Sömürge Tipi Kalkınma Modeli
Günaydın ülkemizin “nakitte kaldıkça” zarar eden güzel esnafı. Bugün yaşanan sürecin durumunu biraz değerlendirelim. Herhalde artık başından sonuna kadar anlatacak mevzuları geçtik.
**
Artık ülkemiz okullarda Kur’an tekmeleyen öğrencileriyle, avrupalıların 18, amerikalıların 17 kat avantajlı ticaret yapabildiği bir cazibe merkezi. Hem sosyolojik hem ekonomik olarak yaşanan durumlar bir “inat uğruna” devam eden çıkmazların meyvesi olarak karşımıza çıkıyor. Yeni meyveleri toplamak ne kadar zaman alacak göreceğiz.
**
Son tahlilde işsizlik oranlarının sadece yüzde 0.1 artış göstermesi başarı sayılabilir. Bunun temel nedeni ihracatın devamlı olarak yükselişte bulunması. Paranın değer kaybetmesi ile dışarıya pazar bulmakta kolaylaştı. Hal böyle olunca üretimin hızlandırılması yoluna giden firmalar işçilerine ayrı önem göstermek zorunda.
**
Böyle kriz zamanlarında yaşanan belirsizlik ve paranın ucuzlaması sonrası parası nakitten ürün depolama noktasına gelen büyük firmalar gelişerek büyür. Bu büyüme ve kalkınma modeline “Sömürge Tipi Kalkınma Modeli” adını veriyorum.
**
İşte kapitalist nizamın zokalarını yutan bir ülke genelde böyle kalkınır. Gerçi yutulan zokalar sadece ekonomik açıdan değil. Aile, sanat, kültür tüm alanlarda zokanın uzmanı konumuna geldik. Hayırlısı
Şimdi fabrikatörlerin çalışan maaşlarına yaptıkları mevcut asgari ücret üzeri zamların temel nedeni daha iyi anlaşıldı değil mi?
**
Hammaddesi ülkemizden temin edilebilen bazı inşaat, ağaç, makine parçaları gibi ürünlerin fiyatı dolar/euro endeksinden dolayı yabancılara aşırı uygun hale geldi. O yüzden talepte hiç azalacak gibi durmuyor.
**
“Nush ile uslanmayanın hakkı tekrir, tekrir ile uslanmayanın hakkı kötektir” atasözünün gelelim kıymetine. Yıllarca tekerlekli sandalyesinde bile mücadele etmiş, anlatmış, il ilçe köy kasaba gezmiş, nush etmiş bir yiğit vardı. Şimdi ne değerliymiş nush!
**
Kış zor geçecek demiştik. Yazda kışı aratmayacak. Artık öze dönmek lazım. Öze dönüşü hissetmek lazım. Sağda solda zokaları politika maskesiyle yutmamak lazım. Her 20 senede bir travmadan travmaya koşmamak lazım.
**
Şüphesiz ne oluyorsa olsun kendi elimizle yaptıklarımızdandır. O köyleri gezen, hayatını bu milletin gerçek gücünü göstermeye adayan yiğiti bulup, yolundan gitmek lazım…