Ramazan İklimine Girmek
“Allah’ım (CC) Recep ve Şaban ayını bizim için mubarek kıl ve bizi Ramazan Ayına ulaştır” diyerek başladığımız kutlu 3 aylar mevsiminin son halkası olan Ramazan ayına ulaşmak üzereyiz.
Ümmeti Muhammed başta olmak üzere Ramazan ayı, insanlık üzerindeki kara bulutların dağılmasına ve huzur, saadet, kardeşlik ve muhabbete vesile olsun İnşaallah.
Peygamber Efendimiz(sav) savaş, barış, hac gibi büyük olaylarda önceden bilgilendirdiği ve yaşanacaklara hazırladığı gibi Ramazan Ayı öncesinde de ümmetini bu büyük ve bereketli aya hazırlamış ve ümmetinin dikkatlerini bu kutlu zaman altın dilimine çekmiştir.
Bu anlamda Şaban ayının son günü, Ramazan ayının ehemmiyetini, nasıl değerlendirilmesi gerektiğini ümmetine bir hutbe ile bildirmiş ve ümmetin, bu bereketli aya hazırlamıştır.
İbni Huzeyme’nin(ra) Sahihinde, Selman-ı Farisî’den (ra) nakledilen hadis şöyledir.
“Ey insanlar!
“Büyük ve mübarek bir ay iyice yaklaştı, gölgesi üzerinize düştü. Bu, içinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’nin bulunduğu bir aydır.”
“Bu ay, Allah Teâlâ’nın(cc), gündüzlerinde orucu farz kıldığı; gecelerinde ise nafile olarak teravih namazı kılınan mübarek bir aydır.”
“Bu ayda her kim küçük bir iyilik yaparsa, başka zamanlarda bir farzı yerine getiren kimse gibi sevap kazanır. Bir farzı eda eden de, başka aylarda yetmiş farzı yerine getirmiş gibi sevap alır.”
“Bu, her çeşidiyle sabır ayıdır. Sabrın karşılığı ise cennettir.”
“Bu, ihsan, yardım ve eşitlik ayıdır.”
“Bu, müminin rızkının arttığı bir aydır.”
“Kim bir oruçluya iftar yaptırırsa, bu, onun günahlarının bağışlanmasına ve cehennemden kurtulmasına vesile olur. İftar yaptırdığı Müslümanın aldığı sevaptan bir şey eksilmeksizin, onun kazandığı kadar da ayrıca sevap kazanır.”
İftar yaptırmanın büyük mükâfatını duyan sahabeler den bazıları:
‘‘Bizim hepimiz bir oruçluyu iftar yaptıracak imkâna sahip değiliz...” deyince, Efendimiz(sav):
“Allah Teâlâ(cc) bu sevabı, oruçlu bir kimseye; “bir hurma” veya “bir yudum su” ya da “bir içim süt” ile iftar yaptırana da lütfeder” buyurarak hutbesine şöyle devam etti:
“Bu, başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da Cehennemden kurtuluş olan bir aydır.”
“Bu ayda her kim işçisine veya hizmetçisine yumuşak davranıp onların işini hafifletirse Allah(cc) onu affeder ve Cehennemden uzak tutar.”
“Bu ayda, ikisi ile Rabbinizi(cc) hoşnut edeceğiniz, diğer ikisinden zaten uzak kalamayacağınız dört şeyi çok yapınız. Yaparak Rabbinizi(cc) hoşnut edeceğiniz iki şey: Bolca kelime-i tevhid getirerek “Lâ ilâhe illallah” demeniz ve Allah’tan(cc) bağışlanma dileyip istiğfar etmenizdir. Müstağni kalamayacağınız öteki iki şeye gelince, onlar da Allah’tan(cc) cenneti isteyip cehennemden Allah’a(cc) sığınmanızdır.”“Kim Ramazan’da bir oruçluyu doyuracak olursa, Allah(cc) ona benim havuzumdan kanıncaya kadar içirecek; o da cennete girinceye kadar bir daha susuzluk çekmeyecektir.” (İbn Huzeyme, Sahih 3/191-192)
Hz. Peygamberimizin (SAV) Ehli Beytinden olan Selman’ı Farisî'nin(ra) rivayet ettiği hadisi Şerifi merkeze alarak Ramazan ayının en güzel şekilde değerlendirilmesi için Müslümanların yapması gereken en önemli iş “Bin aydan hayırlı” olan Kadir Gecesini bulup ihya edebilmektir.
Ramazan Ayının gündüzlerinde Müslümanlar oruç tutmak için tüm gayretini sarf etmeli ve hiçbir bahane aramamalıdır.
Ramazan gecelerinin ihyası için ise teravih namazlarını aksatmamalı hatta imkân dâhilinde ise hatimle teravih kılınan yerleri kollamalıdır.
Fakir ve muhtaçlara yardım elini uzatmalı, bu anlamda yapacağı infakları bizzat vermeye çalışmalı ve her fırsatta onların iftar sofralarında bulunarak iftar sevinçlerine ortak olmalıdır.
FARKINDA MIYIZ?
Ramazan Ayı Kur’an Ayıdır.
Ramazan ayını değerlendirme adına, yapılacak en önemli işlerin başında Kuranı Kerimi okuma ve anlama işi gelmelidir.
Dünya hayatını cenneti kazanma ve cehennemden kurtulma imkânı olarak değerlendirmek isteyen Müslümanlar kendileri için hidayet ve kurtuluş rehberi olarak inzal edilen Kuranı Kerimden ayrı bir Ramazan düşünülemeyeceği için Kuran asıldığı yükseklerden indirilmeli ve hayata uygulanmalıdır.
Bir de Ramazan’da kavli dualardan daha çok fiilî dualara ağırlık verilmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.