Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Tarihimiz Yanarken Restorasyon Kandırmacası

Tarihimiz Yanarken Restorasyon Kandırmacası

Konya tarihi bir mahallesinde, bir tarihi binasını daha yangında kaybetti. Ve tescilli bir tarih ev daha göz göre göre kül oldu.
21 Haziran 2013 Cuma günü Nakiboğlu Mahallesi, Sancaklı Sokak'ta bulunan 150 yıllık tarihi bina yangın sonrası tamamen yıkıldı.
Nakiboğlu Mahallesi, Sancaklı Sokak'ta bulunan 150 yıllık tarihi bina kamu kuruluşlarının hatalarının birleşmesi sonucunda ortaya çıkan ihmaller neticesinde göz göre göre kül oldu.
Yıllardır restore edilmeyi bekleyen binanın yanmasını sanmayın ki sadece mahalle sakinleri üzüntüyle izledi. Tarihçilerin tarihin, tarihi evlerin kül olmaya mahkûm edildiğini belirttiği Konya da asıl üzüntüyü eminiz ki yanmayı bekleyen diğer tarihi evler ile bu evlerde türlü hatıraları olan ev sahipleri çekmektedir.
Dünyanın göz bebeği diye övündüğümüz,  tarih ve kültür şehri diyerek reklamlar yaptığımız Konya’mızda, yıllardır belediyeler ve kültür bakanlığı eliyle sürdürülen trajik ihmaller, sadece yanan o binaları değil, yürekleri de çökertmektedir.
Çünkü hemen herkes bilmektedir ki şehrimizde yanan tarihi binaların külleri sadece taş, duvar, tahta, çimento, çatı malzemeleri değil, kültürel mirasımız ve kültürel varlığımızın küle dönüşmesidir.
Biz tarihi bina yangınların benzerliğinin bir tesadüf olmadığına ve yıllardır süregelen bir ihmaller zincirinin son halkası olduğuna inanıyoruz.
Çünkü son 2 yıllık sürede sadece Köprübaşı Caddesi üzerindeki tescilli tarihi binalarda çıkan 4 yangının başkaca bir izah tarzı olamaz.
Bu 4 yangının ardında diğer bazı yerlerde olduğu gibi bir rant iddiası da olamayacağına ve geçen zaman içinde yerine yeni binalarda yapılmadığına göre, geriye sadece ihmal ihtimalinden başka bir şey kalmayacaktır.
Benzer iddiaların yaygınlaşmaması ilgili başta büyükşehir olmak üzere tüm belediyeler daha dikkatli olmak zorundadır.
Çünkü büyükşehir belediyesi ile ilçe belediyelerinin göstermelik olarak 25-30 yıllık bir takım binaları restore etmesi kimseyi kandırmamalıdır.
Üstelik belediyelerce restore edilen birçok yerin yabancı isimlerle günah mekânları olan kahvehaneler olarak işletildiği bilinirken.
Sadece bu sebep bile,  tarihi binaların restorasyonu sonucunda veya yıkılan binaların yerine yapılacak projelerde belediyelerin daha dikkatli davranmasını gerektirmektedir.
Aslında asıl mesele, tarihi binaların gerektiği gibi korunması ve yeterli önlemlerin alınması gerekirken neden faili meçhul yangınlarla karşı karşıya kaldığımızdır?
Suçlu Bakanlık mı? Belediyeler mi? Koruma kurulları mıdır?
Eğer suçlu hepsi ise ve suskunluklarının nedeni de üzerlerindeki suçluluk psikolojisi ise, tarihi varlıklarımız ihmallere kurban olup yanarlarken akla daha başka birçok soru ve bu soruların cevabı gelir.
Ve bu sorulardan en başta geleni için de, belediyeler sadece siyasi ve ekonomik rant elde edecekleri mahal ve mekanları restore etmektedirler sonucu çıkar.
Bu binaların korunması konusunda kültür bakanlığı ve Belediyeler ne gibi tedbirlere başvurmuştur bilmiyoruz ama son yıllarda yangınların sıklığı koruma tedbirlerinin işe yaramadığını göstermektedir.
Yangınların çoğunun nedeninin elektrik kontağı ve tinerciler olarak gösterilmesi de yangınların basit olmadığını ama alınan tedbirlerin, en az tedbir alanlar kadar basit olduğunu göstermektedir.
Ecdadımıza hizmet veren ve geçmiş asırların kültürel gelişmişliğinin temel göstergesi olan evlerimiz ve mekânlarımızın cayır cayır yanmasını bazıları oturdukları makamlardan film seyreder gibi izleseler de, bizim için kabul etmek zordur.
Çünkü yanan sadece binalar değil, aynı zamanda tarihimiz, geçmişimiz ve yüreğimizdir.
Ne tarihimiz yansın, ne de yüreğimiz dileğiyle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Süleyman Küçük Arşivi