Safız biz vesellam…!
Omuzları tilki kürklü bir hanımefendi, Erzurum Cumhuriyet Caddesi’nde yürürken, dadaş koşarak, telaşla kadının yanına gelir…
***
Heyecanla kadına; “Baci, baci dalan gudik dırmanir”
(Bacı, sırtına tilki tırmanıyor)
***
Kadın kendisine laf atıldığını düşünerek sokak ortasında açar ağzını yumar gözünü ; “Terbiyesiz, sapık, ahlaksız…”
***
Dadaş bozulur, kıpkırmızı kesilir; “ Benene kıtlarsa kıtlasın!”
(Banane ısırırsa ısırsın)
***
Bizim durumda bazen aynen DADAŞ’ın durumu gibi…
***
Anlatıyoruz…
***
Uyarıyoruz…
***
Şivemizden mi, duruşumuzdan mı, dilimizin sivriliğinden mi bilinmez muhatabın sıklıkla bu hiç işine gelmiyor…
***
Başka alanlara çekiliyor eleştirileşirimizi…
***
Bazı uyanıklar(!) mevzuyu siyasallaştırıvererek o işteki ihmalkarlığını, tembelliğini o yorganın altına kaçarak örtmeye çalışıyor… Anlamazdan geleni mi aran, işi pişkinliğe vuranı mı aran, suç bastırır gibi bize sallayanımı aran…
***
Parmağımızla gösterdiğimiz yerden ziyade parmağın sahibine odaklanarak mevzuyu sulandırıp, içinden kendi koltuğunu, sarığını kurtarmaya kalkan sözde uyanık çok anlayacağınız…
***
Ama biz, Dadaş gibi üzerimize geldiklerinde; “Benene kıtlarsa kıtlasın” diyemiyoruz işin sonunda…
***
Her şeye rağmen bildiğimizi söylemeye devam edeceğiz, etmeliyiz de…
***
Peygamber Efendimiz (S.A.V.) bir Hadis-i Şerifi’nde;
“Acı da olsa, HAKKI söyle” diye buyuruyor…
***
Bu saate kadar bunu düstur edinmişken, bu saatten sonra mezara dünden daha fazla yakınlaşmışken bunu terk edecek değiliz…
***
Bazıları kızsa da, gücense de, darılsa da, kamu yararını korumaya, “Gonyalıların” yanında durmaya devam edeceğiz…
***
Birçoğunun yanında safız biliyoruz, ama bizi sıkı tutan GONYALILAR olduğu sürece bu saftayız vesselam…