ocaklarında imkân bulamayınca Topkapı haricinde çukurlarda yakılan “İstiklâl Harbimizin Esasları” ile “Bir İhtiyaç” kitabında bulunmakta. Şair, Kitabın yazarı Kazım Karabekir Paşa mı, başkası mı? İmza olmayınca bilinemiyor.
***
“Cihana feyz saçan varlık hakikat nurudur her dem
Ancak, bu nurla kurtuldu beşer zulüm ve esaretten
Hakikat olmayan yerde seciye ve ilim kalmaz,
Çünkü bunlar hakikatten başka şeyden gıda almaz
Bunun için:
Terakki eyleyen millet neme lâzım deyip yatmaz.
Arar, sorar, söyler, yazar, hakikat kaybolup batmaz.
Hakikat nuruna bir nur eklemek için bütün millet,
Birbiriyle yarış yapar, bunun adı: Büyük hizmet.
İşte böyle bir diyarda.
Riya, yalan
Propaganda falan
Avutamaz, uyutamaz, düşünceyi daraltamaz, hakikati karartamaz.
…………
Bu gün sesin çıkmıyorsa yaz ve yazdır hakikatı
Unutma ki zaman onun sadık dost ve müttefiki ve kuvvetli muhafızı”
***
Anlam, bu günlere bile ne kadar yatkın görünmekte.
Gelelim Okuyucumuzun yorum yaptığı yazıda “İsmet Paşa ile ne alıp veremediğin var…” ve “onun kahramanlıkları olmasa” diyecek ki “… İsmet Paşa olmasa şimdi senin sakalının yerine boynunda haç olurdu…” gibi şahsiyata karşı belge ile değil de irdelemelere tahammülsüzlüğün dışa çıkmasının tarihte kayıtlı yanlışlıklarına cevabım olarak.
Bu günkü yazımda başlık gibi özetlerken ileride genişlemesine detayına girmeye çalışacağım inşallah.
***
Sayın İsmet Demir ve onun gibi düşünenlere derim ki,
İsmet Paşa Anlatıldığı gibi Malatya’lı olmayıp 1884 de İzmir’de doğmuştur. Silsile üzerinde burada bir şeyler yazmayı uygun bulmamaktayım meraklıları araştırır bulur.
Askeri okula temelden değil İstanbul mühendis idadisinden sonra harp okuluna girmiştir.
Selanik harp okulu subaylarını elde eden Yahudi ve Rum hatta Ermeni teşkilatlarının faaliyetleri olarak kendilerini gizleyip subaylara kurdurttukları İttihad ve Terakki Cemiyetine. Daha yeni Subay iken üye olmuştur.
31 Mart olaylarının bazı gayelerle hazırladığı da rivayet arasına giren işlemde.
Sözde padişahı emniyet altına almak ve korumak için İstanbul’a gelen, ama aslında amaç’ın padişahı “ Hal” etme azminde olan..
Selanik ordusunun harekâtında vazife almıştır.
Osmanlı tabiiyetinde olan Yemen de çıkan isyanı bastırmak için 1913 de vazifelendirilmiş ise de bastırma bir tarafa elden gitmesinde katkısı olmuştur.
Arap yarımadasında olan İngiliz ve Fransızlara karşı savaş içinde olan 4.,8. Ve 7. Ordularımızın 7. Ordu komutanı Mustafa Kemal’in emrinde Suriye savaşında komuta ederken, bazı rivayetler olsa da. Her ne hal ise İsmet Paşanın komuta ettiği ortada bulunan 7. Ordu belki dayanamayarak geri çekilince araya giren düşman 4. ve 8. Orduyu çevreleyerek büyük yenilgi telefat olmuştur.
Bunu öğrenen Mustafa Kemal Paşa At üstünde gelip komutayı bizzat ele alarak düşmanı Hatay sınırlarında durdurabilmiş.
İnönü savaşlarının kahramanı olarak bizlere öğretilenlerin maalesef aksi olayları meydana çıkmıştır. Hem de GKB’nın arşivlerinden!
Birinci İnönü savaşına komutan olarak atanan, Kurtuluş harekâtına ilerde anlatacağımız şekilde çok geç gelmesine rağmen Mustafa Kemal Paşa tarafından atanan Miralay İsmet Paşa düşman karşısında gerekli direnmeyi yapamayınca. Düşman Sakarya’yı bile geçmeye başlamış.
Bu habere çok kızan ve TBMM başkanı da olan Mustafa Kemal Paşa 3.08.1922 de İsmet Paşa’yı meclis kararı ile azlederek yerine Fevzi paşayı getirmiş.
Zaten durumu daha önce görüp bizzat kendisi ricat askerin başında kurandan ayet okuyup ya istiklalimize kavuşacağız ya da öleceğiz diyerek ve kuran okuyarak askeri arkasına düşürmüş düşmanı Sakarya sularına dökmüştür. Fevzi paşayı bu kahramanlığı dolayısıyla meclis Korgeneral rütbesi ile taltif etmiştir.
İsmet paşanın bu kahramanlıkları(!) sayesinde haç takmaktan kurtulduğumuzu söyleyen sayın okuyucuya…
Asıl haç takma meylinde oluşumlarında İsmet paşanın kendi el yazısını okuruz gelecek yazımda inşallah
***
Sağlık ve esenlik içinde yaşam dileğimle…
İsmet Paşa sevgisi içinde olurken nedense MSP veya MHP ilgisi içinde de olduğu gözlenmekte.
Her kişinin sevgisi ve duygularına hürmet ederim. Ama bu düşüncelerinde yanlışlıklar varsa…
Körlük içinde ki âşık gence, aşkının yanlış yolda olduğunu ikaz etmeye çalışan ve aslında sonraları haklıda çıkan ebeveynlerin irşadı gibi.
Yanlış öğretilme veya öğrenmelerin, okuyucu yanında ayni yönde olan diğerler kardeşlerimizin de bilgi edinmesinde faydalar vardır düşüncesindeyim.
Bu hususu şiir olarak yazılmış güzel bir anlatımı, sizlere de sunmak isterim.
Şiir, 1933 yılında Sinan Omur’un İstanbul da ki Sinan matbaasında basım sırasında el konulup toplatılan…
Hamam ocaklarında imkân bulamayınca Topkapı haricinde çukurlarda yakılan “İstiklâl Harbimizin Esasları” ile “Bir İhtiyaç” kitabında bulunmakta. Şair, Kitabın yazarı Kazım Karabekir Paşa mı, başkası mı? İmza olmayınca bilinemiyor.
***
“Cihana feyz saçan varlık hakikat nurudur her dem
Ancak, bu nurla kurtuldu beşer zulüm ve esaretten
Hakikat olmayan yerde seciye ve ilim kalmaz,
Çünkü bunlar hakikatten başka şeyden gıda almaz
Bunun için:
Terakki eyleyen millet neme lâzım deyip yatmaz.
Arar, sorar, söyler, yazar, hakikat kaybolup batmaz.
Hakikat nuruna bir nur eklemek için bütün millet,
Birbiriyle yarış yapar, bunun adı: Büyük hizmet.
İşte böyle bir diyarda.
Riya, yalan
Propaganda falan
Avutamaz, uyutamaz, düşünceyi daraltamaz, hakikati karartamaz.
…………
Bu gün sesin çıkmıyorsa yaz ve yazdır hakikatı
Unutma ki zaman onun sadık dost ve müttefiki ve kuvvetli muhafızı”
***
Anlam, bu günlere bile ne kadar yatkın görünmekte.
