Sıgorta Hastanesine Gidiyom*
Sabahın sekizi. Konya Meram Yeni Yol üzerinde seyredecek belediye otobüslerinin Devrim İlköğretim Okulu, Form I veya Ordu Pazarı karşısı otobüs durakları fark etmez. Okul zamanı olmadığı için öğrenciler değil, genç yaşlı insanlarımız ayakta beklemekte…
Birde bu yol üzerinde Eğitim ve İlahiyat Fakülteleri’nin bulunmasıyla öğrenime başlanıldığındaki fecaati göz önüne getirebiliriz.
Yeni Yol güzergâhı otobüsleri “Dolu” yazılı olarak duraklara bile uğramadan geçmekte. Sadece otobüsler mi? Meram Yeni Yol üzerinde hattı olan minibüsler de teğet de!.
İlk beklediğim gün hayret etmiştim. “Bugün bir şey mi var ki bu derece kalabalık oluyor?” diye ama diğer günlerdeki beklentilerimde de müşahede edince…
Meram Eğitim Hastanesi’ne verilen saat 9 randevularıma yetişebilmek için önce Alâeddin duraklarına giderek oradan “Meram Yeni Yol” otobüsüne binme imkânı bulabilmiştim.
Anlatmak istediğimi ifade edeyim.
İlk günkü randevum olan saat dokuz da hastanede bulunabilmek için Ordu Pazarı karşısı durağa saat sekizde hazır ve nazırdım.
İlgililerce “Türkiye’de en iyi ulaşıma sahibiz” demelerinin maalesef aksine.
Diğer bazı şehirler de, her ufak, büyük caddeler arasında hatta Otogar ulaşım irtibatı imkânları bulunurken Konya’da mafiş olmakta.
Seferlerin, bir noktadan bir noktaya geliş - gidiş olması. Merkeziyetçilikten vazgeçiremiyor herhalde
Bu konuyu başka bir yazımda irdelemeye bırakarak, bu günkü konumuza gelelim.
***
Duraktaki kalabalık neden kaynaklanıyor. “Sabahın köründe Meram sakinleri evlerine mi, yoksa oradaki yakınlarına misafir olmaya mı gidiyorlar?” merakımı gidermek için sorma nezaketsizliğini yapmayı yeğledim.
Yaşlı teyzeye, “Kime ziyaret” soruma “Ziyaret değil. Sıgorta hastanesine gidiyom” cevabına hayret etmedim değil. Çünkü yolcuların hemen hepsi oraya gitmek için stres içinde beklemekte ve hepsi de “Sıgorta hastanesi” demekte.
Siz istediğiniz kadar mekân, bina ve kurumlar için yeni isimler Koyun.
Yılların “S. Sigorta hastanesi” ismini “Meram Eğitim ve Araştırma Hastanesi” “Devlet” hastahanesine “Numune” adını koysanız da halk dilinde biri “Sigorta” diğeri “Devlet” telaffuzu olarak devam edebilmekte. Nitekim asırların “Alâeddin Bulvarı”nı “Mevlâna Bulvarı” olarak değiştirsek de unutturulamadığı gibi!.
***
Zaten yarım saatte bir gelebilen ve ancak Saat 9.30 da biraz boş olup durağa yanaşan otobüse binerken yanımdaki hasta zade ile sohbet ettim.
“Neye bir stres yolculuğuna katlanarak burayı tercih ediyor. On dakikada bir Hocafakıh-Tıp fakültesi otobüsü olan Tıp Fakültesi’ne veya hiç otobüsü olmayan ama yaya gidilebilecek merkezde ki Numune Hastanesi’ni tercih etmediniz ki” soruma, “onlarda da iyileşme var ama…
Burada ki Doktorlar daha bir öylesine alışageldiğimiz gelişi güzel poliklinik muayene geçiştirmesinden ziyade…
Haylice meşgul olup tam bir ilgi ile meşgul olup teşhise çalışmaktalar. Ayrıca hasta odaları öyle evvelki gibi koğuş değil en çok ikişer kişilik ve içinde TV dâhil her ihtiyaç mevcut. Hele koridorların ve odaların çok güzel tanzimi ferahlık vermekte…”
***
Bendenizin belleği her zaman yaptığı gibi çalışmaya başladı.
