Sanayi Mektebi ve Mezun Çınarlar
Bu günkü yazım “Karadeniz Turu”nun devamı olacaktı ama.
Çınarların elli yılı aşan “Senede bir gün” buluşuş ve kaynaşışlarını yazmadan geçemedim ve turistik yazıyı sonraya bıraktım.
Kim bu çınarlar ve Orta-Lise öğrenimlerini yapıp mezun oldukları ilk ismi “Mekteb-i Sanayi” olan öğretim binasın nerede neye hizmet etmiş? Şöyle bir nostaljiye gidelim derim.
***
Osmanlı döneminde Mithat Paşa’nın, sanat öğrenimi yapılması düşüncesini benimseyip kendiside bir marangoz sanatkârı olan Sultan II. Abdülhamid Han Anadolu’nun önemli şehirleri İstanbul, İzmir, Ankara olarak dokuz il arasında “Konya’ya da bir Mekteb-i Sanayi binası yapılarak meslek okulu açılsın…” diye ferman çıkarmış.
Bunun vesilesi olarak, yaptığı veya yaptırdığı hizmetleri ile Konya tarihine geçen Vali Paşa’lardan “Avlonyalı Ferit Paşa” bu fermana uyarak Konya’da da yapılmasını sağlamış.
Daha önce, İstanbul’un kapalı çarşısı niteliğini taşıyan ama nedense yıktırılan “Konya Bedesteni”nin yerine yapılması kararlaştırılarak ulaşabildiğim belgelere göre 1872 veya 1890 yılında temeli atılmış.
Bir asrı aşan yaşı ile hâlâ heybetini kaybetmeyen bina ve şimdi mafiş olan çevresi atölyelerde meslek ve ilim öğretimine 1901 yılı başlanmış
Gönül isterdi ki, o tarihi bedesten birçok yerlerde kaldığı gibi Konya’da da kalmış olsa idi.
Sonraki torunların bile tarihi yapılara kıymet vermeyip Konya’nın nostalji resimlerinde kalan ama sonra başka yerlere yapıldığı Belediye binası gibi zamanın Sanayi Mektebi de başka yere yapılsa idi diye hayıflanmaktan kendimi alıkoyamıyorum ama.
Maalesef hâlâ aynı zihniyette değişimler olmadığının da devamı var sayımlı.
***
Okulun ilk açılışında, bu günün elektronik kısımları hariç diğerlerine ilaveten Terzilik, Tenekecilik gibi meslekler de öğretilen bu okuldan sadece öğrenim yapan öğrencilerin sanat sahibi olmalarının temini ile kalınmamış.
Burada imal edilenlerden Konya ve civar İl’ler halkı da faydalanmış.
Önemli bir işlemi de, Birinci Dünya Savaşı sırasında Anadolu şehirlerinde bile sinema bulunmadığı zaman içinde “Konya’nın ilk Sineması”nı kurup film gösterilerine başlamış.
Gösterilerde Savaşta çekilmiş filmler de bulunmakta imiş. Dedem rahmetlik anlatırdı bendenize.
Bu Meslek ve Teknik okulların gelişmesi nedense 1938 – 1950 yılları arasın da duraklasa da.
İleri ve bilhassa Özal zamanında adımlar atılarak genişlettirildiği bariz olmakta.
Olmakta ama o eski, sanat ve meslek öğrenimi ilerlemesine neden mani olmak istedikleri anlaşılamayan hâkimiyetçi demokrat(!) olanların devamı torunlar hâlâ dayatma içinde ve gelişmenin önüne geçme çabasında olmaları anlaşılır gibi değil.
***
Evet, ilk ismi “Mekteb-i Sanayi” olup daha sonra “Bölge Sanat Okulu, E. Sanat Enstitüsü” ve son olarak “Teknik Lise” olurken…
Yeni Teknik Lise binalarının yapımı ile bırakılıp bir ara “Karatay Lisesi” olan ve yangından sonra düzenlenip “Sanat Galerisi” yapılacak hale getirildiği ve karar verildiği halde vazgeçilip “Özel İdare” olark kullanılan bina da öğrenim görüp buradan mezun olanlar…
1950’lili yıllarda her öğretim yılı mezunlarından bazı grupların ayrı ayrı yapmaya başladıkları “Senede bir gün” kaynaşma çayı daha sonraki yıllarda birleşerek…
Her yıl Mayıs ayının son Pazar günü seçilerek devam edilmekte. Yurdun veya başka yerin neresinde olurlarsa olsunlar Konya’ya gelip iştirak etmekteler.
Başlangıçlarda bir arkadaşlarının yeri veya başka yerde çay içerek yapılan kaynaşma. Daha sonra yemekli ve tam güne çevrilmiş.
