Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Seçim sonuçları üzerine

Seçim sonuçları üzerine

Milletvekili seçimleri yapıldı bitti ama sandıktan çıkan sonuçlar konuşulmaya devam ediyor ve uzunca bir süre daha devam edecek gibi gözüküyor.

Halk arasında siyasi kademelerde görev yapmadıkları halde siyaset üzerine her tür bilgileri ile yorumlar yapan ve kısaca çarıklı erkânı harpler olarak tanımlanan siyaset bilici kişiler daha uzun süre konuşacaklar.

Hangi ilde kimin ne kazanıp ne kaybettiğinden tutun da hangi partilinin oy kullandığı sandıktan çıkan oyların kime ait olabileceğine kadar türlü yorumlar duyacaksınız.

Daha önemlisi seçimden birinci parti olarak çıkmış olmasına rağmen iktidar partisinin tek başına hükümet kuramamasının nedenlerini ve ortaya çıkan bu sonuçta Cumhurbaşkanının ve Başbakanın sorumluluklarının ne olduğundan tutunda ABD, AB ve Paralellerin ne kadar tesirli olduğuna dair akıl almaz yorumlar duyabileceksiniz.

Dahası 13 yıldır müteaddit defalar ilgililer tarafından red edilmesine rağmen Ak Partiyi Merhum Necmeddin Erbakan Hocanın kurdurduğu yalanını ortaya atıp duranların bu defa, Seçimlerden çıkan bu sonucun Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kurgulanmış büyük bir oyun olduğunu ve böylelikle pkk’nın meclise sokularak elinin kolunun bağlanacağını ve demokrasi sınırları içinde kalmaya evrileceği gibi yeni komplo teorilerini falan da duyacaksınız.

Biraz daha modernleşenlerin ise adına sosyal medya dedikleri platformlarda çoğunlukla takma isimlerle klavye arkasına sığınarak çalakalem yorumlar yazdıklarını ve siyasetçilere akıl verdiklerini göreceksiniz.

Hâlbuki biz bu oyunu daha önce görmüştük ve millet olarak bir türlü yaşanan olaylardan ders almasını beceremiyoruz.

Son milletvekili seçimleri ile ilgili olarak sandıktan çıkan neticeler sonucunda bu yaşananlar nerede ise birebir ölçüde 12 Eylül askeri müdahalesi sonrasında işbaşına getirilen Özal hükümetleri sırasında da yaşanmıştı.

Anap hükümetlerinin oy kaybı yaşadığı dönemleri bilenler gazete ve televizyonlarda nasıl taraflı ve yıkıcı yorumlar yapıldığını da hatırlayacaklardır. 

Galiba ibret almayı bilmediğimizden tarih sık sık tekerrür ediyor bu ülkede.

Bu ülkede ibret almadığımız önemli bir husus daha var.

Siyasi Partileri özellikle de fikir partilerini iktidarda iken terbiye etmeye çalışıyor, terbiye edemez ise cepheden vuruyor kurulu düzenin sahipleri.

Çok partili düzene geçildiği günden bu yana bu hep böyle olageldi.

Demokrat Partiden tutunda Ak Partiye kadar süreç hep böyle işledi ve partiler normal olarak iktidarda olmanın ortaya çıkardığı yıpranmadan daha fazla fikirlerini hayata geçiremedikleri yada engellendikleri nedeniyle iktidardan öyle veya böyle alaşağı edildiler.

Maalesef iktidar ekseninde İslamcılar da böyle vuruldu hep.

1980 öncesinde çok daha net bir tanım iken 1990’lar da Özal hükümetleri döneminde berraklığını kaybederek flulaştırılan Müslümanlık veya İslamcılık, 13 yıl süren Ak Parti hükümetleri döneminde ise iktidarın yol açtığı kapitalist yapılanma nedeniyle iyiden iyiye muğlaklaştırılmıştır.

Bu muğlaklaştırma başörtüsü ve tesettür giyimden ihaleli ve akçeli işlere kadar hayatın her alanından görülmektedir.

Bir tarafta son dönem medyaya yansıyan görüntülerde görüleceği üzere tesettürlü kızlar parti seçim büroları önünde erkeklerle el ele halay çekebiliyorlar ya da okul mezuniyet törenlerinde erkeklerin omuzlarında oynayabiliyorlar.

Diğer tarafta ise ister merkezi yönetim olsun ister yerel yönetimler de olsun yine moda tabirle abdestli kapitalistler kapalı kapılar arkasında ihale kotarırken bir dönemler Avrupa’da Milli Görüş hatipliği yapan eski milletvekillerine yüzbinlerce metre karelik kamu arazileri tahsis adı altında peşkeş çekilebiliyor.

Bugünkü tabloya bakınca insan şunları demeden edemiyor:

İktidar partisi mensupların insana yeterince yatırım yapmadıkları için kendilerinden başka kimseye kızmamaları gerekmektedir. Kimselere çamur atmadan başka mecralara kayan Ak Parti oylarının özellikle de, dindar Kürt vatandaşların oylarının Akp’den kaçmasının nedenlerini araştırmakla işe başlamaları gerekmektedir.

Yapılması gereken bir diğer işte seçim öncesi attıkları “SP’ye oy verirsen oyun boşa gider” veya “Falan partiye vereceğin oy falanca partinin işine yarar” naralardan vazgeçerek, AKP'ye oy verince HDP’nin geleceği gerçeğiyle yüzleşmektir.

Başbakan Davutoğlu’nun bu seçim mağlubiyetinden sonra Eylül ayında önüne gelecek olan parti kongresinde nasıl bir tutum alacağını da yaşayarak göreceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi