Sadık Küçükhemek

Sadık Küçükhemek

Skandal Yazı

Skandal Yazı

Oktay Ekşi’nin, 28 Ekim tarihli Hürriyet Gazetesi’nde “az demişiz” başlıklı yazısını okudum. Yazısında, icraatlarından dolayı Sayın Çevre ve Orman Bakanı Prof. Dr. Veysel Eroğlu’nu çevre düşmanlığı bakanına benzetmektedir. İkizdere vadisinde Hidroelektrik Santrallerin kurulmasına karşı çıkmaktadır. Orası sit alanı demektedir. “Orada Baraj yapıp elektrik üreteceğim, bunu da devlete satacağım” diyen şirketlere 49 yıl için peşkeş çekildi demektedir.
Yazısını şu şekilde bitirmektedir: “Şimdi, her şeyi satan işte o zihniyetin marifetlerini görüyoruz.”
Taşra baskılarında ise AK Parti hükümetine yönelik “Şimdi anasını bile satan işte o zihniyetin marifetlerini görüyorsunuz” şeklinde bitirmiştir.
Taşra baskılarında yer alan bu çirkin ifadelerden dolayı Sayın Başbakan Çankaya'daki resepsiyonda şöyle tepki gösterdi: "Eğer gazetecilik buysa ben bu zihniyetle mücadele etmem, savaşırım. Gereğini yapacağız zaten, göreceksiniz."
 Oktay Ekşi, bunun üzerine şu şekilde özür diledi: “Okuyucudan tepki gelmese belki unutup gidecektik. Ama “Bu düpedüz hakaret anlamına geliyor” türü uyarılar üzerine dönüp bakınca, itiraf edelim, “Lafın hem ayarını kaçırmışız, hem de seviyesini çok düşürmüşüz” diye çok rahatsız olduk. Önce kimi rencide etmişsek tüm içtenliğimizle özür diliyoruz.”
Özür dilemek yetmezdi; görevinden istifa da etmesi gerekirdi, istifa etti. Oktay Ekşi, 31.10 2010 tarihli kısa veda yazısında şöyle dedi: "Bazen habbenin (dam-lacığın) kubbe, kubbenin de habbe yapıldığı dönemlerden geçersiniz.
Benim 28 Ekim tarihli yazımın son cümlesinde (nasıl istismar edilebileceğini hesaplayamadan) değiştirdiğim iki kelime buna örnek teşkil etti. Gerçeği olduğu gibi anlatmam anlamak istemeyenlere yetmedi.
Bu durumda 1966 yılından beri mensubu olduğum, 1974 yılından beri de “Başyazar”ı sıfatını taşıdığım Hürriyet Gazetesi’nden ayrılmaya karar verdim.
Bana ne mutlu ki bunca yıl en iyi patronlarla ve mükemmel gazetecilerle çalıştım. Hepsine içten teşekkür borçluyum.
Bugüne kadar ülkem ve mesleğim için hangi görüşleri savundumsa ömrümün sonuna kadar onları savunacağımın bilinmesini isterim."
Oktay Ekşi’nin yazılarını zaman zaman okurum. Genelde yazıları skandal ve çirkindir. 28 Ekim tarihli yazısı ise katmerli skandal ve kat kat çirkindir. Bu yazısı düpedüz hakaretten, lafın hem ayarını kaçırmaktan ve hem de seviyesini çok düşürmekten ziyade iğrenç, alçak ve çukur bir yazıdır. Bu yazı, hedef aldığı hükümeti rencide etmekten öte onun değerlerine iğrenççe, alçakça ve çukurca bir saldırıdır.
Dolayısıyla Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tepkisinde haklıdır. Bu zihniyetle savaşılıp, çukur yazılarıyla birlikte tarih sahnesinden bir an önce uzaklaştırmak gerekir; genç bile kalındı. Bu zihniyet, öteden beri inancımızla, değerlerimizle ve tarihimizle iğrenççe, alçakça ve çukurca savaşmaktadır.
Bu zihniyet, ne Yahudi zihniyeti, ne ehl-i salip zihniyeti, ne müşrik zihniyetidir; bu zihniyetlere hizmet eden çukur bir zihniyettir. Söz konusu zihniyetlerin değerler manzumesi vardır. O manzumeler çerçevesinde hareket ederler. İslam da ona göre hareket eder.
Bu çukur zihniyetin en önemli sıfatı bukalemunluktur. Bukalemun gibi hareket eder, bu nedenle söz konusu zihniyetin değerler manzumesi yoktur. Yazılarının hiç birinin değerler üzerine oturmamasının sebebi budur.
Oktay Ekşi, “Onlar anasını bile satarlar” ifadesini kendi çukur zihniyetinde ne anlama geliyorsa o manada söylemiştir. Yukarıda Veda yazısında bunu ifade etmiştir.
İslam’da anne ve babanın önemi, can, evlat ve eşten daha önce geldiği için, Sahabe-i kiram, yeri geldikçe “Anam babam sana feda olsun ya Resulallah” diyorlardı.
Oktay Ekşi, çukur zihniyeti gereği, karşı olduğu zihniyetin en kutsalına saldırıyor. Ardından veda yazısıyla kuzu postuna bürünmeye çalışıyor. Bununla da yetinmiyor; ömrünün sonuna kadar aynı zihniyette kalacağını ve bunu ülkesi ve mesleği adına yapacağını deklare etmektedir. Bu durum ülkesi ve mesleği adına bir züldür.
Milletimizin, bundan sonra buna müsaade etmeyeceğine inanıyoruz; çünkü hak her zaman batılı yutar. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sadık Küçükhemek Arşivi