200 ile başlayıp yüz civarına düşen elli ve yüze yaklaşmış yaşlı çınarlar “Senede bir gün” olan ananevi birlikteliği devam ettirmekteler.
Bu beraberliğe, Okuldan sonra gerek ileri yüksek öğrenimler görüp makam sahibi, mesleğini ilerletip Fabrikatör, İş adamı, Müteahhit, Ticaret erbabı olarak yükselenler yanında orta haliyle yaşayanlar, kendilerinden yaşlı veya genç olanlarla tamamen kardeşlik içinde iştirak ettikleri mutlu bir gün geçirdikleri toplantı…
İzmir’den gelerek o günlerde giydiği üstlük ve şapkası ile okul trampetini çalarak iştirak eden çınarlardan Macit Erkan’ın alkışlarla karşılanması ile başlar…
Birbirleri ile kucaklaşıp selamlaşmadan sonra sohbete girilip hatıralar yâd edilip okul günlerinin anısı içinde siyaset ve günlük konuların kelimesinin giremediği nostalji yaşanır.
***
Her yıl buraya isimlerini sığdıramayacağım ev sahipliği ve ziyafeti veren muhterem çınarlardan bu yıl ki buluşumu Yerel Merhaba Gazetesi’nde de haber verildiği gibi 2010 Mayıs ayı son Pazar günü yapıldı.
Ev sahipliğini Mezun ve çınarlardan olan, Konya-Ankara yolu üzerindeki TOYOTA bayii ve servisi Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Halil İbrahim Yıldırım iş yeri bahçesinde ağırlayıverdi.
Meram Teknik Lisesi Müdür ve öğretmenlerinin de eşlik ederek gıpta ettiklerini belirttikleri toplantının başlangıcı olan Trampet sesini bu yıl Macit Erkan Beyefendinin iştirak edememesiyle duyulmadan başlamış oldu.
Öğleye doğru yemek faslı arkasından Rahmanına kavuşan okul arkadaşları için Kuran Hatim duası ile Fatiha gönderme sonu hasbıhal devam ederken
Gelecek yılı ev sahipliği için yarış içinde teklif yapan çınarlardan Yusuf Bayburt’un Beyşehir Yolu caddesi Hocacihan Mahallesi’ndeki (0332 3241591) bahçesinde yapılması kabul edildi.
Ve Akşama doğru helalleşerek “İnşallah gelecek yıl yine görüşürüz” temennisi içinde ayrılışlar başlayıverdi
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…
Çınarların elli yılı aşan “Senede bir gün” buluşuş ve kaynaşışlarını yazmadan geçemedim ve turistik yazıyı sonraya bıraktım.
Kim bu çınarlar ve Orta-Lise öğrenimlerini yapıp mezun oldukları ilk ismi “Mekteb-i Sanayi” olan öğretim binasın nerede neye hizmet etmiş? Şöyle bir nostaljiye gidelim derim.
***
Osmanlı döneminde Mithat Paşa’nın, sanat öğrenimi yapılması düşüncesini benimseyip kendiside bir marangoz sanatkârı olan Sultan II. Abdülhamid Han Anadolu’nun önemli şehirleri İstanbul, İzmir, Ankara olarak dokuz il arasında “Konya’ya da bir Mekteb-i Sanayi binası yapılarak meslek okulu açılsın…” diye ferman çıkarmış.
Bunun vesilesi olarak, yaptığı veya yaptırdığı hizmetleri ile Konya tarihine geçen Vali Paşa’lardan “Avlonyalı Ferit Paşa” bu fermana uyarak Konya’da da yapılmasını sağlamış.
Daha önce, İstanbul’un kapalı çarşısı niteliğini taşıyan ama nedense yıktırılan “Konya Bedesteni”nin yerine yapılması kararlaştırılarak ulaşabildiğim belgelere göre 1872 veya 1890 yılında temeli atılmış.
Bir asrı aşan yaşı ile hâlâ heybetini kaybetmeyen bina ve şimdi mafiş olan çevresi atölyelerde meslek ve ilim öğretimine 1901 yılı başlanmış
Gönül isterdi ki, o tarihi bedesten birçok yerlerde kaldığı gibi Konya’da da kalmış olsa idi.
Sonraki torunların bile tarihi yapılara kıymet vermeyip Konya’nın nostalji resimlerinde kalan ama sonra başka yerlere yapıldığı Belediye binası gibi zamanın Sanayi Mektebi de başka yere yapılsa idi diye hayıflanmaktan kendimi alıkoyamıyorum ama.
Maalesef hâlâ aynı zihniyette değişimler olmadığının da devamı var sayımlı.
