Siz hiç çaresizliği tattınız mı?
Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'a "Ben dilenci değilim. İnsanlık konusunda bir kez daha hayal kırıklığına uğradım. Görüyorum ki çaresizliği hiç tatmamışsınız hayatınızda" diyen lenf kanseri hastası Dilek Özçelik, hayata veda etti. "Onurlu ve gururlu" bir şekilde tüm Türkiye'ye insanlık dersi vererek aramızdan ayrıldı...
**
Tekirdağ’ın Saray ilçesinde yaşayan ve Trakya Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü öğrencisi Dilek Özçelik, 15 Nisan 2013 tarihinde dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın iki günlük Trakya gezisi kapsamında geldiği Edirne’de kanser ilaçlarının temini için yardım istemişti...
**
Bakan Bayraktar’ın cebine koyduğu parayı "Ben dilenci değilim. Görüyorum ki çaresizliği hiç tatmamışsınız hayatınızda" diyerek parayı onurlu bir şekilde geri iade etmiş ve ağlayarak uzaklaşmıştı...
**
Gönlü zengin (!) bakanımız Erdoğan Bayraktar, "aman o parayı düşürme" diye tembihde bile bulunmuştu. Çaresizliğin pençesine düşmüş kanser illetinden kurtulmak isteyen genç bir kıza dilenci muamelesi yapmıştı koskoca Türkiye Cumhuriyetinin bakanı..
**
Türkiye o görüntüleri çoktan unutmuştu. O kadar yoğun gündem yaşıyoruz ki; iki gün öncesini bile unutuyoruz. Dilek Özçelik dün sessiz sedasız aramızdan ayrıldı. Trakya’nın onurlu kızı bize çaresizliğin ne olduğunu hatırlatarak gitti..
**
Hem de eski Bakan Erdoğan Bayraktar’ın 65 milyon TL'ye camii yaptıracağını konuştuğumuz bugünlerde aramızdan ayrıldı. Kanser hastası (!) genç bir kıza dilenci muamelesi yapan Bakan Bayraktar, camii yaptırarak, günahlarından arınacağını ve huzuru mahşere yüzü ak çıkacağını düşünüyor...
**
O kadar kolay olduğunu sanmıyorum. Birileri seni ve senin gibileri memleketteki Yüce Divan’a gitmekten kurtardı. Fakat Huzuru Mahşerdeki yüce divandan nasıl aklanacaksın sayın bakan…Betonla uğraşa uğraşa beton gibi kalbiniz olmuş ama farkında değilsiniz...
**
Siz gerçekten çaresizliği tatmadınız.. Ama eminim bir gün siz de çaresizliğin ne olduğunu göreceksiniz. Genç bir kız çoçuğunun yardım feryatları bir gölge gibi sizi takip edecek. Herşeyden kaçsanız bile o kız çoçuğunun çığlıklarından kaçamayacaksınız..
**
Sizin yerinizde olmayı hiç istemezdim. Vicdanınız ile cüzdanınız arasına sıkışıp kaldınız. Vicdanınız eğer hala varsa sizi hep rahatsız edecek…Gece rüyalarınızda kanser hastası bir kızın çığlıklarını duyacaksınız...
**
Türkiye Cumhuriyeti'nin bir bakanına yakışır şekilde o kız çoçuğunun derdini dinleseydiniz ve yanınızdaki danışmanlarınıza veya Vali beye ilaçların temini konusunda talimat verseydiniz bugün hakkınızda bunlar konuşulmayacaktı...
**
Dilek Özçelik’in vefatına çok üzüldük. Koskoca bir memleket üzüldü. Bu memleket ne Soma’da yakınını kaybetmiş acılı bir madenciyi tekmeleyen Yusuf Yerkel’leri, ne Edirne’de kanser hastası bir kız çoçuğuna dilenci muamelesi yapan sizin gibi bakanları unutacaktır…O gün Mekanın cennet olsun Dilek.
**
GÜLSÜM ANA VE UMUT'UN HİKAYESİ
Bundan 10 yıl önce Antalya'da bir hastanenin acil servisinde yolları keşisti Gülsüm ana ve Rus uyruklu gencin. Kim olduğunu bile bilmedikleri gence Umut ismini verdiler ve yıllardır tanımadıkları bir engelli gence bakıyorlar...
**
Gülsüm ananın fedakarlığı Rusya'yı ve Türkiye'yi bile ağlatmıştı. Umut şimdi yoğun bakımda. Dualarımız Umut için. Gülsüm ananın ve Umut'un hikayesinin bir gün beyaz perdeye aktarılmasını ümit ediyorum...
**
İYİKİ VARSIN LOKMAN AMCA
Konya'da emekli esnaf Lokman Yıldız, eşinin yaptığı 150 kişilik çorbayı, haftanın 3 günü hayır için hastane önünde ücretsiz bir şekilde vatandaşlara dağıtıyor. Lokman amcanın haberini ilk önce yaparak tüm Türkiye'ye duyuran Merhaba Gazetesi ekibini kutluyorum...
**
Bu dünya hala Lokman amca ve eşi, engelli bir Rus gence sahip çıkan Gülsüm ana ve yetim bir Koreli kızı savaşın ortasında bağrına basan ona babalık yapan rahmetli Kore Gazisi Süleyman Dirioğlu gibi insanların sayesinde dönüyor... Allah sizin gibi iyi insanları başımızdan eksik etmesin...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.