Öğrenilmiş Güçsüzlük, Özgüveni Yitirme, Zihinsel Güç ve
Muhterem okurlar. Bugün sizlere dağarcığımda bulunan derlemelerimden birkaçını sunmak isterim.
Anlatım bir fıkra gibidir ama derinliğine düşündüğümüzde sadece insanların değil devletlerin bile başına gelen ve bir çok konuyu kapsayabilen hakiki fıkralar olduğunu görürüz.
Bendenizden anlatım. Manâlandırmak sizlere….
***
Öğrenilmiş Güçsüzlük
Bir laboratuvarda deney yapılıyor. İçinde bir büyük ve çokça küçük balığın olduğu kocaman bir akvaryum konuyor.
Haliyle, büyük olan balık, acıktıkça küçükleri yiyor...
Daha sonra akvaryumun ortasına dikey bir cam yerleştiriliyor, böylece akvaryum ikiye ayrılıyor.
Büyük balık bir tarafa küçük balıklar da diğer tarafa yerleştiriliyor.
Büyük balık cam bölmeyi geçmek ve küçük balıkları yemek için defalarca deneme yapıyor.
Bu durum tam 28 saat boyunca sürüyor. 28 saatin sonunda büyük balık artık diğer tarafa geçmek için mücadele etmeyi bırakıyor.
Deneyin sonunda cam bölme kaldırılıyor.
O da ne!!! Büyük balık küçükleri yemek için hiçbir hamle yapmıyor. Saatler geçtiği hâlde onları yemediği görülüyor. Buna psikolojide “Öğrenilmiş Güçsüzlük” deniyor.
***
Öz Güveni yitirme
İstatistiklere göre bir çocuk ergenlik yaşına gelinceye kadar ortalama 148.000 defa anne babasının, 'yapma; elleme, dokunma,' gibi sözlerini duyuyormuş.
Böyle olunca da çocukta büyüyünce “yapamama”, “edememe” özellikleri gelişiyor ve “özgüvenini yitiriyor.”
***
Zihinsel Güç
İki çocuklu bir aile hafta sonunu piknik yaparak geçirmeye karar verirler.
Piknik yerine vardıklarında anne yemeği hazırlarken, çocuklar babalarıyla birlikte yürüyüşe çıkar.
Uzun bir yürüyüşten sonra oldukça yorulan küçük çocuk yalvarırcasına bakan gözlerle;
“Babacığım çok yoruldum. Lütfen beni kucağında taşır mısın?” der.
Baba; “Ben de yorgunum oğlum” der demez çocuk ağlamaya başlar.
Baba tek kelime etmeden ağaçtan bir dal keser. Dalı bıçakla biçimlendirip, çocuğa zarar vermeyecek biçimde yontar.
Sonra dalı oğluna verir. “Al oğlum, sana güzel bir at” der. Çocuk sevinçle dal parçasından yontulmuş ata biner ve sıçrayarak, ata vurarak annesinin yanına doğru gitmeye başlar.
Babasını ve ablasını geride bırakmıştır bile...
Baba gülerek kızına: “İşte yaşam budur kızım. Bazen zihnen ya da
Bedenen kendini çok yorgun hissedeceksin. İşte o zaman kendine
Değnekten bir at bul ve neşe ile yoluna devam et. Bu at, bir arkadaş,
bir şarkı, bir çiçek, bir şiir yada bir çocuğun tebessümü olabilir.”
***
Değnekten atınız hiç eksik olmasın.
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.