Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Nostaljide ki Sahur - İftar Arası Yaşam

Nostaljide ki Sahur - İftar Arası Yaşam

“Ramazan günleri Sahur ile İftar arası yaşam da. Bugün ile yıllar evveli ki 1930 – 50 ler arası bir fark var mı” diye sormakta gençlerimiz.
***
O yıllarda yaşamı olan bizler için elbette var. O günlerin yaşamındaki bu günkü bilhassa vasıta kolaylıkları olmamakla beraber Tabanvay'ın(!) çoğunluk olduğu günlerin huzuru aynen kıyaslanabilir mi? Anlatıklarımı izleyince sizler karar veriniz.
***
Sahur saatinden birkaç saat önce evin hanım veya hanımefendileri kalkarak her gün ayrı bir işleme başvururlar.
Hamur işi olan Suböreği, Katmer, Kıvrım, Sigara böreği gibi yapımlar için hamur yoğrulur yufka açılır ve pişirim imsak dan en az yarım saat evvel tamamlanır.
Ramazan evveli hazırlanan Erişte veya Şehriye pilavı yapılacaksa bu da imsak yani sahur sonundan yarım saat evvel hazır ve nazır olur.
***
Bu arada Alâeddin tepesinde ki ramazan topunun çaput ve barut yolu ile patlaması şehrin en ücra yerlerinden rahatça duyulurdu. Çünkü bu günkü trafik gürültüsü, betonlaşmış apartmanların ses kesimi bulunmuyordu o günlerde.
***
Topunda atılımı ile ev halkı uyandırılır sofra başına dua ile geçilirdi.
***
Sahur yemeği elbette çeşitli yemeklerden de olurdu ama ön plana yukarıda anlattıklarım geçer bunların yanına Kayısı veya erik hoşafı konurdu.
***
Bu ara da imsak tan beş on dakika evveli, ramazan topu uykuda olanlara ihtar için patlar daha sonra da imsak vaktinin başladığını belirten ikinci top atılırdı.
***
 Yemek ve dua sonu gençler ekseriya uyumaya yönelirken Yaşlılar Kuran okuma veya namaz kılma işlemine geçmekle beraber.
Beyefendiler ya mahalle mescidi veya yakın camisi ne ama ek serisi Kapı; Sultan Selim, Aziziye camilerine sabah namazı için yola çıkarlardı.
O zamanlar Alâeddin ve iplikçi camileri kapalı idi.
***
Namaz sonu iş yerine gidenler kepenkleri kaldırıp açılışı yaparlarken hemen etraflarındaki komşu iş yerlerindekilerin ramazanını tebrik ederler.
Temizlik ve yerleşimden sonra da daha uzaktaki iş yerlerine gidip onların ramazanını tebrik edeler. Tabii bu karşılıklı olur.
***
Müşteri ile alış veriş çok mühimdi.
Ramazan günleri Bereketli olur diye asla zam yapmaz hatta indirimde bulunurlardı. Hele pazarlık bu durumda hiç olmazdı.
***
Önemli bir husus ki bu gün tamamen unutulmuştur.
Gelen kesinlikle fakir olan müşterisinin alımda göstereceği zorluğu gören esnaf hayrına veya zekâtına sayarak alınan nesnenin bedelini hediyemdir diyerek almamaya çalışırdı.
***
Öğle namazı ezanları okunurken kapıları kapatıp dışardaki malın üstüne de  örtü çekerek çalışanları ile caminin yolunu tutarlardı.
Keza İkindi namazı sırasında da aynı işlem vardı.
***
Asla işgal edilmemiş kaldırımlarda yürüyen insanlar sessiz ve huşu içinde işlemlerini yaparlar hiç kimsenin münakaşa ettiği bile görülmezdi.
Şayet olursa esnaf hemen dışarı çıkıp tarafları Ramazan günü olduğunu uyararak sulh ederlerdi.
***
Nitekim yıllardır yazdığım gibi inanılmaz bir olayı tekrarlamak isterim.
1937 yılları Bedesten içinde iki kişi birbirleri ile konuşurken tartışmaya dönüşüp birisi diğerine vurmak için elini kaldırınca…
Diğeri onun ellerini tutup “Oruçlu değil misin?” deyince diğeri hayret edici bir hareketle…
Elini indirip karşısındakini kucaklarken “affet kardeşim unutmuşum” deyi verirken esnaf da gelip onları sulha kavuşturmuştu.
***
Herkesin vasıtası olmadığı için evlerine tabanvayla gitmek mecburiyeti dolayısıyla iftardan yarım saat civarı iş yerini kapatıp evin yolunu tutarken…
hanımefendinin siparişlerini, pideciden Pide ve birde şekerciden ufak şekerler alır zembiline kordu.
***
Ufak şekerleri yolda geçtiği yerlerdeki çocuklara vererek onları sevindirir evine böylece varırdı.
Hanımefendilerin yaptığı içli yufka olan dürümden birkaç tane alır mahalle mescidi veya yakın camiye Akşam namazını kılmaya giderdi.
***
Ezan okunurken yanındaki kişilere de dürüm vererek, oruç açıp namaz kıldıktan sonra evlerine dönerlerdi.
Camide bir yabancı görüp gideceği yeri yoksa onu da alır götürürlerdi…
***
İşte Sahurdan iftara kadar olanları dilimizin döndüğü ve hatırladığımız kadarını sunduk.
Hanım efendiler ne yapa iftar sofraları ve sonrası olanları da anlatmaya çalışırım inşallah
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam ve iftarlar dileğimle
***
Ramazan manileri

Aldanma sağa sola
Gel gidelim hak yola
Güzel oruç tutanın
Akıbeti hayrola
            
 
 
 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi