Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Sâdıklar ülkesi

Sâdıklar ülkesi

Dünyâda çeşit çeşit ülke var, Yine dünyâda çeşit çeşit insan var. İyisi kötüsü, güzeli çirkini, beyazı siyâhisi, Arabı Acemi, Doğulusu Batılısı, hakperest olanı zâlimi, sâdıkı hâini… Ancak insanlıkta hep iyiler, faziletliler, adâletliler, sâdıklar değer görür. Bakmayın siz zâlimin güçlü gibi göründüğüne. Zulümle kim âbâd olmuş ki?

Biz bugün sizinle çok zamandır neredeyse hafızalarımızdan silinen, lügatimizden çıkartıla ‘sadâkat’ ve ‘teslimiyet’ kavramları üzerinde durmak istiyoruz. Sadâkat, faziletli bir İslam ahlâkı özelliğidir. Sadâkat kişilere ve şartlara göre biçimlenmez. Sadâkatte asıl olan hakikattir. Hakikat ise işin merkezidir. Burada muhteşem bir örneği vermek yerinde olacaktır. Peygamber aleyhisselam mirâca çıktığında müşrikler bu işe asla inanmadılar. Bu sırlı hâdiseyi Hz. Ebu Bekir (r.a)’a sordular. O’nun daha bir şeyden haberi yoktu. Müşriklere dedi ki; ‘Bunu Muhammed aleyhisselam’mı söylüyor.’ Onlar da, ‘evet’ deyince; ‘Eğer bunu Muhammed aleyhisselam söylüyorsa mutlaka doğrudur.’ Dedi. İşte mükemmel bir sadâkat örneği… Bu sebeple Hz. Ebû Bekir (r.a) hep ‘sâdık-sıddîk’ lakâbı ile anılır olmuştur.

Sâdık kişi istikâmet ehlidir, o hep müstakim bir yolda yürür. Fikirleri, davranışları, inanışları, görüşleri, arkadaşları durumlara, şartlara göre değişiklik arz etmez. O kendi yolundan ve ölçülerinden şaşmaz. Sâdık ayni zamanda itaat ehlidir. Fakat maalesef bu kavram da bugün modernitede saf dışıdır. Özgür ol, kimseye bağlanma, kimseye bel bağlama gibi sürekli fevri davranışları tetikleyen kavramlar günümüzde insanların bilhassa da gençlerin ve kadınların bilinçaltına yerleştiriliyor.

Halbuki teslimiyet, insanı iç karmaşadan uzaklaştırır insana huzur verir, gönlü inkişaf ettirir hatta ilhama kapı aralar neticede kişi irfan sâhibi olur. Sadâkat içinde vefa, sebat, izzet gibi farklı duyguları da barındırır. Eşe vefa, akraba ve dostlara vefa, târihe vefa, toprağa, millete, değerlere vefâ en önemlisi de dîne vefa…

Ama bir de bu faziletli kavramın tersi bir kavram vardır ki o da, hâinliktir… Hâinler sâdıkların tam aksidir. Sâdıklar teslimiyetçi iken hâinler garanticidirler. İşlerine geldikleri gibi konuşurlar bir dedikleri bir dediklerini tutmaz. Böyleleri asla memnun olmazlar, verdikçe isterler, doymak bilmezler, hep daha fazlasını tâliptiler. Merhametsizdirler, vicdan mefhumu duygularında bulunmaz, halden anlamazlar. Menfaatlerine göre yalan söylerler, sahtekarlık en bâriz vasıflarıdır, riya yaparlar. Bugün memleketimiz ne yazık ki dinlisini-dinsizini böylesi hâinlerin her çeşidini gördü. Bunlar hâinliklerini kendi memleketlerinde en alçakça yaptılar şimdi de yurt dışında bu hâinliklerini devam ettiriyorlar.

Oysaki geçmişte kendi dilini konuşamayanlar bugün kendi dillerini konuşabiliyor, kurslar açabiliyor, yayınlar yapabiliyorlar. Sorun bakın, o hâinlerin yine de memnun olmadıklarını görürsün. Beriki hâinlerde kendi vatanın evlâdına tepeden bomba yağdırır, kurşun sıkar, tanklarla halkını ezer bunu da din adına yapar, yurt dışında ülkesinin en mahrem bilgilerini satar sonra da mağdur edebiyâtı yapar. Çok gördük bu hâinleri… Mevla kimseyi hâin yapmasın.

Hâin ülkeler de var. Onlar kendinden başka ülkelerin yükselmesini, ilerleme kaydetmesini istemezler. Senin hâinlerinle işbirliği yaparlar. Çünkü davul dengi dengine çalar. Kuş kuşlarla uçar, tavuk tavuklarla gezer kedilerle değil elbet. Yâni şunu demek istiyoruz, hâinler ancak hâinlerle işbirliği yaparlar. Sâdıkların yanında hâinler gezmez. Hâin hâinle gezer, onlarla oturup kalkar. Bugünlerde bunları çok gördük. Hâinler düşmanların ağzıyla konuşurlar. Onlar sözlerinde durmazlar, sözlerini tutmazlar, güvenilirlilikleri sıfırdır. Gün gelir en yakın dostlarını bile gözlerinin yaşına bakmadan harcarlar da zerre üzülmezler. Hâinlere güvenilmez. Bugün Batı bu hâinlerin her çeşidini ülkelerinde barındırıyor hatta ağırlıyor. Eee dünya yuvarlak, gün gelip devran işleyecek her şey bir gün tersinde dönecektir.

Ama şu bilinsin ki bu dünyâdan kimler geldi kimler geçti bu dünya ne hâinler gördü. Dünya onlara hiç kalmadı hep aşağılanan, yenilen, yerilen hâinler oldu. Bu ülke değerlerine bağlı sâdıkların ülkesidir içinde hâinleri barındırmaz. Hâinler gelip, geçip, gider fakat ülke ve millet bâki kalır. Bâki olana emânet olun efendim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi