Sıfır Anayasa
Kemalist kesim, sıfır anayasaya karşıdır ve şöyle demektedir: “Sıfır anayasa yapmak devrim olur. Sıfır anayasayı yapmak, ihtilal yapanların hakkıdır, Cumhuriyetin kazanımları var, dolayısıyla meclis sıfır anayasa yapamaz, yaparsa devrim olur.”
Yani Kemalist kesim, anayasanın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilmez maddelerine dokunulmamak şartıyla yeni bir anayasa yapılmasını istemektedir. Aslında bu kesim 28 Şubat zihniyetinin devamını istemektedir. Nitekim bu zihniyetin temsilcilerinden biri “28 Şubat bin yıl sürecek” demişti.
Türkiye ve dünya kamuoyu buna müsait değildir. AB standartlarını yakalamak için demokratikleşmek gerekir. Artık dünya faşist yönetimleri aşmış demokratik yönetime geçmiştir. Bu sebepten dolayı faşist yani 28 Şubat zihniyetinin sürdürülmesi mümkün gözükmemektedir.
Meclisin sıfır anayasa yapmak hakkıdır; çünkü milletin temsilcisidir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olduğuna göre millet, “1982 anayasası bana rağmen yapılmış ve dolayısıyla beni sıkmaktadır, bunu değiştirin” diye yeni meclisi oluşturmuştur. Devrim veya ihtilal yapanların yaptıkları sıfır anayasa millete rağmen yapılan zulüm anayasalarıdır. “Sıfır anayasayı yapmak, ihtilal yapanların hakkıdır, Cumhuriyetin kazanımları var, dolayısıyla meclis sıfır anayasa yapamaz, yaparsa devrim olur.” demek zulüm anayasalarını savunmak manasına gelir.
Anayasanın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilmez maddeleri şunlardır:
Madde1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
II. Cumhuriyetin nitelikleri
Madde2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
III. Devletin bütünlüğü, resmi dili bayrağı, milli marşı ve başkenti
Madde 3. Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Milli marşı “İstiklal Marşı”dır.
Başkenti Ankara”dır.
IV. Değiştirilemeyen hükümler
Madde4- Anayasanın 1.inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
Anayasalar, milletlerin ittihat ve terakkisi için yapılır. Yani milletlerin ülkesi ve milletiyle bütünleşmesi, maddi ve manevi alanda kalkınması, refah seviyesinin artırılması ve yalnız ülkesini değil dünyayı idare edebilecek kapasitede olmasını amaçlamak maksadıyla yapılır. Bu hususu zayıflatacak veya ortadan kaldırabilecek maddeler içeren anayasalar yapılamaz. 1982 anayasası söz konusu hususu yok ettiği için Türkiye yeni bir anayasa yani sıfır bir anayasa yapmak istemektedir. Kemalist zihniyet, tabu haline getirdiği maddelerin değiştirilmemesi için böyle bir madde koymuş ve şimdi bu konuda ısrarını sürdürmektedir.
Kemalist zihniyet, dünya konjöktüründen faydalanarak bin yıldır Müslüman olan bir milleti, Batı’nın bir parçası haline getirmek için tarihini, dinini, örf ve adetlerini, gelenek ve göreneklerini bir kenara bırakarak kendi ideolojisini zorla kabul ettirmiştir. Bunun anayasaların yapılma ilkesine ters düştüğü artık milletimiz tarafından anlaşılmıştır. Dolayısıyla Kemalist zihniyette ısrar etmek gerçekleri görememek olur.
Bu sebeple tabu haline getirilen Kemalist ideoloji ve laiklik maddesi anayasadan çıkarılmadan yapılacak bir anayasa yeni anayasa olmaz. Sadece Türkiye’yi ve dünyayı oyalamak için yapılan bir anayasa olmuş olur ki 1982 anayasası cilalanmış ve boyanmış olarak sunulmuş olur.
Bu sebeple bu duruma düşmemek için yeniden sıfır bir anayasa yapmamız gerekir. Yani 24 anayasasında ifade edildiği gibi Türkiye Devleti’nin dini, Din-i İslam’dır diye yazılması gerekir. Çünkü bir insanın laik olması mümkün olmadığı gibi devletin de laik olması mümkün değildir. Türkiye devleti, laik bir devlet değildir. Kendi ideolojisi doğrultusunda İslam dinini güdümleyen ve İslam dinin sadece itikat ve ibadetten ibaret sayan bir devlettir. Din, sadece itikat ve ibadetten ibaret değildir. Dinin bir de muamelatı vardır, ortaya koyduğu bir kültürü ve bir medeniyeti vardır. İslam dini, itikat, ibadet, muamelat ve ukubattan ibarettir. Muamelat ve ukubatı yürürlükten kaldırmak, o dini yok saymak, demektir.
Unutmayalım ki laik devletler, dinlere eşit mesafede yaklaşamaz; çünkü kendi varlığını devam ettirebilmesi için laik insan üretmesi gerekir. Kurumlarını, milli eğitim sistemini buna göre oluşturur. Nitekim Türkiye, devletin yapısına göre kurumlarını ve milli eğitim politikasını oluşmuştur. Bundan dolayı Türkiye, devletin tabulaştırdığı Kemalist ideoloji ve laiklik sebebiyle bölünme eşiğine gelmiştir; durum ortada. İttihat ve Terakki zihniyeti yani Ergenekon Batı’nın bir parçası haline gelmenin ürünüdür. PKK ve illegal örgütler ise 1982 anayasasının ürünüdür.
