Son durumlar
Son günlerde ülke dışında İdlib’de cereyan eden hâideseler bizleri pek tabî ki derinden yaralamıştır. Mümkün olduğu kadar eğitim muhtevâlı yazılara ağırlık vermeye çalışıyoruz fakat söz konusu vatan olunca bâzen ister istemez kendi gündemimiz dışına çıkabiliyoruz. Zirâ duygularımız galebe çalıyor. Önümüzde şehidlerimizin acısı dururken başka bir konu yazmak istemedik efendim. Türkiye’nin başı sağ olsun. Biz bir ölür, bin diriliriz. Şehidler kendileri için ebedi sonsuz bir mutluluğa kapı aralarken geride de pek çok dirilişe vesile olacak adımlara sebep olurlar. Ne mutlu onlara ve ne mutlu gerideki vatan bekçisi Mehmetçiklerimize… Rabbim onlara güç ve azim bahşetsin inşaAALLAH.
Hep söylendiği üzere ülke olarak hakikaten zor bir coğrafyadayız. Reel olarak her ülkenin sınırları belli aslında ama gözü doymaz şer güçler kendileri dışında olanları ezip, üzüp, parçalayıp, ülkeleri talan ederek insanları yurtlarından göç etmek zorunda bırakmak adına akla ziyan oyunlar düzenliyorlar. ‘Herkes kendi vatan toprağında mutluca, huzurla yaşasa kimse kimsenin zararına iş tutmasa’ diyorsunuz içinizden ama bu günümüzde mümkün değil. Dünya âdeta bir kurtlar sofrası ve herkes birbirini yemeye uğraşıyor. Dolayısıyla kimin eli kimin cebinde belli değil. İnsanlar birbirlerinin kuyusunu kazıyor, düşmanlıklar, tuzaklar, hâinlikler, yalanlar, düzenler, zulümler bilhassa İslam topraklarında kol geziyor. Şüphesiz bunlar tesâdüfi değil.
Çevrilen oyunları düşünürken dahi insanın kanı donuyor. Nedir bu acımasızlık? İnsanlık öldü mü? Diyorsunuz. Ne yazık ki cevap; evettir. Bugün insanlık ölmüştür. Şimdi son haftalardaki şehidlerimize bakınız, içimiz yandı. Rabbim onları cennetin en güzel köşesinde ağırlasın inşaALLAH. Ancak sorarlar kardeşim; ‘Mâdem çatışmasızlık bölgesi orası’ sen ne diye oraya saldırıyorsun? Mutlak bir sebebi var tabî ki. Bilindiği üzere 3.Şubatta Sûriye rejim unsurları bizim üslerimizin olduğu bölgede 7 askerimizi şehid etti. Yetmedi 10 Şubatta İdlib-Taftanaz bölgesinde yine 5 askerimiz şehid oldu. Elbette bu kayıplar kabul edilemez. Gereği yapıldı, yapılıyor ve bir daha tekerrür etmemesi için gerekli uyarılar hem dünya çapında hem ‘Soçi Mutabakatı’ ilgililerine iletildi. Devlet başkanları bazında görüşmeler yapıldı.
Son gelişmeler Sûriye’de askerimize yönelik alenen bu saldırının arkasındaki gerçeklere odaklanmamız gerektiği sinyalini veriyor bize. Âşikar olduğu üzere Türkiye’nin güneyinde bize karşı bir terör koridoru oluşturmak idi düşman unsurlarının amacı. Türkiye son yıllarda üst üste gerçekleştirdiği Barış harekatlarıyla bu gizli planı bozdu hamdolsun. Bu sefer başka yerlerden Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak istediler. Akdeniz’de çeşitli oyunlar içine girdiler. Türkiye derhal gerekli tedbirleri alarak onları da püskürttü. Sonra Libya hamlesi herkesi şok etti. Bu sefer onların da böylesi bir karşı hamlesi oldu.
Ülkeyi İdlib ile meşgul ederek rejimle savaşa sokarak Türkiye’nin güya gücün bölmek istiyorlar yoksa Amerika heyeti niye gelsin ki? Bizi sevmedikleri ortadayken!!! PKK’ya zaman kazandırmak adına neler yapmışlardı daha aylar önce. Ama ne yazık ki diplomatik süreçte bâzı olması gerekenlerin –kağıt üzerindeki çok dikkat edilmeyen- şeylerin yerine getirilmesine de çaba sarf edilmesi lâzım. Bu bağlamda heyetlerini biri gidip biri geliyor. Neticeyi göreceğiz fakat bu adamlar verdikleri sözü tutmuyorlar ki…
İyi ki şu yaşadığımız coğrafyada güçlü bir hükümet var da üzerimizde oynanan bu oyunları bertaraf edebiliyor. Yoksa hâlimiz harap olurdu. Yanımızdaki devletlerin acınası hallerine düşmemek işten bile değildi. Irak, Sûriye, Afganistan, Filistin, Yemen.. Diğerlerinde de istikrarlı bir duruş yok sâdece Batı’nın kuklası Mısır, Suud, BAE hâriç. Ülke olarak güçlü olmak zorundayız. Düşmana gözdağı, dosta güven ancak bu şekilde verilir.
Bütün bunlar yetmiyor gibi Bir de Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanından gelen çatlak sesler de bizi ayrıca yaralamıştır. Buradan Mustafa Akıncı’yı kınıyoruz. Bu ne kalleşlik? Atalarımız Kıbrıs’ı alana kadar neler çektiler, ne şehidler verdiler. Son olarak Kıbrıs Barış Harekâtında verdiğimiz şehidlerin daha kanı aktığı yerde kurumadı. Beş Parmak dağlarında yatan şehidlerimizin ruhları incinmiştir. Akıncı kimlerle berâberdir açıklasın yoksa gitsin güney Kıbrıs’ta Rumlarla birlikte yaşasın. Derhal istifâ etsin. Kendisini vatanseverliğe dâvet ediyoruz.
Başın sağ olsun Türkiyem. Daha güzel günlere doğru…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.