Regaib’in ardından
Güzel mübârek bir Regâib Gecesi’nin ardından Recep Ayı’nın ilk Cumasını yaşamayı da Rabbimiz lütfetti elhamdülillah. Ne mutlu şu güzel günlerde yine berâberiz. Bu kutlu iklime yönelik kıymetli bir hocamızın dua gibi, şiir gibi şu sözlerini sizlere aktarmadan geçemeyeceğim.
Diyor ki O gönül dostu mübârek zat Üç Aylar’a yönelik: ‘Üç Aylar Cenâb-ı Hakk’ın müminlere bir ikrâmıdır. Recep Ayı Şehrullahtır, Hz. Allâh’ın ayıdır. Recep ve Şaban ayı ibâdetlerle, hayır-hasenatlarla, kalbi duyuşlarla Ramazana bir hazırlık hâlinde olunmalı. Peygamber aleyhisselam; ‘Ey Rabb’im! Bize Receb’i Şabân’ı mübârek kıl ve bizi Ramazan’a ulaştır.’ Diye dua ederdi. (1) Bu duâyı sık sık okuyalım. Regâib gibi bolluk, bereket, rahmet olan bir mübârek gece ile Efendimiz Aleyhisselâm’a ait bir lütuf olan Miraç Kandili’ni Recep Ayı içinde idrak edeceğiz. (İnşaallah Regâib Gecesi’ni dün idrak ettik.) Bu günler ilâhî rahmetin tuğyan ettiği günlerdir. Bu zamanların kıymeti toprağa hayat veren bahar yağmurları gibidir. Bu günlerin güzelliklerinden gaflette kalmak ise bu ilâhî rahmet yağmurlarının kayalara, çöllere düşüp zâyi olması gibidir. Goncaları gül yapan üzerine yağan bereketli yağmurlardır. Üç Aylar’da gönülleri güle çeviren bereketli mevsimlerdir.’ Buyuruyorlar.
Evet demek ki çorak gönüllerimizi verimli hâle getirecek bir bahar meltemi esti üzerimize o da Üç Aylar’dır. Bu şiir tadındaki yukarıdaki mini sohbete ayni tatta ve neşvede devam edebilmeyi isteriz. Şu mübârek Üç Aylar’da harap olan hissiyâtımızda gonca güller açsın, yorulan zihniyâtımız istiğfarlarla arınsın, kirlenen ağızlar Kur’an okuyarak temizlensin, kararan yürekler zikirle aklansın. Önümüzdeki güzel günlere ciddi bir ruh disiplini ile girebilmeyi Mevla bütün ehli imâna nasip etsin. Hakikaten Müslümanlara ilâhi bir ikram olan bu sevaplı günleri en doğru mânâda değerlendirebilmek dileğindeyiz. Aslında neler yapabileceklerimiz hep belli. Hocaların, bu işle ilgililerin devamlı tavsiyeleri; bolca-çokça ibâdet, hayır-hasenat, zikru tesbihat, oruçlar, nafileler olur. Ee tabi bunları biliyoruz ama iş yapmak değil mi?
Biz de hep deriz, iş zoru başarmak. Aslında her zorda kolaylıklar da yüce Mevla ihsan ediyor. Hele işin bir ucundan başlayalım bakalım ey kardeş. Besmele çekip başlayınca şeytanın bir bacağı zâten kırılıyor. Gerisi gelir arkadan. Çünkü güzel günlerin içindeyiz. Cenâb-ı Hakk’ın ayındayız. Rahmetler yağıyor kalbimize, gönlümüze, rûhumuza. Haydi, başla emin ol devamı gelecektir. Haydi, duayla başlayalım işe. En son yazımda gençlerin hazırladıkları çizelgeden bahsetmiştim size işte size oradan mükemmel bir dua:
Sa’d İbni Ebu Vakkas radıyallahu anh şöyle dedi: – Bir bedevî Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’e gelerek ‘Bana söyleyeceğim bir zikir öğret.’ dedi. Resûl-i Ekrem aleyhisselam; ona şu zikri okumasını tavsiye etti:
(Lâ ilâhe illallâhu vahdehu lâ şerîke leh, Allâhu ekber kebîran ve’l-hamdu lillâhi kesîrâ ve Subhânallâhi Rabbi’l-âlemîn, velâ havle velâ kuvvete illâ billâhi’l-Azîzi’l-Hakîm.)
Tek olan Allah’tan başka ilah ve O’nun bir eşi ve benzeri yoktur. Kudreti ve saltanatıyla Allah en büyüktür. Bitip tükenmeyen hamd O’na mahsustur. Âlemlerin Rabb’i olan Allâh’ı uluhiyyet makâmına yakışmayan sıfatlardan tenzih ederim. Günahtan kaçacak güç, ibâdet edecek kuvvet ancak Azîz ve Hakîm olan Allâh’ın yardımıyla kazanılabilir. – Bedevî; ‘Bunlar Rabbim için söyleyeceğim dua ve zikirlerdir. Kendim için ne söylemeliyim?’ deyince o zaman Resûl-i Ekrem Efendimiz aleyhisselam:
(Allâhummağfir lî verhamnî vehdinî verzuknî.) Yâni; Allâh’ım, beni bağışla, bana merhamet et, rızanı kazandıracak işler yaptır ve bana hayırlı rızık ver, de, buyurdular. (2)
Bu muhteşem dua diğer yazımıza kadar dilimizden düşmesin inşaALLAH.
Hayırlı cumalar.
---------------
1- İbni Hanbel, Müsned, 1/2559
2- Müslim, Zikir, 33-36
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.