Ellili yıllardan yetmişin ilk yıllarına kadar işçi statüsünde olmam dolayısıyla ilk defa gittiğim, şimdi yenisi yapılınca terk edilen Kızılay Hastanesi yerindeki “S. Sigorta polikliniği” ve Meram’da 1968’de yapılan bu gün eski bina dediğimiz “S. Sigorta Hastanesi”ne gidişlerim göz önümden geçmeye başladı.
Sabahın erken saatinde gidip hayli zaman doktor kapısını doldurarak ayakta beklediğimiz hastaların dolabı bile bulunmadığı koğuş gibi altı kişilik odalar ve ilgililerin müşviklik yerine sert muameleleri gelip geçiverdi.
Yetmişli yıllarda memur statüsüne geçince burada muayene olamayacağımız için Devlet Hastanesi ve sonra açılan Tıp Fakültesi’ne gitmiş olduğumdan…
Bu hastanede “Değişiklikler oldu mu, olmadı mı?” müşahedesi yapmasam da basında çıkan hayli eleştiriler ve hastane önünden geçerken görünüşünde ki resmîlik giderilmiş değildi.
Belleğin hatırlatması ile “Bakalım ne göreceğim” düşüncesi içinde girdim hastaneye.
***
Daha girişteki tasarım (dizayn) ve bahçe düzeni ve oralar da insanların oturma ihtiyacını park şeklinde tanzimi bir ferahlık vermekten geri kalmıyor, otopark düzenlemesi bile rahatsız etmiyor görünümünde idi.
Poliklinik binası ise bir âlemdi.
“İğne atsan yere düşmez” tabiri olarak hasta kalabalığı olmasına rağmen geniş salon yerlerindeki oturum yerleri ve her poliklinik başlarında randevu bilgisayarları cihazı ve danışma yerinde size geniş bilgi veren personel,
Gelin bunları iki cümle satırı ile değil de gelecek yazımda etraflıca izleyelim inşallah.
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…
-------------
(*) şive telaffuzuna göre aynen yazılmıştır.
Birde bu yol üzerinde Eğitim ve İlahiyat Fakülteleri’nin bulunmasıyla öğrenime başlanıldığındaki fecaati göz önüne getirebiliriz.
Yeni Yol güzergâhı otobüsleri “Dolu” yazılı olarak duraklara bile uğramadan geçmekte. Sadece otobüsler mi? Meram Yeni Yol üzerinde hattı olan minibüsler de teğet de!.
İlk beklediğim gün hayret etmiştim. “Bugün bir şey mi var ki bu derece kalabalık oluyor?” diye ama diğer günlerdeki beklentilerimde de müşahede edince…
Meram Eğitim Hastanesi’ne verilen saat 9 randevularıma yetişebilmek için önce Alâeddin duraklarına giderek oradan “Meram Yeni Yol” otobüsüne binme imkânı bulabilmiştim.
Anlatmak istediğimi ifade edeyim.
İlk günkü randevum olan saat dokuz da hastanede bulunabilmek için Ordu Pazarı karşısı durağa saat sekizde hazır ve nazırdım.
İlgililerce “Türkiye’de en iyi ulaşıma sahibiz” demelerinin maalesef aksine.
Diğer bazı şehirler de, her ufak, büyük caddeler arasında hatta Otogar ulaşım irtibatı imkânları bulunurken Konya’da mafiş olmakta.
Seferlerin, bir noktadan bir noktaya geliş - gidiş olması. Merkeziyetçilikten vazgeçiremiyor herhalde
Bu konuyu başka bir yazımda irdelemeye bırakarak, bu günkü konumuza gelelim.
***
Duraktaki kalabalık neden kaynaklanıyor. “Sabahın köründe Meram sakinleri evlerine mi, yoksa oradaki yakınlarına misafir olmaya mı gidiyorlar?” merakımı gidermek için sorma nezaketsizliğini yapmayı yeğledim.
