Çumra haber gezisinin ardından dün de aynı kadro ile Ladik-Sarayönü haber gezisine çıktık… İlk durağımız Ladik Kasabası’nda et entegre tesisleri kuran Can Kılıç Bey'in YILET tesisleri…

***

Can Bey'i tanıyanlar bilir her daim neşeli, her daim keyifli biridir… Etin raconunu Konya’da en iyi bilenler arasındadır… Kırmız etin nabzını onlar tutar…

***

Tesisler mükemmel,Avrupa standartlarında… Selçuklu Belediyesi’nin de yanına mükemmel bir et market açmışlar… Orada da et piyasasının yakından tanıdığı hatır naz Sait Büyükırmak karşıladı bizi…

***

İnanın onların işlediği eti Konya’da hiçbir kasapta bulamazsınız… Danapirzoladan tutunda biftek şato biryana kadar her şey var…

***

Yılet’ten gözümüz arkada ayrılıyoruz… Nefis bir yatırım, ‘Allah bol kazanç versin’ diyerek…

***

Rotamız TİGEM Gözlü Tarım İşletmeleri… Türkiye’nin en büyük üçüncü tarım işletmesi… Müdürlüğü’nü Aksaray Koçaş Tarım İşletmeleri’nden tanıdığım Yüksel Akçay yapıyor… Erzurumludur… Özü sözü bir, devlet millet sevgisi ile dolu orijinal dadaşdır…

***

Beş yıl önce geldi buraya… İlk geldiğinde ‘hayırlı olsun’ için uğramıştım… Beş yıl sonra gittiğinde ise şaşkınlığımı gizleyemedim… İşletmeyi cennet bahçesine çevirmiş…

***

Beş yıl önce sıfır olan sulanan arazi miktarı şimdi 20 bin hektara yükselmiş… 200 kuyu vurdurmuş… 240 bin badem ağırlıklı olmak üzere fidan dikmiş… Bunların hepsini sessiz sedasız yapıvermiş…

***

“Makama geçelim orda konuşuruz” dedi… Beş yıl öncesindenhatırladığım makam odasına doğru ilerledim… “Üst kata taşındım” dedi… Üst kata çıktık küçücük bir sekreter odası… Kapısında kocaman, ‘MÜDÜR’ yazıyor…

***

“Makam odasına ne oldu?” diye şaşkınlıkla sordum… Gülerek yanıtladı “Hizmeti büyüttük, makamı küçülttük…” diye…

***

Buğday, arpa dışında yem ve yağlık bitki tohumları üretiyorlar… Koyun yetiştiriyorlar… İşletme girişinde harika mini bir bahçe var… İçinde tavus kuşları, keklikler  ve ceylanlar oynaşıyor…

***

Bunların haberlerini Merhaba’da yarından sonra detaylı olarak vereceğiz…

***

Vakit kısa, Yüksel Akçay’a tekrar mutlaka geleceğiz diyerek ayrılıyoruz…

***

Bölgede Urfa’dan gelen tarım işçilerinin çadırlarına, tandırlarına konuk oluyoruz… Urfa’dan aşiret-aşiret akmışlar ovaya… Dert dinliyoruz…

***

Ardından arazideki cıngırıklı kuyulardan su çekiyoruz… Yüzlerce cıngırıklı su kuyusu, lastik kovalarıyla bölgedeki büyükbaş ve küçükbaş sürülerinin mola yerleri konumunda…

Sonraki durak Sedir Ağa… Aksaray’da çalışırken tanımıştım… Sedir Ağa derler... İç Anadolu’nun alabalık ihtiyacını (Sedir) Kadir Elma karşılar…

***

Sofrası ortada,gönlü zengin bir Konyalıdır… Mütevazıdır… Yenicekaya Köyü girişinde Beşpınar Çayı’nın üstüne kurduğu tesislerinde bulunan havuzlarda, tamı tamına tam 2 trilyonluk balık yüzüyor…

***

“Karnımız tok”demeye kalmadı mangalı yakıverdi… Alabalıklar odun ateşindekızarırken o da dert yanmaya başladı… “Resmi daireler kuruyemişçiden, kavakçıdan balık alıyor… Burada birlik var, üretici var, canlı balık veriyoruz kimse tınmıyor.”diye ekledi…

***

Maşallah, İç Anadolu’ya, alabalığı o servis ediyor…Kendide gönlüde kalender Sedir Ağa’nın…

***

Sedir Ağa’nın yanından Sarayönü Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Özcan Ulusoy’un, ayakkabı tamirhanesi dükkanın da soluklanıyoruz…

***

Durum nasıl demeye kalmadan anlatmaya başlıyor; “ Sarayönü'nde, esnaflık bitme noktasına geldi, guyruğu doğrultan, Konya’ya göç ediyor,her toplantımızda üye sayımız 2-3 kişi eksiliyor” diyor… Dinleyecek dert çok ama bizde derman kesiliyor…

***

Yorgun argın, bir haber gezisini de demli bir çayın eşliğinde, noktalayarak haberleri yetiştirmek üzere Konya’ya hareket ediyoruz…

***