Recep Çınar

Recep Çınar

“Sokak köpekleri” deyip geçmeyin!

“Sokak köpekleri” deyip geçmeyin!

Havalar iyiden iyiye soğumaya başladı...
Yılın ilk karı cumartesi gecesi yağdı...
Şehrin büyük bir kesimi karla kaplandı...
Belli bir kesim için sıkıntı, belli bir kesim için de keyif olacak...
Detaya girmeye gerek yok...
Her türlü zülfiyare dokunur.
xxx
Benim derdim yağan ya da yağmayan kar değil...
Sokakta yaşayan hayvanlar...
Özellikle de köpekler...
Bu aralar kendilerinden oldukça şikayet var...
Televizyonlarda, gazetelerde, insanların kendi sosyal medya hesaplarında, sokak köpekleriyle ilgili yayınlar yapılıyor...
Sürüler halinde gezmelerinin, hem çocuklar için, hem de yetişkinler için tehdit oluşturuduğu yönünde şikayetler var...
Doğrudur...
Rehabilite edilmelerinde yarar var, ama nasıl?
xxx
Ben konunun başka bir tarafını ele almak istiyorum...
Daha doğrusu birebir yaşadığım bir olayı, sizlerle paylaşmak istiyorum.
xxx
Cumartesi günüydü...
Gecenin ilerleyen bir vakti...
Eve gidiyordum...
İnanılmaz soğuk bir geceydi...
Daha da ötesi ayazdı...
Bana göre öyleydi...
Başkalarına olmayabilir.
xxx
Konumuz ayazla ya da buz gibi havayla değil, tabi ki...
Konumuz hayvanlar...
Daha doğrusu sokak köpekleri...
Saymadım, ama sanırım 10-15 civarında vardı sayıları...
Çöp konteynerinin etrafında toplanmışlar, bir hareketlilik içindeler...
“Herhalde duyarlı vatandaşın birisi yüklü bir yiyecek getirdi, hayvanlar karnını doyuruyor” diye geçirdim içimden...
“Meraklanmadım” dersem yalan olur...
Girmedim apartmana, bekledim biraz...
Bir ara dağılır gibi oldu köpekler...
Hepsi değil tabi ki...
2-3 tanesi kaldı orada...
Gördüğüm manzara ile o ayaz, o buz gibi gecede sımsıcak oldum...
İnanılmaz bir fotoğraftı...
Yerde yatan bir köpek vardı...
Diğerleri ise yerde yatan köpeğin etrafında toplanmışlar, adeta “korkma biz yanındayız” mesajı veriyorlardı...
İnatla bekledim...
Dahası merak ettim...
Yerde yatan köpek yaralıydı...
Bunu farkettim...
Ayağa kalkamıyor ve doğrulamıyordu...
Gece daha da ilerlemiş, hava daha da ayazlamıştı...
Elimden bir şey gelmemesi, burnumun direğini sızlattı...
Gecenin o saatinde, “nereyi arayabilirim, kimden yardım alabilirim” diye düşünürken köpek ayaklandı...
Sanki, kendim sakatım da, ayağa kalkmış ve yürümüşüm gibi sevindim...
Diğer köpekler de, onun bu ayaklanmasından öyle mutlu olmuşlardı ki, koklaşmaya başladılar...
Sonra tek tek yalamaya başladılar...
İnsanların acımasızca birbirlerini katlettikleri, açlığa ve susuzluğa terkettikleri  bu dünyada, hayvanların, yaralı bir cinslerine olan sevgileri, şefkatleri ve etrafında çember olmaları, beni insan olarak utandırdı, mahçup ettirdi...
O köpekler, pardon, o hayvanlar, resmen ders verdiler...
Kimlere mi?
Biz insanlara!
xxx
Bu hayvanlar sahipsiz...
Bunların sahipsiz olduğunu hepimiz biliyoruz...
Bu hayvanların, özellikle de kış şartlarında yiyecek içecek noktasında daha çok zorlandıklarını da biliyoruz...
Bazı duyarlı insanlar, bu hayvanlar için çaba gösteriyor, onların beslenmesi için fedakarlık yapıyor...
Allah onlardan razı olsun...
Bazıları da var ki, onların hiçbirşey umurunda değil...
Kedi, köpek, kuş farketmiyor onlar için...
Neyse ki, bu tiplerin sayısı azalırken, hayvanlara karşı duyarlı olan, şefkatli insanların sayısı ise çoğalıyor...
Sevindirici olan da bu.
xxx
Sadece insanlar değil, bazı kurumlar da bu anlamda son derece duyarlı davranıyorlar...
Özellikle sosyal medya, “hayvanlara duyarlılık” anlamında, önemli bir misyonu üstleniyor...
İnsanlar, kendi sosyal medya hesaplarında, bu tür paylaşımlar yaparak, dikkat çekmeye, daha doğrusu vijdanlara dokunmaya çalışıyorlar...
Vatandaşların bu çabalarına yerel yönetimler de destek veriyor diye biliyorum...
Şu da var; keşke devletin şefkatli eli daha güçlü olsa da, bu hayvanları sokakta değil, kendi barınaklarında besleyebilse...
O zaman daha güzel olmaz mu?
O zaman bu hayvanlardan şikayetler azalmaz mı?
En azından, ne insanların taciziyle karşı karşıya kalırlar, ne de araçların altında kalarak, yaşamlarını yitirmez ya da sakat kalarak ölüme terkedilmezler...
Yaşadığımız dünyanın en masum canlıları olan hayvanlar, yani kediler ve köpekler için, “sakın üşümez, acıkmaz, susamaz, hastalanmaz” demeyin...
Bunların hepsini yaşar bu hayvanlar...
Sadece anlatamazlar...
Sadece dile getiremezler...
Havlamaktan ya da miyavlamaktan başka ellerinden başka bir şey gelmez...
Uzattım sanırım...
Biraz vijdanımız varsa, ki olduğuna inanıyorum, bu soğuk kış günlerinde, bu masum canlıları ıskalamayıp, sahiplenelim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Recep Çınar Arşivi