Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Ramazan ayrımı

Ramazan ayrımı

Çocukluğumuzdan beridir hatırladığımız kadarıyla bu şehirde insanlar Ramazan ayında diğer aylardan farklı olarak bir takım ayrımlara tabi tutulurdu.

Oruç ve Namaz ibadeti bu ayrımı yapan özelliklerin en başta geleni olsa da diğer bir takım davranışlarda insanlar arasında ayrım yapılmasında yer alırdı.

Mesela Ramazan ayında en başta Oruç tutanlar ile tutmayanlar arasında bir ayrım yaşanırdı.

Oruç tutanlar ibadetleri ile ilgili her türlü gösterişten kaçınırken tut(a)mayanlar tutanları rencide edecek her türlü davranıştan uzak dururlardı.

Şimdilerde tam tersi olmaya başladı Konya’da.

Son 10 yıldır Oruç tutmayanların sayısında gözle görülür bir artış yaşanırken eski zamanların tersine Oruç tutmayanlar her türlü rezilliği alenen yaparlarken Oruç tutanlar bir sığıntı gibi görülüp nerede ise tutmayanları rencide(!) edecek hareketlerden uzak durur oldular.

Eski Ramazanlarda insanlar Teravih Namazı kılanlar ve kılmayanlar diye de ayrılırdı.

Teravih namazına hangi sebeple olursa olsun gidemeyenler özellikle camiler bölgesinde bulunmazlar ve camilerde ibadet eden insanları gürültüleri ile rahatsız etmezlerdi.

Şimdilerde ise Teravih Namazı kılmayanlar bir tarafa Teravih Namazını 8 rekat kılıp camiden çıkanların gürültüsünden cemaatler rahatsız olmaya başladılar.

Özellikle Teravih Namazı vaktinde belediyelerin kültür parkta veya iftar programları düzenledikleri mahallelerde yaptıkları kültür-sanat(!) programlarındaki müziklerin yüksekliğini verdiği rahatsızlığı tekrar hatırlatmakta fayda var diyenlerdenim.

Yine teravih Namazlarını kılınış süreleri ile ilgili olarak da insanlar ayrıma tabi tutulurdu Konya’da.

Hatimle Teravih namazı kılınan camilerin müdavimleri belirli kişilerden özellikle de orta yaşın üzerindeki insanlardan oluşurken gençler jet imam diye tabir edilen imamların arkasında yıldırım hızıyla Teravih Namazını eda ederlerdi.

Teravih Namazlarındaki üçüncü ayrım ise dünya kupası veya Avrupa maçlarının yapıldığı Ramazan aylarında ortaya çıkar ve maçın birinci yarısı biter bitmez başlanan Yatsı ve Teravih namazı, ikinci yarı başlama düdüğü çalmadan 15-20 dakikalık sürede tamamlanırdı.

İbadetle ilgili ayrımların bir diğeri ise Zekât ibadetinin ifasında yaşanırdı.

Şimdiki gibi dernekler ve vakıflar mevcut olmadığından Zekâtlar daha bir özenle araştırılıp bulunan fakirlere ulaştırılmaya çalışılırdı.

İbadet dışındaki hususlara gelince bir numara her zamanki gibi iftar davetleri verenler ve vermeyenler arasındaki ayrım olurdu.

Ticari boyuta taşınması hasebiyle her geçen yıl çığırından çıkarılan Konya pilavı eski Ramazanlarda nerde ise hiçbir şekilde görülmez ve davet sahibinin evinde pişen yemekler davetlilere ikram edilirdi.

Bütün bunlar eski Ramazanların ayrımları idi.

Şimdiki ayrımlar ise, Suriyeliler başta olmak üzere geçici barınma için şehirde bulunan insanlara karşı yapılan ayrım başta olmak üzere Türkiye-İsrail arasındaki antlaşma nedeniyle başlayan kamplaşmadır.

Türkiye ile İsrail arasındaki antlaşmada karşı tarafta yer alan kişi, kuruluş ve gruplardan hangisinin haklı çıkacağını elbette zaman gösterecek.

Ama ümit edelim ki Filistin Devletinin temsilcileri ile istişare edilerek varıldığı söylenen antlaşmanın sonucunda Hükümetin vatandaşına söyleyeceği söz,  geçmişte pek çok kez yaptığı gibi “ALDATILDIK” olmasın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi