Dr. İbrahim Büyükeken

Dr. İbrahim Büyükeken

Suriye ile nereden nereye geldik!

Suriye ile nereden nereye geldik!

2011 yılından önce deselerdi ki; “Suriye ordusu ile savaşacağız” kimse inanmazdı. Herkes güler geçerdi. Paranoyak derlerdi, deli derlerdi, ruh hastası derlerdi…Kısacası demedikleri kalmazdı…

**

AK Parti hükümetinin Suriye ile yakınlaşması dönemin Dış İşleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile başladı. Vizeler kalkmıştı. Vizelerin kaldırılması ise tarihi bir hataydı…Suriye hükümeti  ile ortak bakanlar kurulu toplantıları yapılıyordu…

**

Konya’dan ve Türkiye’nin diğer şehirlerinden Suriye’ye turlar düzenleniyordu. Ekonomik ve siyasi ilişkiler zirvedeydi. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad ailecek birlikte tatil yapıyordu…

**

O zamanlar “Katil Esed” “Kardeşim Esad” olarak çağrılıyordu. Halep’in yeni stadyumunda Fenerbahçe- Halep takımları dostluk maçı bile yapmıştı. Anlayacağınız herşey çok güzel gidiyordu…

**

Hükümet bu bahar havasını daha da ileri taşıyarak, sınırlarımızdaki mayınlı arazilerin temizlenmesine karar verdi. Bunu da bir İsrail firmasına verdi. İhaleyi alan İsrail firması 50 yıl boyunca bu verimli arazilerde tarım yapacaktı…

**

CHP zihniyeti yine boş durmadı. Konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı. Anayasa Mahkemesi de CHP zihniyetinin etkisi altında kalarak, bu ihaleyi iptal etti. Yargıdaki vesayet te o zamandan beri vardı…

**

Suriye ile yaşadığımız Bahar havası 2010 yılının Kasım ayında Tunus’ta bir isportacının kendini yakması ile bozulmaya başladı. Kimilerine göre Arap dünyasında bahar yaşanıyordu. Arap Baharı dedikleri şeyin aslında yalancı bahar olduğunu kimse idrak edemedi…

**

Tunus’ta başlayan Arap Baharı, ilk kurbanını aldı. Tunus Devlet Başkanı Bin Ali, uçakla ülkeyi terketti. Mısır’da Hüsnü Mübarek görevi bıraktı. Müslüman Kardeşler iktidar oldu. Mursi devlet başkanı seçildi…

**

Libya Lideri Muammer Kaddafi, 42 yıl sonra iktidardan düştü. Türkiye’nin ve Batılı ülkelerin desteklediği isyancılar Kaddafi’yi linç ederek öldürdü...Libya 3’e bölündü ve savaş hala devam ediyor. Türkiye ise Libya’da istenmeyen ülke…

**

Kimse Arap Baharı’nın estirdiği o fırtınanın Suriye’yi yakacağını hesaplayamıyordu. Türk basını bile o zamanlar “Esad reformist birisi. Arap Baharı Suriye’de etkili olmaz. Halk Beşşar Esad’dan memnun” diye yazılar yazıyordu…

**

Sadece Türk medyası değil hükümetimiz de Suriye konusunda çok ciddi yanılgıya düştü. Suriye’de olaylar başladıktan sonra hükümetimiz Esad’ın iki ay içerisinde devrileceğini hesapladı. Rusya, İran, Çin, Hizbullah faktörlerini kimse düşünmedi…

**

Suriye’deki savaş büyüdükçe büyüdü. Dünyanın bütün ruh hastaları, psikopatları Suriye’ye toplandı. Kimi Suriye rejimine karşı savaştı, kimi muhaliflere karşı savaştı. İnsanlık tarihinin görebileceği en acı olayları Suriye’de yaşandı…

**

DAEŞ, El-Nusra gibi onlarca terör örgütü ortaya çıktı. Türkiye ise önce DAEŞ ile savaştı. Arkasından YPG unsurlarına yönelik operasyonlar düzenledi. Zeytindalı, Fırat Kalkanı ve Barış Pınarı operasyonlarını düzenledik…

**

Suriye’nin başkenti Şam’da Emeviye Camii’nde Cuma namazı kılmayı hayal ediyorduk... Memleketin birçok yerinde bombalar patladı. Yüzlerce insanımız terör saldırılarında hayatlarını kaybetti…Yetmedi 5 milyon Suriyeli ülkemize sığındı…

**

Ve en son Beşşar Esad rejimi ile karşı karşıya geldik. Rusya’nın desteğini de arkasına alan Esad rejimi ilk defa İdlib’teki askeri birliklerimize saldırdı ve 1 haftada 13 askerimizi şehit verdik…Şehitlerimizin cenaze namazlarını kılar hale geldik…

**

Suriye ile yaşadığımız bahar havası mazide acı bir hatıra kaldı. Şu an Suriye ile tipi, boran yaşıyoruz. Halbuki: Milli Görüş Lideri merhum Necmettin Erbakan, 2005 yılında “Bir gün Suriye karışırsa hedef Türkiye’dir diye uyarmıştı…

**

4 Ekim 2012 tarihinde Saadet Partisi’nin eski Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, “Bu süreçte Türkiye ile Suriye’yi sıcak bir savaşın içine sürüklemek isteyen küresel plan ve oyunlar gözardı edilmemelidir“ diye uyarılarda bulunmuştu..…

**

Aslında dansı 2010 yılından bu yana küresel şeytanlar yönetiyordu. Ve hedeflerine adım adım ulaşıyorlar. Küresel güçler Türkiye’yi büyük bir bataklığın içerisine doğru çekiyorlar…Allah ülkemizin ve milletimizin yardımcısı olsun…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum
Dr. İbrahim Büyükeken Arşivi