Allah (c.c.), kullarını çok sevmektedir. Hidayete erip dünya ve ahrette selamet içerisinde olmasını ister. Cehenneme değil, cennete girmesini ister. Kısacası, istikamet üzere olmasının ister.

Allah’ın Kitaplar ve peygamberler göndermesinin, orucu farz kılmasının sebebi budur. Güçlük çıkarmak, kulları zorda bırakmak için değil. Çünkü Allah hiçbir nefse gücünün yetmediğini yüklemez.

Kur’an-ı Kerimde şöyle buyrulur: “Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar” (1).

Dolayısıyla yazın uzun günlerde oruç tutmak, kulun takatinin üzerinde olsaydı yaz mevsiminde oruç tutmayın buyururdu. Ehli Kitap buna kulak vermedi, kendi aklınca bir yorum getirerek orucu bahara tahsis etmişler.

 Elmalılıyı dinleyelim: “Nasara, (Hıristiyanlar) Ramazanda oruç tutarlarmış, nihayet pek şiddetli bir sıcağa tesadüf etmişler, bunun üzerine yaz ile kış arasında mutedil sabit bir mevsimin tayininde âlimlerin reyi toplanarak bahara tahsis etmişler.  Ve bu tebdile kefaret olmak üzere de on gün daha ilave etmişler kırka baliğ olmuş. Sonra hükümdarları hastalanmış, bunun için de on gün daha ilave etmişler, elliye çıkartmışlar” (2).

Kitaplar ve peygamberler, insanın doğru yolu görmesi ve hak ile batılı birbirinden ayırması içindir. Oruç ise buna karşılık Allah’ı tazim ve şükürden ibarettir.

Bunun gerçekleşmesinde orucun büyük hüsnü tesiri vardır.  Resul-i Ekrem şöyle buyurur: “Oruç tutun; çünkü orucun büyük bir hüsnü tesiri vardır” (3).

Oruç tutmayan, Allah’a tazimde bulunamaz, ona şükredemez. İradesine sahip çıkamaz, nefsinin ve şehvetinin esiri olur. Bunun sonucu ondan istenmeyen, hoş karşılanmayan davranışlar sudur eder. Günümüzde toplumun cinnet sınırına yaklaşmasının sebebi budur.

Toplumun bu durumdan kurtulması için Ramazan ayını bir fırsat bilip bu ayı iyi değerlendirmesi gerekir. Orucun farz oluş sebebini, önemini, faziletini iyi kavraması gerekir.

Bu girişten sonra Ramazan ayının fazileti ile ilgili birkaç hadis-i şerif vererek sahurun önemi üzerinde kısaca durmak istiyorum.  

“Oruç sabrın yarısıdır” (4).

Yani sabır, itaatin anahtarıdır. Kötülüklerin defi için bir silahtır. Mutedil olmanın yoludur

“Oruç bir kalkandır” (5).

Yani oruç, kötülükler için bir siperdir. Eğriyi yola getirme ilkesidir.

“Oruç ve gece ibadetlerle ümmetimin şehveti kesilir” (6).

Yani oruç ve gece ibadeti, insanı köleleştiren, toplumu derinden yaralayan ve akraba bağını kopartan zinayı yok denecek kadar azaltır. Helale yönlendirir, huzurun helalde olduğunu kavratır.

“Kim Ramazan ayını, Allah’a iman ve sevabını O’ndan bekleyerek ibadetle geçirirse, geçmiş günahları bağışlanır” (7).

Elmalılının dediği gibi, Ramazan ayı, günahları yakar, temizler, pak eder; imanı keskin kılıç haline getirir, bileyler.

Biz de deriz ki, Ramazan ayı, insanı diriltir, yeniden inşa eder. Kur’an ve sünnetin lüzumunu kavratır. Onlarsız hayatın ölü bir hayat olduğunun farkına varmasını sağlar. 

 “Âdemoğlunun (işlediği ) her iyi amel, on mislinden yedi yüz misline kadar katlanır.

 Şanı yüce olan Allah:

 “Oruç, müstesna!  Çünkü oruç, benim için tutulur. Onun mükâfatını (ancak) ben veririm. (Zira oruçlu kimse)  benim için; yemesini ve cinsel arzusunu bırakır” (7)

Oruç ile tazim ve şükür gerçekleştiği için diğer ameller de olduğu gibi bu ibadette bir sınır yoktur. Rahmet içerisinde yüzecek demektir.

 Sahura gelince; sahur, tazimin ve şükrün yerine getirilmesinde, imanın keskin bir kılıç haline gelmesinde ve insanın yeniden inşa edilmesinde büyük katkısı vardır. Bu sebeple sahura kalkalım. Sahura rahatlıkla kalkmanın yolu erken yatmaktır. Malumunuz erken yatıp erken kalkmak sünnettir.

Resulü Ekrem şöyle buyurur: “Sahura kalkın. Çünkü sahurda bereket vardır. (8).

Bereketten maksat, Ahmed Davudoğlu’nun dediği gibi, rızkın bereketlenmesi, orucun tutulmasında kuvvet toplamaktır.

Diğer bir hadis-i şerifte şöyle buyrulur:  “Bizim orucumuzla ehli kitabın orucu arasında hudut, sahur yemeğidir” (9).

 Ehli kitap bizim gibi sahura kalkmaz, onlara benzememek için sahura kalkalım.

 Ramazan Ayı’nın bütün insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni eder, bütün mümin kardeşlerimin bu mübarek ayını tebrik ederim. Dua buyurun efendim.

                   Kaynaklar

1.      Bakara:286

2.      Hak Dini Kur’an Dili, (bkz. Bakara: 183. ayetin tefsiri) 

3.       Hak Dini Kur’an Dili, C:1, S: 627

4.      Ramuz El –Ehâdis, C:1, S: 219

5.      Ag.e. C:2,S: 219

6.      A.g.e. C:1, S: 277

7.      Yedi İmamın İttifak Ettikleri Hadisler Oruç Bölümü

8.      Kaynaklarıyla Ahkâm hadisler, C:3, Oruç Bölümü

9.      A.g.e. C:3, Oruç Bölümü