Recep Çınar

Recep Çınar

Sakin düşünmekte yarar var

Sakin düşünmekte yarar var

32 puanlı Antalyaspor'un Atiker Konyaspor'dan fersah fersah önde bir kadrosu mu var?

Ya da Trabzon'un...

Veya altaki Kayseri'nin...

Tartışılır...

Rıza Çalımbay'ın göreve gelmesinin ardından Antalyaspor'un, Hakan Kutlu'dan sonra ise Kayseri'nin Sergen Yalçın ile yaptığı çıkış boşuna mı?

Şurası net...

Bir teknik adamdan daha fazlasını bünyelerinde barındıran Rıza Çalımbay ve Sergen Yalçın'ın ellerinin değdiği her hali ile belli oluyor...

Gerek oyun, gerek skor olarak görebilmek mümkün bunu...

Özellikle Antalyaspor haftalardır çıkışını sürdürüyor...

Ama aynı şeyleri Atiker Konyaspor için söyleyemiyoruz...

Gerçek bu...

Geçen sezon Avrupa'ya giden takımın da, aynı takım olmasına rağmen hem de...

Aslında bu sezon beklentiler daha yükseklerdeydi...

Daha fazlası beklenirken Aykut Kocaman ve takımından, bunun tam tersinin olması, zihinsel bir çöküntüye de beraberinde getiriyor...

Son yazımda da belirtmiştim, “en büyük tehlike bu” diye...

Aykut Hoca ya da Atiker Konyaspor için henüz deniz bitmedi, kara görünmedi...

Dolayısıyla bu takım öyle ya da böyle hem fiziksel, hem de zihinsel olarak kendini yenileyecektir...

Bir şartla olacaktır bu...

Şehrin vereceği destekle...

Şehir desteğini çekerse işte o zaman tedavisi mümkün olmayan yaralar açılır...

İnşallah böyle bir şey yaşanmaz, eleştiren pozisyonundakiler, Aykut Kocaman ile Konyaspor'u zehirli çiçek haline getirmezler.

xxx

Antalyaspor maçı...

Atiker Konyaspor, çok çok önemli olan iki oyuncusundan yoksun çıktı, haftalardır ligin altını üstüne getiren Antalyaspor önüne...

Oyunu öne taşıma özelliği olan Ömer Ali ile Skubiç'in olmaması Atiker Konyaspor adına büyük kayıptı...

Çünkü, ne Kbong ne Amir ne de Milosoviç, kazanma adına yeterli katkıyı sunamadılar...

Dolayısıyla da, hem puantajın getirdiği gerginlik, hem de haftalardır kazanamayan ve sürekli eleştirilen bir ruh hali ile sahaya yayıldı yeşil-beyazlılar...

Hata yapma kaygısı da cabası...

İlk yarı vasatın altında geçerken, 35'de Vukoviç, 37 ise Fofana ile Antalyaspor kalesinde tehdit oluşturdu yeşil-beyazlı temsilcimiz...

44 ise konuk takımın golü geldi...

Eto'o', Danilo ve El Kebir üçlüsünün birleşik hareketleri ile Antalya takımı soyunma odasına  önde gitmenin keyfini yaşadı...

İkinci yarı ise Antalyaspor adına kabus gibi oldu, ancak hakem bitiş düdüğü çaldığında sevinen takım yine de Antalyaspor oldu...

Fofana'nın asistinde Bajiç'in dönerek vuruşu gol olunca, Antalyaspor için tehlike çanları da çalmaya başladı...

Kazanılan ve  gereksiz fanteziyle kaçan penaltı pozisyonun ardından, üst üste kızaran Antalyaspor, 9 kişiyle kalesini savunmanın çabasını gösterdi...

Nitekim de başarılı oldu...

Başarılı olamayan bizimkilerdi...

Rakibin 9 kişi kaldığı bölümlerde, bırakın birbirlerine, para kazandıkları futbola bile 40 yıllık yabancı gibiydiler...

Elleri ayaklarına dolaştı...

Bizimkiler deve gibiydi...

Doğru bir tarafları yoktu...

Hatlar ve birbirlerine Fransız kalmış oyuncular arasındaki uyumsuzluk maçın tamamına damgasını vurdu...

Bir de buna oyuncuların kişisel beceri noksanlıklarını ve kazanamama streslerini eklersek, “Son 20 dakikada 9 kişi kalmış Antalyaspor'u neden yenemedik ?” sorusunun da cevabını almış oluruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Recep Çınar Arşivi