Sadık Küçükhemek

Sadık Küçükhemek

Talim, terbiye ve medeniyet

Talim, terbiye ve medeniyet

Milli Eğitim Bakanlığın dikkatine

Milli Eğitim Bakanı Sayın Prof. Dr. Ziya Selçuk’un eğitim ve öğretimle ilgili konuşmasını dinledim. Güzel; söyledikleri sözleri hayata geçirilirse 20-25 sene sonra bilge öğretmen ve kaliteli öğrencilerin yetişmiş olduğunu görmüş olacağız. İnşallah yeni Bakan başarılı olur ve söylediklerini bir bir hayata geçirir.

Söz konusu Bakan’ın söylediklerini biz de zaman zaman yazılarımızda dile getiriyorduk; ama sesimizi duyuramadık. Bakan, biz gibi düşünenlere tercüman olmuş oldu. Kendisine bu konuda teşekkür eder, başarılar dilerim.

Ziya Selçuk, Bakanlık koltuğuna oturduktan sonra yaptığı bir basın toplantısında şöyle demişti: “En geç iki ay içinde yaklaşık 3 yıllık bir program açıklayacağız.”

Ziya Selçuk’un eğitim ve öğretim hakkındaki görüşleri özet olarak şu şekildedir: 30 alan öğrenciye değil, 100 alan öğrenciye takviye dersi verilmeli. Öğretmen bilge öğretmen olmalı. Talim var, terbiye yok. Çin’deki üstün zekâlı ve dahi sayısı neredeyse Türkiye'nin nüfusu kadar.

Sayın Bakan, söylediklerini ve düşündüklerini hayata geçirebilmek için evvela talim ve terbiyemizin temeli bir mefkûreye dayanmalı.  Başka bir deyişle bir medeniyete dayanmalı. Bu medeniyet de,  “İ’la-yı kelimetu’llah’ı” temel alan medeniyetimiz olmalı.

Sayın Bakan,  Tanzimat’tan itibaren malum sebeplerden dolayı biz medeniyetimizi inkâr ettik. Yerine Batı medeniyetini kabul ettik! Hamasi duygularımızı ayakta tutabilmek için de, bir slogan olarak, “Muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkacağız.” dedik.  Bu hamasi ifade sözde kalması mukadderdir, çünkü kimliğinizi inkâr ettiren bir medeniyetle kalkınma olur mu? Başka bir ifade ile taklitçi taklit edenin seviyesine çıkabilir mi?

Sayın Bakan,  sizin bu şekilde konuşmanız milletimizi sevindirdi, şimdi dört gözle 3 yıllık programınızı bekliyor. Söylediklerinizi temellendirebilmeniz için eğitim ve öğretimimizin temelini medeniyetimizin üzerine oturtmanız şarttır; aksi halde sözde kalır.

Sayın Bakan, Batı’nın eğitim ve öğretimi kendi medeniyetleri üzerine bina edildiği için Batı ülkeleri Yahudilik ve Hıristiyanlığı hâkim kılmak için çalışmaktadır. Bütün düzenlemeleri bu yöndedir. Yani siyasi, askeri, ekonomik, çevre düzenlemesine varıncaya kadar hep bu yöndedir.

Bu bağlamda Batılı her insanın bir ideali ve varmak istediği bir hedefi vardır. Birkaç misal verelim: Bir Bulgar komitacı papazın kızının ideali şudur:

Naş, naş,

Çarigrat naş…

Çarigrat: İstanbul demektir. Naş, naş: Bizim olacak, bizim olacak demektir. Bu durumda mana şöyle olur: Bizim olacak, bizim olacak İstanbul bizim olacak, demektir.

 Ömer Seyfettin, komitacı papaz kızından bu sözleri işitip manasını öğrenince üzüldü. Bizim idealimiz ve varacağımız hedef ise okuyup,  maddi yönden iyi bir yaşam sürmektir.

Misal vermeye devam edelim: Yunanistan’ın, “Megali İdea’sı” var. Rusların, Çarigrat ve sıcak denizlere inme ideali var. Yahudi’nin, Siyonizm’in “Arz-ı mev’ud” ideali var.

Sayın Bakan, Ömer Seyfettin’in dediği gibi maddi yönden daha iyi bir yaşam sürmeyi bir ideal edinen bir milletin evladı, ideali gereği, “Kâbe Arap’ın olsun, Çankaya bize yeter” dedi. “Yurtta sulh Cihanda sulh” ilkesini de içe kapanma şeklinde yorumladı.

Sayın Bakan, Medeniyetini inkâr eden bir milletin evlatlarının bir kısmı tabii olarak İngiliz, bir kısmı Alman hayranı oldu! Bu bağlamda İttihat ve Terakki Cemiyeti Turancılık ve Pantürkizm hayali ile koskoca imparatorluğu paramparça etti.

 Sayın Bakan, aynı ideal uğruna Cumhuriyet’ten bu yana gençlerimizin bir kısmı Rus, bir kısmı Mao, bir kısmı kapitalist, bir kısmı sosyalist hayranı oldu. Bu durum halen devam etmektedir.

Sayın Bakan, 15 Temmuz ruhu, Malazgirt, Çanakkale ve Kuva-yı milliye ruhu olduğu unutulmamalı. İşte medeniyetimizin ruhu olan bu ruh üzerine talim ve terbiyemizi oturtmadan söylediklerinizin havada kalacağı unutulmamalı.

Sayın Bakan, hali hazırdaki müfredat programı 100 alan öğrenciye de 30 alan öğrenciye de uygulanmaktadır. Çin, nüfusunun 100’de onunu okutmaktadır, gerisini işçi yapmaktadır. Bir medeniyeti, bir mefkûresi olmayan bir öğretmen bilge öğretmen olabilir mi? Çin’in 2 milyara yakın nüfusu var, bizim nüfusumuz kadar bilge, dahi öğrencisi elbette olur. Biz nüfusumuzu yukarıda ifade ettiğim idealimiz (!?) uğruna azaltmak için çalışmıyor muyuz? 

Sayın Bakan, sonuç olarak diyorum ki,  talim ve terbiyemizin temeli kendi medeniyetimiz olursa söylediklerin bir bir gerçekleşir ve bu millet de sizi ilelebet unutmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sadık Küçükhemek Arşivi