Sokağın tepkisi!
Yazıya bildik bir fıkra ile başlayalım...
***
İki genç, köyün ihtiyarlarını kızdırmak için bir plan yapmışlar…
***
Ardından yaş ortalaması atmışın üzerinde olan insanların gittiği bir kahvehaneye girmişler…
***
Kahvehanede oturan yaşlıların hepsi kendi aralarında konuşuyorlarmış…
***
Gençlerden biri eline geçirdiği gazeteyi yalandan okumaya başlamış ...
***
‘Helal be şu Başbakan’a bak ne diyor” diye diğerine seslenmiş…
***
Diğer genç kıs-kıs gülerek sormuş...
***
“Hayırdır ne demiş Başbakan” diye…
***
“Bak bundan sonra atmış yaş üzeri insanlarımızı boşa gitmesinler diye, sabun fabrikasına göndererek sabun yapacağız’ diyor demiş…
***
Kahvehanede biranda sessizlik oluşmuş…
***
Tüm ihtiyarlar konuşmayı kesip, şaşkın şaşkın birbirlerine bakmaya başlamışlar…
***
Taa neden sonra ihtiyarın biri bastonuna tutunarak sinirlice ayağa kalmış ve masaya elini vurarak kükremiş...
***
‘Kendi payına köpürenin Allah belasını versin.’
***
Niye anlattık bunu?
***
Toplumsal tepkilerimizin geldiği nokta işte tam da bu fıkra gibi…
***
Fıkradaki ihtiyar, Başbakan’a tepkisini sabun olduktan sonra köpürmeyerek gösteriyor...
***
Dünden beri eş dost ve bazı siyasiler arıyor...
***
“Diyarbakır programını nasıl değerlendiriyorsunuz? Vatandaşın, sokağın tepkisi nasıl?” diye...
***
Ben de bir cümle ile sokağın ve vatandaşın tepkisini özetleyiveriyorum...
***
Köpürmeyeceğiz...
***
Gözümüzün önünde, Fethullah Gülen ile yumruk yumruğa kavgada etseniz, değil Barzani, Öcalan ile el ele de tutuşsanız da, Suriye'den sonra Yemen'i de yakıp yıksanız da , köpürtemiyeceksiniz...