Efendim bugün yine devam edelim ömrümüzü hesâba çekmeye… Eli boş gidilmez gidilecek yere, derler. Dünyâda ahret yolcuları olan bizler azığımızı ona göre ayarlayalım kanaatindeyiz. Rasûllullâh’a kulak verelim:

İbnu Ömer (r.a) anlatıyor: "Rasûlullah aleyhisselam bir gün omzumdan tuttu ve: ‘Sen dünyâda bir garib veya bir yolcu gibi ol’ buyurdu. İbnu Ömer (r.a) hazretleri şöyle diyor: ‘Akşama erdin mi, sabahı bekleme, sabaha erdin mi akşamı bekleme. Sağlıklı olduğun sırada hastalık hâlin için hazırlık yap. Hayatta iken de ölüm için hazırlık yap.’ (1)

Unutulmasın ki herkes dünyâda ömrü boyunca yaptıklarının ebedi âlemde mutlaka karşılığını görecektir. İcra edilen hiçbir haksızlık veya işlenen en küçük hayır karşılıksız kalmayacaktır. “Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür.” (2)

En gizemli şeyler dahi Cenâb-ı Hakk’a gizli değildir. “Şüphesiz yerde ve gökte Allâh’a hiçbir şey gizli kalmaz.” (3) “Nerede olsanız, O sizinle berâberdir. Allah yaptıklarınızı görür.” (4) “Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve herkes, yarına ne hazırladığına baksın. Allah'tan korkun, çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberdardır. Allâh'ı unutan ve bu yüzden Allâh'ın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. Onlar yoldan çıkan kimselerdir.” (5) 

Günümüzde bütün insanlar en doğru en güzel yolu arayış içindedir. Yol çoktur ama Hakk olan yol tektir. Ve ancak Hak yol en son din İslam’dır. “Şüphesiz bu benim dosdoğru yolumdur, ona uyun başka yollara uymayın.” (6) Ne mutlu İslam yolu üzere olanlara!

Elbette bu dünya bir çalışma alanıdır. Ey akıllı olduğunu iddia eden hem dünyan hem ahretin için çalış ve kazan ama helâlinden. “İnsan için ancak çalıştığı vardır. Ve çalıştığının karşılığını mutlak görecektir.” (7)

Bilinsin ki son pişmanlık fayda vermez. “Nihâyet onlardan birine ölüm gelince; ‘Rabb’im beni dünyâya geri gönder ki, terk ettiğim dünyâda sâlih amel yapayım.’ Der.” (8)

Ve nihâyet gün gelip ömrünün hesâbını vereceğini asla unutma! Bu hususta Peygamber Aleyhisselam ne buyuruyor: "Kıyâmet günü, dört şeyden sual edilmedikçe, kulun ayakları (Rabbi’nin huzûrundan) ayrılamaz: Ömrünü nerede harcadığından, Ne amelde bulunduğundan, Malını nerede kazandığından ve  nereye harcadığından, Vücudunu nerede çürüttüğünden." (9) Muhakkak sorgulanacaktır.

Hz. Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: "Resûlullah (a.s) buyurdular ki: "Yedi şeyden önce amelde acele edin:

* Unutturucu fakirliği mi  bekliyorsunuz?

* Tuğyan ettirip azdırıcı zenginliği mi bekliyorsunuz?

* İfsad edici hastalığı mı bekliyorsunuz?

* Aklınızı götürecek ihtiyarlığı mı bekliyorsunuz?

* Âni ölüm mü bekliyorsunuz?

* Deccali mi bekliyorsunuz. Bu beklenen gâib bir şerdir.

* Yoksa kıyâmeti mi bekliyorsunuz? Kıyâmet ise hepsinden kötü, hepsinden daha acıdır." (10)

------------

1) Buhârî, Rikak 2 / Tirmîzî, Zuhd 25

2) Zilzal, 7-8,

3) Âli İmran, 5

4) Hadid, 4

5) Haşr, 17-18

6) En’am, 153

7) Necm, 39-40

8) Müminun, 99

9) Tirmîzî, Kıyâmet, 1

10) Tirmîzî, Zuhd, 4 / Nesâî, Cenâiz 123