Bu durumda halen Kemalist zihniyette, laik devlet yapısında ısrar etmek basiretsizlik olur. Gelin önce bu milletin dinini tarihini bir masaya yatıralım ondan sonra ona göre yeniden sıfır bir anayasa yapalım.
Yani Kemalist kesim, anayasanın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilmez maddelerine dokunulmamak şartıyla yeni bir anayasa yapılmasını istemektedir. Aslında bu kesim 28 Şubat zihniyetinin devamını istemektedir. Nitekim bu zihniyetin temsilcilerinden biri “28 Şubat bin yıl sürecek” demişti.
Türkiye ve dünya kamuoyu buna müsait değildir. AB standartlarını yakalamak için demokratikleşmek gerekir. Artık dünya faşist yönetimleri aşmış demokratik yönetime geçmiştir. Bu sebepten dolayı faşist yani 28 Şubat zihniyetinin sürdürülmesi mümkün gözükmemektedir.
Meclisin sıfır anayasa yapmak hakkıdır; çünkü milletin temsilcisidir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olduğuna göre millet, “1982 anayasası bana rağmen yapılmış ve dolayısıyla beni sıkmaktadır, bunu değiştirin” diye yeni meclisi oluşturmuştur. Devrim veya ihtilal yapanların yaptıkları sıfır anayasa millete rağmen yapılan zulüm anayasalarıdır. “Sıfır anayasayı yapmak, ihtilal yapanların hakkıdır, Cumhuriyetin kazanımları var, dolayısıyla meclis sıfır anayasa yapamaz, yaparsa devrim olur.” demek zulüm anayasalarını savunmak manasına gelir.
Anayasanın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilmez maddeleri şunlardır:
Madde1- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
II. Cumhuriyetin nitelikleri
Madde2- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
III. Devletin bütünlüğü, resmi dili bayrağı, milli marşı ve başkenti
Madde 3. Türkiye devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Milli marşı “İstiklal Marşı”dır.
Başkenti Ankara”dır.
IV. Değiştirilemeyen hükümler
Madde4- Anayasanın 1.inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.
Anayasalar, milletlerin ittihat ve terakkisi için yapılır. Yani milletlerin ülkesi ve milletiyle bütünleşmesi, maddi ve manevi alanda kalkınması, refah seviyesinin artırılması ve yalnız ülkesini değil dünyayı idare edebilecek kapasitede olmasını amaçlamak maksadıyla yapılır. Bu hususu zayıflatacak veya ortadan kaldırabilecek maddeler içeren anayasalar yapılamaz. 1982 anayasası söz konusu hususu yok ettiği için Türkiye yeni bir anayasa yani sıfır bir anayasa yapmak istemektedir. Kemalist zihniyet, tabu haline getirdiği maddelerin değiştirilmemesi için böyle bir madde koymuş ve şimdi bu konuda ısrarını sürdürmektedir.
Kemalist zihniyet, dünya konjöktüründen faydalanarak bin yıldır Müslüman olan bir milleti, Batı’nın bir parçası haline getirmek için tarihini, dinini, örf ve adetlerini, gelenek ve göreneklerini bir kenara bırakarak kendi ideolojisini zorla kabul ettirmiştir. Bunun anayasaların yapılma ilkesine ters düştüğü artık milletimiz tarafından anlaşılmıştır. Dolayısıyla Kemalist zihniyette ısrar etmek gerçekleri görememek olur.
Bu sebeple tabu haline getirilen Kemalist ideoloji ve laiklik maddesi anayasadan çıkarılmadan yapılacak bir anayasa yeni anayasa olmaz. Sadece Türkiye’yi ve dünyayı oyalamak için yapılan bir anayasa olmuş olur ki 1982 anayasası cilalanmış ve boyanmış olarak sunulmuş olur.
Bu sebeple bu duruma düşmemek için yeniden sıfır bir anayasa yapmamız gerekir. Yani 24 anayasasında ifade edildiği gibi Türkiye Devleti’nin dini, Din-i İslam’dır diye yazılması gerekir. Çünkü bir insanın laik olması mümkün olmadığı gibi devletin de laik olması mümkün değildir. Türkiye devleti, laik bir devlet değildir. Kendi ideolojisi doğrultusunda İslam dinini güdümleyen ve İslam dinin sadece itikat ve ibadetten ibaret sayan bir devlettir. Din, sadece itikat ve ibadetten ibaret değildir. Dinin bir de muamelatı vardır, ortaya koyduğu bir kültürü ve bir medeniyeti vardır. İslam dini, itikat, ibadet, muamelat ve ukubattan ibarettir. Muamelat ve ukubatı yürürlükten kaldırmak, o dini yok saymak, demektir.
Unutmayalım ki laik devletler, dinlere eşit mesafede yaklaşamaz; çünkü kendi varlığını devam ettirebilmesi için laik insan üretmesi gerekir. Kurumlarını, milli eğitim sistemini buna göre oluşturur. Nitekim Türkiye, devletin yapısına göre kurumlarını ve milli eğitim politikasını oluşmuştur. Bundan dolayı Türkiye, devletin tabulaştırdığı Kemalist ideoloji ve laiklik sebebiyle bölünme eşiğine gelmiştir; durum ortada. İttihat ve Terakki zihniyeti yani Ergenekon Batı’nın bir parçası haline gelmenin ürünüdür. PKK ve illegal örgütler ise 1982 anayasasının ürünüdür.
Bu durumda halen Kemalist zihniyette, laik devlet yapısında ısrar etmek basiretsizlik olur. Gelin önce bu milletin dinini tarihini bir masaya yatıralım ondan sonra ona göre yeniden sıfır bir anayasa yapalım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.