Senin baban gençken…!
Abbasî Halifesi Harun Reşid'in önde gelen devlet adamlarından Cafer el-Bermekî’ye dönemin şartları gereği herkesin ulaşması biraz zormuş… Birisi yanına giderek ondan yardım talebinde bulunmak istiyordu ama ona ulaşmakta güçlükler yaşıyordu…
***
Günler süren zahmet ve araya konulan adamların hatırına görüşme imkanı ancak sağlanabildi… Adam, Bermeki’nin huzuruna çıkınca devlet adamına yarı sitem yarı kızgınlıkla seslendi sertçe yüklendi…
***
"Niçin benimle görüşmekte bu kadar zorluk çıkarıyorsun? Oysa seninle aramda bir yakınlık da var!" dedi…
***
Ömründe ilk kez bu adamla karşılaşan devlet adamı Cafer el Bermekî, adamı baştan aşağıya süzdükten sonra, şaşkınlık ve merakla “yakınlıkların” derecesini sordu…
***
Adam kendinden hayli emin bir şekilde; “Senin baban gençken anamı istemiş… Eğer anamla evlenseydi, şimdi ben sen olurdum!”
***
Milletvekilliği aday adayı dönemiyle birlikte ünsiyet kurma savaşları da başladı… Gonya tabiriyle; “Dıdığının dıdığından selamlar ve kelamlar” dönemi bütün haşmetiyle siyasette sahne aldı yine…
***
Beştepe ve Vekaletler Caddesi arasında mekik dokuyan isimler, Erdoğan ve Davutoğlu’na en yakın isimlerle ümitsizce ünsiyet kurma çabaları hayli üzüntü verici…
***
Bir buralarda mı “ünsiyet savaşları” elbette hayır… Meclise girmesi muhtemel tüm siyasi partilerin genel merkezlerinde benzer görüntüler mevcut…
***
Daha siyasete adım atar atmaz ekstra biatlerle, ekstra ödünlerle karşı karşıya aday adayları…
***
Tepeye değil de, siyaset yapmak isteyenler, tabana anlatmaya çalışsalar kendilerini… Keşke temayül yoklamasından kim çıkarsa o girse listeye…
***
Maalesef, demokrasinin gün geçtikçe gelişeceğini ümit ederek beklemek, kasaptan süt beklemek kadar tuhaf ülkemizde…
***
Özellikle içinde bulunduğumuz şu süreçte, her geçen gün yukarıdaki kıssada anlatılan adam psikolojisindeki insan sayımız artıyor…
***
Üzücü ama gerçek…