Gelelim Okuyucumuzun yorum yaptığı yazıda “İsmet Paşa ile ne alıp veremediğin var…” ve “onun kahramanlıkları olmasa” diyecek ki “… İsmet Paşa olmasa şimdi senin sakalının yerine boynunda haç olurdu…” gibi şahsiyata karşı belge ile değil de irdelemelere tahammülsüzlüğün dışa çıkmasının tarihte kayıtlı yanlışlıklarına cevabım olarak.
Bu günkü yazımda başlık gibi özetlerken ileride genişlemesine detayına girmeye çalışacağım inşallah.
***
Sayın İsmet Demir ve onun gibi düşünenlere derim ki,
İsmet Paşa Anlatıldığı gibi Malatya’lı olmayıp 1884 de İzmir’de doğmuştur. Silsile üzerinde burada bir şeyler yazmayı uygun bulmamaktayım meraklıları araştırır bulur.
Askeri okula temelden değil İstanbul mühendis idadisinden sonra harp okuluna girmiştir.
Selanik harp okulu subaylarını elde eden Yahudi ve Rum hatta Ermeni teşkilatlarının faaliyetleri olarak kendilerini gizleyip subaylara kurdurttukları İttihad ve Terakki Cemiyetine. Daha yeni Subay iken üye olmuştur.
31 Mart olaylarının bazı gayelerle hazırladığı da rivayet arasına giren işlemde.
Sözde padişahı emniyet altına almak ve korumak için İstanbul’a gelen, ama aslında amaç’ın padişahı “ Hal” etme azminde olan..
Selanik ordusunun harekâtında vazife almıştır.
Osmanlı tabiiyetinde olan Yemen de çıkan isyanı bastırmak için 1913 de vazifelendirilmiş ise de bastırma bir tarafa elden gitmesinde katkısı olmuştur.
Arap yarımadasında olan İngiliz ve Fransızlara karşı savaş içinde olan 4.,8. Ve 7. Ordularımızın 7. Ordu komutanı Mustafa Kemal’in emrinde Suriye savaşında komuta ederken, bazı rivayetler olsa da. Her ne hal ise İsmet Paşanın komuta ettiği ortada bulunan 7. Ordu belki dayanamayarak geri çekilince araya giren düşman 4. ve 8. Orduyu çevreleyerek büyük yenilgi telefat olmuştur.
Bunu öğrenen Mustafa Kemal Paşa At üstünde gelip komutayı bizzat ele alarak düşmanı Hatay sınırlarında durdurabilmiş.
İnönü savaşlarının kahramanı olarak bizlere öğretilenlerin maalesef aksi olayları meydana çıkmıştır. Hem de GKB’nın arşivlerinden!
Birinci İnönü savaşına komutan olarak atanan, Kurtuluş harekâtına ilerde anlatacağımız şekilde çok geç gelmesine rağmen Mustafa Kemal Paşa tarafından atanan Miralay İsmet Paşa düşman karşısında gerekli direnmeyi yapamayınca. Düşman Sakarya’yı bile geçmeye başlamış.
Bu habere çok kızan ve TBMM başkanı da olan Mustafa Kemal Paşa 3.08.1922 de İsmet Paşa’yı meclis kararı ile azlederek yerine Fevzi paşayı getirmiş.
Zaten durumu daha önce görüp bizzat kendisi ricat askerin başında kurandan ayet okuyup ya istiklalimize kavuşacağız ya da öleceğiz diyerek ve kuran okuyarak askeri arkasına düşürmüş düşmanı Sakarya sularına dökmüştür. Fevzi paşayı bu kahramanlığı dolayısıyla meclis Korgeneral rütbesi ile taltif etmiştir.
İsmet paşanın bu kahramanlıkları(!) sayesinde haç takmaktan kurtulduğumuzu söyleyen sayın okuyucuya…
Asıl haç takma meylinde oluşumlarında İsmet paşanın kendi el yazısını okuruz gelecek yazımda inşallah
***
Sağlık ve esenlik içinde yaşam dileğimle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.