Savaş kapıda mı?
Bugünkü yazıma böyle bir başlık atmamın sebebi, arkadaşlarımızla bir araya geldiğimiz zaman dünyadaki ve Türkiye’deki gelişmeleri değerlendirdikten sonra şu kanaate varıyoruz: Türkiye ile ABD bir gün savaşacaktır. ABD tarafından 2003’te Irak’ın işgali, ardından “Arap Baharı” adı altında Libya’nın, Mısır’ın, Suriye’nin kaosa sürüklenmesi, Musul’un IŞİD’den alınması operasyonu arifesinde Irak hükümetinin Türkiye’ye karşı tutumu bizim görüşümüzü teyid etmektedir.
ABD’nin, Irak’ta nükleer silah vardır, yalanıyla Irak’ı işgal ederek, bu ülkenin idaresini Sünnilerden aldı ve Şia’ya teslim etti. Söz konusu emperyalist devlet, o günden beri Şia hükümeti eliyle Irak’ın demografik yapısını değiştirmek suretiyle asırlarca sürebilecek ihtilaf tohumu ekme çabası içerisindedir.
ABD’nin, Türkiye’nin Irak hükümetinin isteği üzerine Musul kentine yakın Başıka bölgesinde bulunmasına rağmen şimdi Türkiye’nin o bölgeden çıkması için Irak hükümetini Türkiye’ye karşı kışkırtmasının sebebi budur.
ABD’nin, Türkiye’nin Musul operasyonuna katılmasını önlemeye çalışmasının sebebi de budur. Söz konusu emperyalist devletin gayesi, Musul’un demografik yapısını değiştirerek tarih boyunca iç içe yaşamış, kavimleri yani Arapları, Türkmenleri ve Kürtleri birbirine düşürerek, tedavisi mümkün olmayan büyük yaralar açmaktır.
Türkiye bas bas bağırıyor! Musul’un demografik yapısını değiştirtmem ve bunun için Musul operasyonunda koalisyonda yer alacağım, diye.
Koalisyonun gayesi, IŞİD’i Musul’dan çıkartmak değil, o bölgenin demografik yapısını değiştirmektir. IŞİD bahane proje şahane!
ABD, Türkiye’ye ihtiyaç duyarsa Musul operasyonuna dâhil edebilir, aksi halde etmeyebilir. Türkiye Musul operasyonuna dâhil olsa bile Koalisyon, Musul’un demografik yapısını değiştirmekle kararlıdır.
İşte Türkiye, bu durumda ABD’ye rağmen o bölgenin demografik yapısının değiştirilmemesi konusunda ısrar eder ve bu hususta gücünü ortaya koymaya çalışırsa söz konusu büyük şeytanla sıcak savaşa girebilir.
Şu anda ABD, Türkiye ile örtülü bir şekilde savaş halindedir. Yani söz konusu emperyalist devlet, PKK, DEAŞ ve PYD’yi üzerimize kışkırtmakta ve onları silahlandırmaktadır. Bayan Clinton, seçim kampanyası sırasında gazetecilerin bir sorusu üzerine şöyle bir açıklama yaptı: Biz PYD’i silahlandıracağız. Açıkça, biz Türkiye ile savaşa devam edeceğiz, demek istedi. Bunu çocuk bile anlar. Türkiye ABD’nin bu açıklamasına karşı, senin stratejik ortağın PYD mi? Müttefik’in o mu? diye tepki gösterdi.
Biz, zaman zaman bundan önceki yazılarımızda açıkladık. ABD, Türkiye’nin sözde müttefiki ve stratejik ortağıdır. NOTO’nun, bir menfaati olmazsa Türkiye’ye asla yardım etmez ve bu sebeple Türkiye’nin ekonomik, askeri ve kültürel alanlarda hamleler yapıp dışarıya bağımlı olmaktan kurtulmalıdır.
15 Temmuz darbe teşebbüsünün arkasında ABD’nin olduğu ortaya çıktı. Bu işgal hareketi başarılı olmuş olsaydı NATO İstanbul’u işgal edecekti. Terör örgütleri PKK ve DEAŞ, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesini işgal edecekti. Şükürler olsun halkımızın sağduyusu buna mani oldu. Uyanık olmak lazım ve hem de çok uyanık olmak lazım.
Sonuç olarak diyoruz ki, Türkiye, Musul operasyonu sonucunda ABD’nin emperyalist projesini engellemek için harekete geçerse, Türkiye ile ABD sıcak savaşa girebilir. Birileri bu sıcak savaşı engellese bile ilerde bu savaş kaçınılmaz olacaktır; çünkü savaş kapıdadır.
İnşallah bu gelişmeler Türkiye’nin, Irak’ın ve Suriye’nin ve İslam coğrafyasının lehine olur ve böyle olacağı konusunda da hiçbir zaman ümitsiz olmadık; çünkü gelecek bizimdir. ABD istese de istemese de Allah’ın dediği olacaktır. Onların bir planı varsa Allah’ın da bir planı vardır. Hoşça kalın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.