Peygamberimiz, İman ve İstikamet
“‘Rabbimiz Allah’tır’ deyip de dosdoğru çizgide yaşayanlar, işte onların üzerine melekler şu müjdeyle inerler: ‘Korkmayın, kederlenmeyin, size vaad olunan cennetle sevinin!’” (Fussilet, 30.)
Dünya hayatına baktığımız zaman, belirli bir istikamete akıp gittiğini görmekteyiz. İnsanın da bu çizgide ilerlediği, hayatının bir başlangıcı ve sonu olduğu çok açıktır. Önemli olan bu istikamette nasıl yol aldığındır. 2023 Yılı Mevlid-i Nebi Haftası ile Camiler ve Din Görevlileri Haftamızın temasını Diyanet İşleri Başkanlığı “Peygamberimiz, İman ve İstikamet” olarak belirlemiştir. Bu haftalar vesilesi ile bu konu üzerinde durulacak, düzenlenecek birçok etkinlikte bu konular konuşulacaktır. Biz de bu minvalde yazımızı şekillendirmeye çalışacağız.
Allah (cc) göndermiş olduğu peygamberleri ve elçileri vesilesi ile dosdoğru yolu belirtmiştir. Fatiha suresinde belirtilen: “Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.” Ayeti kerimeye baktığımız zaman sadece bir tane doğru yolun olduğu o da Rabbimizin emir ve yasaklarıyla belirtildiği, sınırı çizildiği görülmektedir. Kişi ben “iman” ettim dedikten sonra bu iman iddiasının arkasında durmalıdır. Kuru kuruya iman ettim demek kişiyi doğru yolda tutmaya yetmeyecektir. Peygamber Efendimiz ‘in (s.a.v) çizdiği ölçü çok açıktır. “Allah’a iman ettim de! Sonra da dosdoğru ol!” (Müslim, İman, 62)” Evet, iman etikten sonra kişiyi dosdoğru olmaya davet eden Allah’ın Resulü aslında istikametimizi de çizmiştir. Bu istikamet üzere olmayan kişinin ise delalette olduğunu hem Kur’an hem de bizim için en güzel örnek olan Efendimiz (s.a.v) belirtmiştir. Peki, istikametin ölçüsü nedir? Dediğimiz zaman imanın hayata, ahlaka ve yaşantımıza yansıması ile mümkün olacaktır. Allah’a en güzel şekilde kulluk etmek ve Peygamber Efendimiz’e (s.a.v) ümmet olmakla mümkün olacaktır. İstikamet üzere olmak Kur’an-ı ve sünneti kendine rehber etmekle mümkün olacaktır. İstikamet üzere olmak En‘âm Suresi 153.Ayet-i Kerimede belirtildiği üzere : “Şüphesiz bu benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun; başka yollara sapmayın ki; onlar sizi Allah’ın yolundan saptırmasın.” İfadesinden anlaşıldığı üzere dosdoğru yolda olmaktır. İstikamet Allah’ın helalleri ve haramlarına riayet etmekle mümkün olacaktır. İstikamet, doğrunun, güzelin, hakkın yanında korkmadan durabilmek ile mümkün olacaktır. Kısacası istikamet iman ettikten sonra, dosdoğru olmakla mümkün olacaktır.
İman ve istikamet konusuna değindiğimiz bu yazımızda son olarak şunu belirtmek istiyorum ki; bizim takınacağımız bu tavır, gideceğimiz bu yol aslında ebedi saadetin kapısını aralayacaktır. Yazımızı Fussilet Suresi 30.Ayet-i Kerimesi ile taçlandıralım: “‘Rabbimiz Allah’tır’ deyip de dosdoğru çizgide yaşayanlar, işte onların üzerine melekler şu müjdeyle inerler: ‘Korkmayın, kederlenmeyin, size vaad olunan cennetle sevinin!’”
Selam, dua ve muhabbetlerimle…