Maçın geneline bakıldığı zaman Konyaspor'un değil gol pozisyonu, girişimi bile yoktu...

38'de Sivas kalecisinin hatası ile 41'deki Ömer Ali'nin direkten dönen topunu pozisyon bile saymıyorum...

Kazanmayı çok isteyen, dolayısıyla da oyunu tutan Sivasspor'un 3 puanı alması benim için sürpriz olmadı...

Hatırlı bir kadroları var Sivaslıların...

Yenilmelerine rağmen Kayserispor maçındaki performansları zor kaybeden bir takım görüntüsü çıkardı ortaya... Konyaspor maçındaki saldırgan, agresif, top yapma ve oyunu tutma performansları ile de kolay yutulacak lokma olmadıklarını gösterdi Yiğidolar...

Yöneticileri! pardon teknik direktörleri Carlos'un performansı da cabası...

Burhan Eşer, Mehdi Taouil, Utanko ve diğerleri bu ligde rakip takımlar için sorun çıkaracak, maçı çevirebilecek oyuncular...

Yani...

Yanisi şu; Sivas hem takım, hem de bireysel yetenekli oyunculara sahip olmasından ötürü Konyaspor'dan bir değil, 3-4 gömlek üstün olduğu için kazanan taraf oldu...

Konyaspor'a gelince...

Sükseli Fenerbahçe galibiyeti Sivas'dan puan çıkarmaya yetmedi...

Hemen hemen bütün oyuncuların Fenerbahçe maçının ikinci yarısındaki oyunlarının gerisinde kalmaları, etliye sütlüye karışmama halleri oyunun tamamında insiyatifin Sivasspor'da olmasına neden oldu...

Sivas'ın bu çok istemesine, kazanma arzusuna ve attığı 2 gole saygı duyalım, ama Konyaspor savunmasının da ikramlarını ve  pozisyon hatalarını gözden kaçırmayalım...

Özellikle de Burhan Eşer'in golündeki pozisyon hatalarını...

Selim Ay ile Kokaloviç'in dengesiz yakalanışlarını...

Yazımın başında da söylediğim gibi Konyaspor'un pozisyon girişimi bile yoktu...

Erdal yorulana kadar takımını öne taşıma gayretindeydi ve görülen o ki, tüm takım sanki onun, biraz da Ömer Ali'nin ayaklarına bakar haldeydi...

Böyle tembelci bir futbol aklı ile bırakın maçı kazanmayı, faul bile kazanamazdık...

Nitekim öyle de oldu zaten...

Bireysel becerileri kesinlikle daha yüksek oyunculardan kurulu Sivaslıların pas organizasyonları maça damgasını vurdu...

Hem pas yaptılar, hem de  oyunu istedikleri  gibi yönlendirdiler...

Niye?

Çünkü, hem doğru oyun konusunda hem de ofansif özellikli orta saha oyuncularına sahipler...

Bizde kim var?

Erdal ve Ömer Ali'nin dışında...

Onlar da boş alan bulurlar ise tabi ki... 

Ali Çamdalı, Borek ve Kibong'dan oluşan orta saha ile pozisyon üretme, topu rakip alana taşıma şansının olmadığını gördük bu maçta...

Oyun bozma özelliklerinden başka bir değer üretemeyen bu oyuncularla, sahaiçi organizasyonu ve pozisyon üretebileceğini düşünüyorsa Uğur Tütüneker, Konyaspor'a gönül verenlerin hayal kırıklıkları sürer gider...

Erdal soldan, Ömer Ali sağdan top taşıyacak, Thorvaldsson bitirecek...

Ölme eşeğim ölme!

Diyelim ki, “çığ” düştü Erdal ile  Ömer Ali'nin yolları kapandı?

Şehire nasıl gidilecek?

Rakip kaleye yani...

Orta saha malum...

Mehteran takımı gibi...

Bir ileri iki geri...

O zaman?

Kenarlara ineceksin...

Ama dedim ya yollar kapalı...

Peki nasıl olacak?

Ben bilmem...

Süper Lig'de boy gösteren bir takımın başka bir planı olmaz mı?

Ne yazık ki, Sivas maçında olmadığını gördük...

Şişirme toplarla ya da harala gürele ile nereye kadar?

Uğur Hocaya da haksızlık yapmamak lazım...

Kuru kavaktan düdük çıkardığı gerçeğini de unutmamak gerek...

Mevcutla bu kadar...

Tütüneker'in elinin güçlenmesi için, yönetimin takıma katkı koyacak 2-3 oyuncu alması elzem...

Bu takımın sağlam bir omurgaya ihtiyacı var...

İki yönlü bir orta saha yok elde...

Oyunu tutma becerisine sahip, asist özellikle bir isim mesela...

Moda deyimle “10” numara...

Mevcutlar aynı tornadan çıkmış gibi...

İsimleri ayrı ama futbol akılları ile futbol karakterleri aynı...

Kadro planlamasında bir hatadır bu...

İstediğiniz bir takım oluşturamazsınız eldekilerle...

İshak, Recep ve Şenol ile yama yaparsınız ancak...

Özetle, yönetimin 2-3 oyuncu alabilmek için hala zamanı ve bu hataları telafi etmek için de hem şansı hem de parası var.