Ramazan Bidatçılarına Dikkat Edin
Cenab-ı ALLAH (CC) a sonsuz şükürler ve hamdler olsun ki, Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’in müjdelediği şekliyle başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluş olan on bir ayın sultanı müminlerin baş tacı mübarek Ramazan'a ulaştık.
Her türlü tasvirin üstünde kıymetli olan oruç ibadetin yanında iftarlar, sahurlar, mukabeleler ve teravih namazlarımız başladı.
En büyük müjde olan bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi işe bambaşka bir iştiyakla bekleniyor artık.
Ramazan gelmesine geldi de hemen her yıl olduğu gibi bidatçılarda ramazanla birlikte şehrimize, işimize ve evlerimize gelmiş oldu.
On bir ay süre ile Müslümanları ve mütedeyyin insanları kötülemek ve onlara hakaret etmekle vakit geçiren yazılı ve görsel basın yayın organlarının mikrofonları ve köşe başları sünneti hor gören bidatçılar tarafından işgal ediliverdi.
Kimi orucu tutulması ile ilgili, kimi sahur vaktinin başlaması ile ilgili, kimi iftar ile ilgili, kimisi de teravih ile ilgili olarak İslam âlimlerinin itibar etmediği kıyıda köşede kalmış hatta unutulmuş şâz görüşleri ileri sürmek suretiyle farklı adet ve bidatların sözcüsü oluverdiler.
En alt seviye olarak sadece yemeden ve içmeden kesilmek olarak tarif edilen ramazanda bidatçılar işgal ettikleri mikrofon ve köşelerden daha fazla nemalanmak için birbirleri hakkında gıybet etmekten de geri durmamaktadırlar.
Mübarek Ramazan ayı sadece irikıyım basın yayın organlarını parsellemiş kişiler tarafından mı ibadetlerin önemsenmediği bir karnaval günleri haline getirilmektedir.
Dünya Müslümanlarının gelmesini iple çektikleri on bir ayın sultanı, Kur’an-ı azimüş-şan’ın indirildiği, bin aydan daha hayırlı olan bir geceyi bağrında taşıyan, gecesi gündüzü ibadet olan, oruçla kalkılan, duayla yatılan, Kur’an ile nefes alınan, kaldığı süre içinde şeytanların zincire vurulduğu, cennet kapılarının sonuna kadar açılıp, cehennem kapılarının tamamen kapandığı, meleklerin hiç olmadığı kadar arştan arza, arzdan da arşa rahmet taşıdığı bu ay sadece bu kişiler tarafından mı sıradanlaştırılmakta hatta katledilmektedir.
Bütün bunlardan daha kötüsü Müslümanların Mübarek Ramazan ayları ne gariptir ki son yıllarda özellikle yerel yönetimler tarafından bidat ölçülerine varan eğlencelerle boşa geçirilmektedir.
Ramazan bidatçıları bir yandan Müslümanların yüzyıllardır alim olarak tanıdıkları kişilerden öğrendikleri hemen her şeye bidat yaftası yakıştırırken diğer yandan da mübarek ramazan günlerinde bile yeni yeni bidatler icat etmen geri durmamaktadırlar.
Bu yeni nesil bidatlerin en belirgin olanı namaz vaktinde müzikli programlar yapmaktır.
İcra edilen müzik türü ne olursa olsun Müslümanları teravih vaktinde camilere gitmekten alıkoyan her türlü konser ve şiir dinletisi bidattir.
Bu faaliyet Kur’an ziyafeti adı altında sunulmuş olsa bile durum değişmez.
Bir diğer yeni nesil bidatte mübarek gecelerde özellikle de kandil gecelerinde Müslümanların ibadet kastı ile yaptıkları zikir ve dualar ile kılınan namazlara bidat diyenlerin, başta Hz. Mevlana(ks) türbesini televizyon kameraları eşliğinde ziyarete açmaktır.
Kim kime bidati hatırlatmalı şimdi?
Umarız ki diğer bidatlerin nasıl terk edilmesi gerekiyorsa bu yeni nesil bidatlerde zaman geçirmeden terk edilir.
Ey Rabbimiz sana yöneldik ve sana yalvarıyoruz.
Rabbimiz ibadetlerimizi hataları ve eksiklikleri ile kabul eyle.
Rabbimiz Mübarek Ramazan’ı bize yaklaştırdığın gibi bizi de Ramazan’a yaklaştır ve kadir gecesini hakkıyla idrak etmemizi nasip eyle ve bizi bağışla!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.