Eleştiriyi geçtik...

Olabilir...

Normaldir...

Gösterilen tepki öyle böyle değil...

Bel altı ve inciten cinsten...

Sevmedikleri için veya  kendilerine yakın  bulmadıkları ya da karşı mahalleden oldukları için, tepki gösteriyor olabilirler...

Ama...

Sevmeyenleri geçtik, partililer bile tepkili...

Tahir Akyürek'in ikinci sıraya konması, bazılarının akıllarını başlarından almış...

Hatta, aday gösterilmesini bile içlerine sindiremeyenler var...

"Rüzgar eken fırtına biçer" diyenler bir tarafta, "halkın içine çıkmayan birinin, halkın vekili olmasını istemiyoruz" diyenler ise başka bir tarafta...

Hayretler içerisindeyim...

Yazımın başında da söylediğim gibi, tepki olabilir, ama linç ve bunu kampanyaya dönüştürmek başka bir şey...

Hem de öyle bir linç kampanyası ki, inanılacak gibi değil...

Bunlar sokaktaki vatandaşlar değil, bizzat Tahir Akyürek'i birebir tanıyan, Tahir Akyürek'le selamlaşan, tokalaşan ve nasıllaşan insanlar...

Ben çoğunu tanıyorum...

Ak Parti'ye gönül vermiş insanlar...

Olacak gibi değil...

Benim aklım havsalam almıyor...

Şimdi düşünüyorum da, Tahir Akyürek, bu kadar tepki görecek, dahası linç edilecek kadar kötü ne yapmış olabilir ki?

xxx

İki gün önce kendisiyle görüştüm...

"Hayırlı olsun" dedikten sonra, kendisine reva görülen bu tepkileri sordum Tahir Başkana...

Üzgün olduğu her halinden belliydi...

Çok fazla derine inmeden, yüzeysel olarak geçiştirdi...

"Ben iyi işler yaptığımı düşünüyorum" dedi ve bir de örnek verdi...

Bir vatandaş, kendi sosyal medya hesabından başkanı eleştirerek, "bu şehre ne yaptın?" diye tepki göstermiş...

İlginç olan ise bu vatandaşın profil resmiymiş...

Yeni stadın önünde çektirdiği fotoğrafıyla birlikte sormuş, "bu şehre ne yaptın?" sorusunu...

Tahir Başkan, bunun gibi 2-3 örnek daha verdi ve "her şeyin hayırlısı" diyerek bu tepki meselesini kapattı...

Ama şu da bir gerçek ki,  partililerin ve dost bildiği bazı insanların, sosyal medyadaki olumsuz ve tepki paylaşımlarının altına yaptıkları yorumlar, Tahir Akyürek'i can evinden vurmuş ve acıtmış...

Bunu net olarak söyleyebilirim...

"Bazı yaralar vardır ki, kapanmış olsalar bile dokununca sızlarmış" ya, sanki Tahir Akyürek'in bu yaraları kapanacak, ama üzerine dokununca da bir ömür sızlayacakmış gibi duruyor.

xxx

KONYASPOR VE AHMET ŞAN MESELESİ

Tahir Başkanı bulmuşken Atiker Konyaspor'u ve Ahmet Şan'ı da sordum...

Atiker Konyaspor'un talihsiz bir sezon geçirdiğini, ancak her şeye rağmen kümede kalmasının kendisini inanılmaz mutlu ettiğini, aynı hataların tekrarlanmaması için de, herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini söyledi...

Ahmet Şan konusunu açtım...

Yutkunmadan konuştu...

"Konyaspor'dan biraz geri durması noktasında telkinlerde bulundum, biraz dışarıda kalmasının kulüp adına da, kendi adına da, en önemlisi aile adına yararlı olacağını söyledim. Ama Ahmet Bey, nedense bir türlü kendisini bu işlerden alamıyor" diyerek, lafı bir bakıma "beni dinlemiyor, sözümü kâle almıyor"a getirdi...

Bu konuda ikna oldum mu?

Olmadım...

Tahir Başkan, aynı zamanda kayınbiraderi de olan  Ahmet Şan'a "yeter artık" diyecek ve Ahmet Şan, Tahir Başkana karşı gelecek ya da sözünü dinlemeyecek!

Daha doğrusu, Konya'da ve Konyaspor'da varlık sebebi olan bir insanı, amiyane tabirle "kazımayacak" öyle mi?

O biraz zor...

Onun için ikna olmadım...

O kadar eleştiri ve tepkiye hedef olan Tahir Akyürek, Konyaspor için siyasi geleceğini tehlikeye atar mı?

Bilemem...

Ancak, Konyaspor'un iyi bir siyasi malzeme olduğunu da ıskalamamak lazım...

Tahir Başkan bunu göze alabilir mi?

Ya da Konyaspor'u ellere bırakabilir mi?