***
Okulun ilk açılışında, bu günün elektronik kısımları hariç diğerlerine ilaveten Terzilik, Tenekecilik gibi meslekler de öğretilen bu okuldan sadece öğrenim yapan öğrencilerin sanat sahibi olmalarının temini ile kalınmamış.
Burada imal edilenlerden Konya ve civar İl’ler halkı da faydalanmış.
Önemli bir işlemi de, Birinci Dünya Savaşı sırasında Anadolu şehirlerinde bile sinema bulunmadığı zaman içinde “Konya’nın ilk Sineması”nı kurup film gösterilerine başlamış.
Gösterilerde Savaşta çekilmiş filmler de bulunmakta imiş. Dedem rahmetlik anlatırdı bendenize.
Bu Meslek ve Teknik okulların gelişmesi nedense 1938 – 1950 yılları arasın da duraklasa da.
İleri ve bilhassa Özal zamanında adımlar atılarak genişlettirildiği bariz olmakta.
Olmakta ama o eski, sanat ve meslek öğrenimi ilerlemesine neden mani olmak istedikleri anlaşılamayan hâkimiyetçi demokrat(!) olanların devamı torunlar hâlâ dayatma içinde ve gelişmenin önüne geçme çabasında olmaları anlaşılır gibi değil.
***
Evet, ilk ismi “Mekteb-i Sanayi” olup daha sonra “Bölge Sanat Okulu, E. Sanat Enstitüsü” ve son olarak “Teknik Lise” olurken…
Yeni Teknik Lise binalarının yapımı ile bırakılıp bir ara “Karatay Lisesi” olan ve yangından sonra düzenlenip “Sanat Galerisi” yapılacak hale getirildiği ve karar verildiği halde vazgeçilip “Özel İdare” olark kullanılan bina da öğrenim görüp buradan mezun olanlar…
1950’lili yıllarda her öğretim yılı mezunlarından bazı grupların ayrı ayrı yapmaya başladıkları “Senede bir gün” kaynaşma çayı daha sonraki yıllarda birleşerek…
Her yıl Mayıs ayının son Pazar günü seçilerek devam edilmekte. Yurdun veya başka yerin neresinde olurlarsa olsunlar Konya’ya gelip iştirak etmekteler.
Başlangıçlarda bir arkadaşlarının yeri veya başka yerde çay içerek yapılan kaynaşma. Daha sonra yemekli ve tam güne çevrilmiş.
200 ile başlayıp yüz civarına düşen elli ve yüze yaklaşmış yaşlı çınarlar “Senede bir gün” olan ananevi birlikteliği devam ettirmekteler.
Bu beraberliğe, Okuldan sonra gerek ileri yüksek öğrenimler görüp makam sahibi, mesleğini ilerletip Fabrikatör, İş adamı, Müteahhit, Ticaret erbabı olarak yükselenler yanında orta haliyle yaşayanlar, kendilerinden yaşlı veya genç olanlarla tamamen kardeşlik içinde iştirak ettikleri mutlu bir gün geçirdikleri toplantı…
İzmir’den gelerek o günlerde giydiği üstlük ve şapkası ile okul trampetini çalarak iştirak eden çınarlardan Macit Erkan’ın alkışlarla karşılanması ile başlar…
Birbirleri ile kucaklaşıp selamlaşmadan sonra sohbete girilip hatıralar yâd edilip okul günlerinin anısı içinde siyaset ve günlük konuların kelimesinin giremediği nostalji yaşanır.
***
Her yıl buraya isimlerini sığdıramayacağım ev sahipliği ve ziyafeti veren muhterem çınarlardan bu yıl ki buluşumu Yerel Merhaba Gazetesi’nde de haber verildiği gibi 2010 Mayıs ayı son Pazar günü yapıldı.
Ev sahipliğini Mezun ve çınarlardan olan, Konya-Ankara yolu üzerindeki TOYOTA bayii ve servisi Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Halil İbrahim Yıldırım iş yeri bahçesinde ağırlayıverdi.
Meram Teknik Lisesi Müdür ve öğretmenlerinin de eşlik ederek gıpta ettiklerini belirttikleri toplantının başlangıcı olan Trampet sesini bu yıl Macit Erkan Beyefendinin iştirak edememesiyle duyulmadan başlamış oldu.
Öğleye doğru yemek faslı arkasından Rahmanına kavuşan okul arkadaşları için Kuran Hatim duası ile Fatiha gönderme sonu hasbıhal devam ederken
Gelecek yılı ev sahipliği için yarış içinde teklif yapan çınarlardan Yusuf Bayburt’un Beyşehir Yolu caddesi Hocacihan Mahallesi’ndeki (0332 3241591) bahçesinde yapılması kabul edildi.
Ve Akşama doğru helalleşerek “İnşallah gelecek yıl yine görüşürüz” temennisi içinde ayrılışlar başlayıverdi
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.