Kerem İşkan

Kerem İşkan

Nüshacı geldi bacı…!

Nüshacı geldi bacı…!

Amasya’da tazı müsabakası yapılacaktı...

***

Koşuya iştirak edecek tazılar arasında Yavuz Sultan Selim Han’ın da tazısı vardı… Şeyh-ül -hattatin  Şeyh Zade Hamdullah Efendi’nin oğlu Arap harflerini tekamüle eriştiren 7 üstatdan birisi olan Şeyh Mustafa Dede orada idi...

***

Dede kendisine müracaat edenlere nüsha yazardı…

***

Tazı müsabakasından bir gün evvel bir sipahi, Dede’ye bir okka  et getirmiş, elini öpmüş ve ricada bulunulmuştu…

***

“Dedem lütfen bana bir nüsha yazınız,  tazının boynuna asayım da, yarın ki yarışta Sultan Selim’in tazısını da geçsin!...”

***

Mustafa Dede bu işe başta bozulur… Ama bir okka et onu sonunda ikna etmeye yeter…  Bir nüsha yazmış, sipahiye vermiş…

***

Yarış yapılmış, sipahinin tazısı Yavuz’un tazısını bile geçmiş… Merak etmişler, nüshayı açmışlar şu iki mısranın yazılı olduğunu görüp gülüşmüşler…

***

“Tamah ettim etine,

Nüsha yazdım itine,

Tazı geçsün, geçmesün,

Kuyruğu sahibinin ......tüne!!...”*

***

Niye anlattık…

***

Etrafta nüshalı-muskalı gezenler çoğaldı…

***

Falanca hocadan referanslı, falanca tekkeden dersli, filanca cemaatten icazetli, abdestsiz namazsız kullar peydah oldu ortalıkta… Beytülmalden avuçlayan sırra kadem basıyor…

***

Büyükşehir’in kültürüne, sanatına bakan(!) zatlar bile kapılmış gitmiş gibi bu mübareklerin(!) peşine…

***

Bence o referansları (nüshaları) aç birine okut… Sizin anlamadığınız kesin…

***

Vaktinde size yazılanlar gibiyse zaten, yandı beytülmalin gıcır-gıcır desteleri… Seviyoruz bu kadar yeter, gerisini zaten anlayan anladı…

 

*Tuhfet-ül Hattatin Sahibi (sahife 186)

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Kerem İşkan Arşivi