Fırtınalı Beyşehir haber gezisi!
Erkenden Beyşehir’e gitmek için yola çıkıyoruz… Akyokuş mevkiinde yol genişletme çalışmaları karşılıyor bizi… Dağı, deliciler, kesiciler yol açmak için tıraşlıyorlar…
***
Kızılören’e kadar duble yol çalışmaları ara-ara devam ediyor… Beyşehir’e yaklaşırken Hüyük kavşağı utandırıyor bizi… Ne kadar yıpranmış ve iptidai görünüyor… Sanki ilçeye değil de unutulmuş bir köye dönüyormuşsun hissi uyandırıyor…
***
Beyşehir’e 24 kilo metre kala rüzgâr, fırtınaya dönüşüveriyor… Otomobili devirecek hissi uyandırıyor… Yol kenarında bir tarafta anızları tutuşturmaya çalışan köylü ile toprağa eliyle tohum atmaya çalışan diğer bir köylü kadraja giriyor…
***
Aracı yolun kenarına çekiyoruz… Yaşar Amca, çoluk çocuk el kadar tarlasını, ata koştuğu saban ile patates ekiyor… Yüzü güleç, “Çoluk çocuk çalışıyoruz beyaa” diyor… Bereket dileyip, kucaklaşıp devam ediyoruz…
***
Beyşehir’e giriyoruz… Esnafı geziyoruz… Ne var ne yok diyoruz ; “İki tane Beyşehir milletvekilimiz var, Gülay Samancı ve Mustafa Akış… İkisi de uğramıyor, Beyşehir’de daha sık görmek istiyoruz” diyorlar…
***
İlçe merkezin de otopark sıkıntısından dert yanıyorlar… Arıtma tesisleri çalışmıyor köylere zehir akıyor diyorlar… Olta balıkçılığı yasaklanmış… Oltacılar önümüzü kesiyor; “Olta ile balık avlatmıyorlar, bunları bir yazıverin” diyorlar…
***
Soruyoruz… Parakete ile ağdan çok balık avlanıyormuş…(Bol iğneli tek olta)Ticari… O bakımdan Kaymakam Bey zaten var olan bir yasağı icraata almış… Balık nesli açısından parakete ile olta avcılığı sıkıntılı… Tabi bütün oltacılarda yasaktan nasibini almış…
***
Rüzgâr fırtınaya dönüşüyor… Saatte hızı 100 kilometreye ulaşırken, belediye hoparlörlerinden anons yapılıyor; “Evde olanlar okula gitmesin, okulda olanlarda evlerine gitmesinler” diye… Bakıp gülüşüyoruz…
***
TOKİ’de okullar tatil ediliyor… Beyşehir Köprü üzerinden ağzına kadar dolan, fırtına ile kabaran göle bakıyoruz…
***
Gözümüzün önünde iki tekne alabora olarak batıyor… Balıkçılardan Abdullah Kurt feryat ediyor; “Mübareklerden, marina istemiyoruz, küçük bir balıkçı barınağı istiyoruz, bu sene sekiz tekne battı, kim bizim derdimize derman olacak, müsaade etsinler biz yapalım bari” diyor…
***
Mehmet Kesen’e konuk oluyoruz… Yatçı… Köprünün başında teknede bize çay ikram ediyor… Koskoca tekne haa battı haa batacak… “Ben böyle rüzgâr görmedim” diyor ve ekliyor “Korkmayın tekneyi 10 yerinden halatla bağladım, çapa attım “ diyor…
***
Derdini söyle diyoruz hacı yatmaz gibi bi sağa bi sola sallanarak ; “Balıkçı barınağı isteriz, başkada derdimiz yoktur” diyor…
***
Genç, kibar takım elbiseli nur yüzlü biri, yanındakilerle birlikte bize doğru gelerek tekneye çıkıyor… “Tüm samimiyet ve nezaketiyle sallanan teknenin ortasında “Hoş geldiniz” diyor…
***
Takdim ediyorlar,Beyşehir Belediye Başkanı İzzet Taşcı… Sohbete başlıyoruz, yüzü gülüyor… “Elhamdülillah bugüne, Beyşehir Gölü hastalığı yendi, bakın nasıl dalgalanıyor, çocukluğumuzdan beri şu görüntüye hasrettik göl doldu taşıyor. Şu fırtına var ya gölü dipten çalkalayarak tüm zararlıları bir safra gibi kenarlara atıyor“diyor…
***
Yapılan hizmetlerden de bahsediyor… Israrla yemeğe davet ediyor… Program yoğun, başka sefere diyerek ayrılıyoruz İzzet Beyin yanından…
***
Balıkçılarla sohbet ediyoruz… Gölde ne var ne yok? Yüzler gülüyor, neşeyle cevaplıyorlar; “Sazan, senatör, gövçek, kızılkanat, yağ balığı, yılan balığı, kaya balığı hatta siroz balığı”
***
Maşallah bereket var her yerde… “Beyşehir sazanını nasıl ayırt edeceğiz” diyorum… Kızgın yağın üstüne temizlenmiş sazanları bırakan, Beyşehir’in tek bayan balık ustası Şerife Hanım cevap veriyor; “Sen bu balığı ye, bak bakalım bulacan mı bu lezzeti bir yerde… Balığıseçemen gazeteci bey, balıkçını seçecen” diyor…
***