Yaşlı teyzeye, “Kime ziyaret” soruma “Ziyaret değil. Sıgorta hastanesine gidiyom” cevabına hayret etmedim değil. Çünkü yolcuların hemen hepsi oraya gitmek için stres içinde beklemekte ve hepsi de “Sıgorta hastanesi” demekte.
Siz istediğiniz kadar mekân, bina ve kurumlar için yeni isimler Koyun.
Yılların “S. Sigorta hastanesi” ismini “Meram Eğitim ve Araştırma Hastanesi” “Devlet” hastahanesine “Numune” adını koysanız da halk dilinde biri “Sigorta” diğeri “Devlet” telaffuzu olarak devam edebilmekte. Nitekim asırların “Alâeddin Bulvarı”nı “Mevlâna Bulvarı” olarak değiştirsek de unutturulamadığı gibi!.
***
Zaten yarım saatte bir gelebilen ve ancak Saat 9.30 da biraz boş olup durağa yanaşan otobüse binerken yanımdaki hasta zade ile sohbet ettim.
“Neye bir stres yolculuğuna katlanarak burayı tercih ediyor. On dakikada bir Hocafakıh-Tıp fakültesi otobüsü olan Tıp Fakültesi’ne veya hiç otobüsü olmayan ama yaya gidilebilecek merkezde ki Numune Hastanesi’ni tercih etmediniz ki” soruma, “onlarda da iyileşme var ama…
Burada ki Doktorlar daha bir öylesine alışageldiğimiz gelişi güzel poliklinik muayene geçiştirmesinden ziyade…
Haylice meşgul olup tam bir ilgi ile meşgul olup teşhise çalışmaktalar. Ayrıca hasta odaları öyle evvelki gibi koğuş değil en çok ikişer kişilik ve içinde TV dâhil her ihtiyaç mevcut. Hele koridorların ve odaların çok güzel tanzimi ferahlık vermekte…”
***
Bendenizin belleği her zaman yaptığı gibi çalışmaya başladı.
Ellili yıllardan yetmişin ilk yıllarına kadar işçi statüsünde olmam dolayısıyla ilk defa gittiğim, şimdi yenisi yapılınca terk edilen Kızılay Hastanesi yerindeki “S. Sigorta polikliniği” ve Meram’da 1968’de yapılan bu gün eski bina dediğimiz “S. Sigorta Hastanesi”ne gidişlerim göz önümden geçmeye başladı.
Sabahın erken saatinde gidip hayli zaman doktor kapısını doldurarak ayakta beklediğimiz hastaların dolabı bile bulunmadığı koğuş gibi altı kişilik odalar ve ilgililerin müşviklik yerine sert muameleleri gelip geçiverdi.
Yetmişli yıllarda memur statüsüne geçince burada muayene olamayacağımız için Devlet Hastanesi ve sonra açılan Tıp Fakültesi’ne gitmiş olduğumdan…
Bu hastanede “Değişiklikler oldu mu, olmadı mı?” müşahedesi yapmasam da basında çıkan hayli eleştiriler ve hastane önünden geçerken görünüşünde ki resmîlik giderilmiş değildi.
Belleğin hatırlatması ile “Bakalım ne göreceğim” düşüncesi içinde girdim hastaneye.
***
Daha girişteki tasarım (dizayn) ve bahçe düzeni ve oralar da insanların oturma ihtiyacını park şeklinde tanzimi bir ferahlık vermekten geri kalmıyor, otopark düzenlemesi bile rahatsız etmiyor görünümünde idi.
Poliklinik binası ise bir âlemdi.
“İğne atsan yere düşmez” tabiri olarak hasta kalabalığı olmasına rağmen geniş salon yerlerindeki oturum yerleri ve her poliklinik başlarında randevu bilgisayarları cihazı ve danışma yerinde size geniş bilgi veren personel,
Gelin bunları iki cümle satırı ile değil de gelecek yazımda etraflıca izleyelim inşallah.
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…
-------------
(*) şive telaffuzuna göre aynen yazılmıştır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.