Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Şanlı direniş

Şanlı direniş

Türkiye kurulduğundan bu yana pek çok darbe girişimine mâruz kaldı. Küçüğünden büyüğüne, yaşlısından gencine kadar ülkesine sevdâlı olan herkes darbeye karşı durmayı hayâtından daha çok önem verdiğini göstermiştir. 15 Temmuz gecesi halkımız âdeta yeni bir târih yazmıştır. Helâl olsun. Alnı öpülesi insanımız, şanlı bir mâzinin aziz milleti bugün canı pahasına bir istiklal ve istikbal direniş mücâdelesi sergilemiştir.

1923’lerde Cumhuriyet kurulduktan sonra, epeyce bir süre savaş psikolojisini üzerinden atamayan ülke yönetimi kendi halkına karşı bilhassa inançları bazında yeni söylemler geliştirdiğinden sıkı bir rejim sistemini hâkim kılmıştı. O vakitler millet bunalmıştı ve tam bu sırada Adnan Menderes diye halkın değerlerini biraz olsun önemseyen bir devlet adamı ortaya çıktı. Halk, Menderes’in partisi Demokrat Partiyi iktidar yaptı ancak ne yazık ki, halkın seçtiği bu devlet adamı uyduruk bir mahkemeyle idam edildi. Yıl 1960 idi. Bir on sene sonra 1970’li yıllarda kuvvet komutanlarından oluşan cunta, hükümete el koydu, devlet idâresini gasp etti. Yine bir on sene sonra 1980’li yıllarda bilinen meşhur sağ-sol davalarının peşi sıra Kenan Evren ve ekibi mevcut sivil hükümeti devirip askeri idâreyle yönetimi devir aldı. Ülke fakirleşti, ekonomi çöktü. Bu sefer 1997 yılında tekrar askeri yönetimi ele geçiren cunta, sivil irâdeye yok saydı, halkın değerlerine amansız bir savaş açtı, imam hatiplerin orta kısmı kapatıldı, Kur’an kurslara gitmek isteyenlere yaş tahdidi kondu, başörtü zulmü yaşandı. Bu millet askeri cuntacılardan çok çekti. Şimdi de en son 15 Temmuz darbe girişiminde askeri teröristler mâsum halka kurşun sıktı, polisi vurdu, meclisi bombaladı. Ne çektik şu askerlerden…

Ordu gözbebeğimizdir, askeriye Peygamber ocağıdır, askerlerimiz birer ‘Mehmetçik’tir, diyoruz. Yıpranmasın, gücü eksilmesin istiyoruz ama bu kadarı fazla. Herkes ayağını denk alsın, millete silah çekilir mi? Seçilmişler öldürmeye kalkışılır mı? Bu nedir ya? Bu ne cüretkârlık! Yeter artık söz ve güç milletindir, dedi halk yine de nezâket çerçevesince; ‘Asker kışlana dön’ diye haykırdı. Bundan böyle asker sık aralıklarla siviller tarafından denetlenmeli, hesap verebilir konuma getirilmeli bilhassa bugün içine sızmış bulunan FETÖ’ler yakın tâkipte olmalı. Askeri eğitim kökten yeni sivil ve değerlerin önemsendiği bir sisteme evrilmeli.

Halkın ferâseti, medyamızın dikkati ve fedâkarlığı olmasaydı bugün bambaşka bir Türkiye’de yaşıyor olacaktık. Silahlarla, tanklarla, uçaklarla, helikopterlerle, bombalarla ülkemize, insanımıza, devlet adamlarımıza, cumhurumuza, kutsallarımıza saldırılmıştır. Türk silahlı Kuvvetlerinin çatısı altında bu hâinler sistemin tüm unsurlarını hedef almışlar, Anadolu’muzun bin yıllık târihi birikimini hiçe sayarak devleti çökertmeyi amaçlamışlardır. Eğer bu darbe girişimi amacına ulaşsaydı ülkede Alevi-Sünni, Kürt-Türk çatışmasıyla ülkede bir iç savaş çıkartılarak –ki bu tehdit ihtimal süikastlarla hâlâ vardır- halk ayrışacak, ülke bölünecek daha açıkçası güzel vatanımız aynen Sûriye’nin âkibetine düçâr olacaktı. Ülke dışarıdan, içeriden teslim alınacak idi. Şükür herkesin hesâbı varsa o hesapların ötesinde bir de yüce Yaratıcının hesâbı vardı. Hesaplar boşa çıktı. Rabbi Teâlâ bu aziz milleti aziz kıldı, şerefli bir duruş sergilendi.

Türkiye târihinde ilk defa askeri bir müdahale, dış ve iç düşman toplulukları milletimizin ferâseti, basireti, dik duruş direnciyle önlendi. 15 Temmuz gecesi bin yıllık Anadolu târihinin devam ettiğinin göstergesi oldu. Ülkenin yükselişinin önünü kesmek isteyen dış mihraklar ve onların ülkedeki maşaları bilsinler ki ne yaparlarsa yapsınlar târihin bu kutsal akışını durduramayacaklar. Necip Fazil’ın dediği gibi diyelim bizde;

“Surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes

Ey kahpe rüzgar artık ne yandan esersen es…”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi
SON YAZILAR