Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Seçimle çözüm bulmak

Seçimle çözüm bulmak

Yerel seçimler içinde yaşanılan şehirlerin başta o şehirde yaşayan nüfustan kaynaklanan problemler olmak üzere geçmişten bu güne gelenlerin hepsine çözüm üretmek için yapıldığı varsayılır.

İnsanların ikamet edecekleri binaların nerelerde ve nasıl yapılacağından başlamak üzere hemşerilerine ulaştıracağı tüm hizmetlerde eksikliği çekilenleri tamamlamak ve o güne kadar yapılamayanları yapmak için seçimde hemşerilerden onay istenir.

En azından sistemin böyle olduğuna inanılır.

Ama özellikle bu seçimlerde öyle olmadığı veya olmayacağı görülüyor.

Günümüzde elbirliği ile oluşturduğumuz karmaşık bir toplumda yani ferdiyetçiliğin ve menfaatçiliğin öne çıkarıldığı bir toplumda yapılacak olan seçimlerde göründüğü kadarıyla geçmişten beri bildiğimiz ve yaşadığımız ölçülerde bir seçim olmayacak.

Materyalist bir hayata yönlendirildiği günden beri fertlerin egosunun ortaya çıkardığı problemlerin her geçen gün çetrefilleşmesi nedeniyle şehirlerde yaşayan fertlerin egoizmin hâkimiyetinin tavan yapması sonucunda şehirlerde ortaya çıkan sorunların daha da derinleşmesi kaçınılmaz olmaktadır.

Şehrin sorunları derinleştikçe çözülmesi güçleşmekte ve sorunları çözmek için ortaya çıkan adayların hemşerilerine verdikleri sözlerde o nispette karmaşıklaşmaktadır.

Mesela yerel seçimlerde aday olanların çok büyük bir kısmı talip olduğu belediyenin maddi kaynaklarını ve bu maddi kaynakları hizmete çevirecek insan kaynağını bilmediği için olur olmaz sözler vermekte bir mahzur görmemektedir.

Belediyelerde başkanlığı kazanma şansı olanların yerine getirilip getirilmeyeceğine dikkat edilmeden böyle ağzına gelen her şeyi söylediklerini gören kazanma şansı olmayanlar ise abuk sabuk ifadelerde bulunmaktan geri durmamaktadırlar.

Belediyelerde başkanlık yapanların tekrar seçimlerde aday olduğunda durum nedir derseniz yaşananların bundan çokta farklı olmadığını son 15 yıldaki seçimlerde yaşayarak gördük.

Aday olmadan önceki yıllarda ve tüm adaylık sürecinde ülkemizin ve şehrimizin durumunu dünyanın içine düşürüldüğü vahşi kapitalizm, liberalizm, materyalizm ve benzeri hâkim ideolojilerin telkinlerinden koruyacağı tarihi ve kültürel köklerin öne çıkarılacağı bir dünya görüşünün yönetime hâkim kılınacağından bahseden kişilerin seçildikten sonra bu düşüncelerini tamamen unuttuklarını gördük.

Seçildikten sonra çevrelerinde oluşan dar ve fasit çevrenin etkisinde kalan kişilerin geçmişlerini ret edercesine “BEN” merkezli bir hayatı tercih ettikleri ve kendi partilerinden bile olsa dar çevreleri dışındakilerin durumunun kendilerini asla ilgilendirmediğini yaşayarak öğrendik.

Hal böyle olunca da şehirlerde biriken yapısal ve insani çözümleri çözmesi için bizzat çözümün bir parçası olması beklenen başkanlar maalesef sorunun baş kaynağı olmaktan öte gidememişlerdir.

Örnek isteyenler için en yakın örnek olarak 5 yıl önceki yerel seçimlerde verilen sözleri şöyle bir dönüp hatırlayabilirler.

Altyapı problemin, çözmekten bahsedenler 15 dakika süren bir yağışta geçilmez hale gelen caddelerin sorumlusudurlar.

Bir önceki seçimlerde şehrin ulaşım problemini çözmekten bahsedenler şehir trafiğinin içinden çıkılmaz hale gelmesinin müsebbibidirler.

Selçuklu başkenti olan Konya’yı geçmişteki görkemli günleri gibi günlere kavuşturacağından dem vuranlar bu günlerde şehrin geçmişi ile kopuk halinden mesuldürler.

Seçim meydanlarına çıktıklarında Fatihalarla dualarla hemşerilerle kucaklaşarak güya “BEN” bilincinden “BİZ” bilincine ulaşmanın egzersizini yapanlar seçimlerden sonra makam odalarının kapasını halka kapatmaktan ve camlarını siyah filmlerle kaplattıkları araçları ile hemşerilerine görünmez olmaktan sorumludurlar.

Seçim öncesinde seçildikleri takdirde şehirdeki yoksulluğu ve çaresizliği hemşerileri ile elbirliği yapıp yok edeceklerini söyleyenler seçildikten sonra hemşerilerini öğrenilmiş çaresizliğe yöneltip yoksulluğun toplumun her kesimine daha fazla yaygınlaşmasına sebep olanlardır.

Toplumsal yaşamda daha fazla hak arama ve dolayısıyla düşüncesini ve inancını hayata hâkim kılmak için teşkilatlı bir toplum oluşturmak amacıyla Sivil Toplum Örgütleri (STK) ile birlikte işbirliği içinde olacaklarını söyleyenler seçildikten sonra belediyenin maddi imkânları ile Sivil Toplum Örgütlerini ele geçirerek cemaat, cemiyet veya adı ne olursa olsun bu tür yapılanmalar vasıtasıyla toplumun diğer kesimleri üzerinde siyasal anlamda baskı oluşturmaktan da sorumludurlar.

Hz. Rasulullah’a (sav) peygamberlik görevi kırk yaşında verildi diye millete vaaz veren insanların kırkından sonra mücadele hayatından kaçtığı artık vakayı adliyeden oldu sayılır.

Tek parti iktidarının göstereceği adaylarla bu seçim sonucunda şehrimizin sorunlarına çözüm bulunacağı rüyası görmeye devam edenlerin rüyadan uyanma vakti geldi geçiyor.

Uyanmaları için yapmaları gereken tek şey şu soruyu içtenlikle cevaplandırmalarıdır:

“Çözümü bunlar bulacaksa, şehri son 15 yılda yaşanmaz hale getirenler kimlerdir?”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi