Nihayet, Konya'da Devlet Tiyatrosu Var!
Evet, nihayet Konya şehri yerleşimli, sanatkarlığın zirvesinde oyuncuları ile bir tiyatro ve bırakınız salonun yarısını sayın müdüre ve yönetici olan Tomris Çetinel Çuhadaroğlu Hanımefendi’nin anlatımı ile % 100 değil ilave sandalyelerle % 110 bulan seyircisi ile Konya’da bulunanlara tiyatro sergilemekte, ilçe ve beldelerden otobüsle seyirci gelmektedir.
Konu üzerindeki yazılarımı izleyen okurlarımız Konya şehrinin tarihi tiyatro gelişimini izlemiş oldular. İzleyemeyenler için link
https://www.merhabahaber.com/Ahmet_Guldag+Tiyatro_Yasaminda_Konya_Gelismeleri_yazi6283.html
Evet, Konya şehrinde tiyatro gelişmeleri hayli özel çalışmalar sonu Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Muhsin Ertuğrul’un tiyatro seyrinde. Anadoluluyu Ankara’ya yönlenmesi yerine, tiyatroyu onların ayağına gitmesini sergileyen düşüncesi içinde. Birkaç şehirde “Bölge tiyatrosu” kurulmasını sağlamıştı
Bu şehirler arasında Konya’da vardı. Vardı ama ya salon?
Bu salonu içine alan bina bazı yazımlarda ki yanlışlıklar olarak Halkevi Binası ismi veya düşüncesi içinde değil tamamen devlete bağlı Milli Kütüphane olarak Anıt dolayında ki binanın salonu hizmet vermiş hatta vermektedir. Nedense yanlış bilgilendirmeden kaynaklanan anlatımlarda Halkevi ismi ile anılan binanın yeri Alâeddin eteğinde 1953’ler de yıkılan binadır.
Vali İzzet Bey tarafından Hükümet Konağı Kayalı Park dolaylarında ki Hacı Hasan Camii 1947’de Milli Eğitim Bakanlığı Kütüphaneler Genel Müdürlüğü emrinde “Konya Umumi Kütüphanesi” adıyla kitaplık olmuş, biz gençlerde burada kitap, roman vb. okumuştuk!
1950 yılında Yeni Hükümet’in Alâeddin Tepesi’ndeki Halkevi Binası’na el koymuşluğu ile buradaki kütüphaneyi o bina kütüphanesi ile birleştirerek kitaplığı taşımıştır. Dar olan bu yer yerine 1955 yılında tamamen “İl Milli Kütüphanesi” ismi ve amacı içinde bugün tiyatro olarak kullanılan Anıt civarındaki binaya taşınmıştır.
Yani bazı yerlerde belirtildiği gibi binanın “Halkevi Kütüphanesi” ismini alarak yapılmış denilmesi yanlış bilgiye dayanmaktadır. İçindeki salon ise, konferans, özel tiyatro, okulların gösterimi için kullanılmıştır. Binadaki Kütüphane Mevlana Müzesi civarında “Mevlana Enstitüsü” yapılan binaya çoktan taşınınca Tiyatro binası oluvermiştir.
Önce de anlatmış olduğum gibi bu salonda oyun sergileyen Bölge Devlet Tiyatrosu gösterimleri Muhsin Ertuğrul’un ayrılması ile son bulmuş, özel tiyatrolardan hatırladığım kadarı ile zaman zaman, Şehir Tiyatroları, Kent Oyuncuları, Dostlar Tiyatrosu, gibi özel tiyatrolar vb. gelip gösterim yapmaları yanında Konser, Konferans ve okul gösterimleri yapıldı.
Keza, Bendenizin Başkanlığını Yaptığı TSMM Cemiyeti Konya Şb.’si olarak tanzim ettiğimiz, Kız ve Erkek Sanat Enstitü talebe ve Nuri Öğretmenin baş rol oynayıp şahane bir sanat içinde sergiledikleri “Köşe Başı” oyunu bir seferlik iken! Halkın isteği ile beş sefer oynandığı belleğimden gitmemekte.
Aradan hayli boş yıllar sonrası Selçuk Üniversitesi öğrencilerinin katılımı ile tiyatro sahnelenmeleri olmuşsa da rağbet bulamayınca boş yıllar geçmiştir.
Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğünün diğer şehirlerde olduğu gibi Konya’da da Devlet Tiyatrosu açmayı kararlaştırdığı 1997 Aralık ayından itibaren yerinde kadrolu 21 kişilik sanatçı yanında 49’da teknik eleman, idare personeli, vakıf elemanının hizmet verdiği binada…
“Konya Devlet Tiyatrosu” oluşumu ile ilk açılış oyunu “Tamirci” ile Konya seyircisi ile tanışmış.
İşte bendenizin dayızade eczacı Mehmet Gül beyefendinin davetiyle gittiğim tiyatro salonunun kendine has salon zenginliğini görerek ilerlemeyi hayretle karşılamıştım.
Ya oyunun sahnelenme tekniği, sanatkâr oyuncular, ışıklandırmadaki teknoloji ve sizi derinden vurgulayan müzik bendenizi hayret içinde bırakıp yıllar evveli İstanbul Şehir tiyatrolarını göz önüme gelirken birde elimin üzerine su damlası geliverdi,
Sahnede yağmur yağdırılıyordu ama bana ulaşamazdı. Yanımdan mı geldi derken eczacı bana da geldi deyince hayret içinde karanlık içinde göremeyince acaba tavan mı delindi diye düşünüşümle sanki salonda değil sahnenin içinde oluşum hissine veriverdi.
Sayın Müdüre Çuhadaroğlu’ndan öğrenip birde yerinde müşahede ettiğim tavan ortasındaki buhar verme tesislerini görünce. Ne kadar ilerlemişlik içinde seyirciyi memnun etme çabalarını düşündüm.
İlk oyun olarak seyrettiğim “Güzel ve Çirkin” deki otuz kişiye yakın oyuncunun profesyonellik içinde ki oyunlarını zevkle seyrettim. Oyun sonu bu başarı, alkışlarla en az iki defa perde açılmasını sağlayan seyirci adabı maalesef oluşmamıştı.
Sonraki “Suskunlar Kapısı” sahnelenmesi de harikalıktan geri kalmıyordu. Hele birde tesadüfen okulların talebi ile ana ve üst kısım öğrencilerine gündüz sabahları verilen müzikli oyunları seyreden minikleri bir görse idiniz! Kelime bulamıyorum anlatmaya!
Bu vesile ile bu yazı dizisini yazmak ve geniş bilgi almak için Müdüre hanımla görüşmek istedimse de hak getire. O kadar meşgul ve oyun yöneticisi olmasıyla bir hafta sonra beş dakikalık bir görüşmemiz olabildi
Seyircinin hareketlerinden memnun olup olmadığı soruma, genellikle memnun olduklarını ama arada sırada kuru yemiş vb. tıkırtılarını yapanlar, telefon konuşma ve resim çekenler için yasak anonsu vermekten utandığını belirtiyordu. Bu eksikliğin okullarda tiyatro adabının öğretilmemesinden kaynaklandığını sandığını ilave ediyor yinede çok mutluyuz Konya seyircisinden diyordu.
Müdür ve Yönetmen vazifeliğini üstlenen Sayın Çetinel Hanımefendinin anlatımları olarak;
“Konya Devlet Tiyatrosu, 1997 Aralık ayından bu yana, başta Konya olmak üzere, çevre il ve ilçelere çalışmalarını kesintisiz olarak sürdüren, bölge tiyatrosudur.
1997 tarihi itibariyle kadrolu personeli ile Konya’ya tiyatro hizmeti sunmaktadır. Ödenekli ve özel tiyatroların sergiledikleri oyunlarla Konya’da belli bir seyirci kitlesi oluşmuştur. Dolayısıyla 12 yıl önce kurulan Konya Devlet Tiyatrosu’nun seyirci bakımından şanslı bir yerde olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü Konya’ya turne yoluyla Devlet Tiyatroları bünyesindeki bölge Tiyatroları temsiller vermişlerdir.
Böylece Ankara ve İstanbul’daki seyircilerin izledikleri oyunları, aynı yıl içinde Konyalı seyircinin de izleme olanağına kavuştuğunu vurgulayabiliriz. Bu nedenle de Konya’da bilinçli bir tiyatro seyircisinden söz edebiliriz.
1981 yılında Atatürk’ün doğumunun 100. yıl Dönümünü Kutlama Koordinasyon Kurulu Başkanlığı ve Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü katkılarıyla gerekli onarım ve tefrişi yapılarak Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğüne tahsisi sağlanmıştır. Bina 257 salon, 36’sı balkon olmak üzere toplam 293 koltuktan oluşmaktadır.
Nisan 14 – 24 günleri “Dünya Tiyatro Festivali”ni Konya’da yaptırmış olacağız.” Deyince Konya için ne güzel bir hamle demekten kendimi alamadım.
Evet, gidin görün Konya da nihayet bir “Devlet Tiyatrosu” var. Ve sizleri sahnenin içine bile itme zehabına getirebilir nitelikte
Sayın Müdire Hanımefendi Çetinel ve tüm sanatçı, teknik, müzik, dekor, ışıklandırma vb. üzerinde başarı sağlayanları tebrik eder nice başarılar dilerim.
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…
Konu üzerindeki yazılarımı izleyen okurlarımız Konya şehrinin tarihi tiyatro gelişimini izlemiş oldular. İzleyemeyenler için link
https://www.merhabahaber.com/Ahmet_Guldag+Tiyatro_Yasaminda_Konya_Gelismeleri_yazi6283.html
Evet, Konya şehrinde tiyatro gelişmeleri hayli özel çalışmalar sonu Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Muhsin Ertuğrul’un tiyatro seyrinde. Anadoluluyu Ankara’ya yönlenmesi yerine, tiyatroyu onların ayağına gitmesini sergileyen düşüncesi içinde. Birkaç şehirde “Bölge tiyatrosu” kurulmasını sağlamıştı
Bu şehirler arasında Konya’da vardı. Vardı ama ya salon?
Bu salonu içine alan bina bazı yazımlarda ki yanlışlıklar olarak Halkevi Binası ismi veya düşüncesi içinde değil tamamen devlete bağlı Milli Kütüphane olarak Anıt dolayında ki binanın salonu hizmet vermiş hatta vermektedir. Nedense yanlış bilgilendirmeden kaynaklanan anlatımlarda Halkevi ismi ile anılan binanın yeri Alâeddin eteğinde 1953’ler de yıkılan binadır.
Vali İzzet Bey tarafından Hükümet Konağı Kayalı Park dolaylarında ki Hacı Hasan Camii 1947’de Milli Eğitim Bakanlığı Kütüphaneler Genel Müdürlüğü emrinde “Konya Umumi Kütüphanesi” adıyla kitaplık olmuş, biz gençlerde burada kitap, roman vb. okumuştuk!
1950 yılında Yeni Hükümet’in Alâeddin Tepesi’ndeki Halkevi Binası’na el koymuşluğu ile buradaki kütüphaneyi o bina kütüphanesi ile birleştirerek kitaplığı taşımıştır. Dar olan bu yer yerine 1955 yılında tamamen “İl Milli Kütüphanesi” ismi ve amacı içinde bugün tiyatro olarak kullanılan Anıt civarındaki binaya taşınmıştır.
Yani bazı yerlerde belirtildiği gibi binanın “Halkevi Kütüphanesi” ismini alarak yapılmış denilmesi yanlış bilgiye dayanmaktadır. İçindeki salon ise, konferans, özel tiyatro, okulların gösterimi için kullanılmıştır. Binadaki Kütüphane Mevlana Müzesi civarında “Mevlana Enstitüsü” yapılan binaya çoktan taşınınca Tiyatro binası oluvermiştir.
Önce de anlatmış olduğum gibi bu salonda oyun sergileyen Bölge Devlet Tiyatrosu gösterimleri Muhsin Ertuğrul’un ayrılması ile son bulmuş, özel tiyatrolardan hatırladığım kadarı ile zaman zaman, Şehir Tiyatroları, Kent Oyuncuları, Dostlar Tiyatrosu, gibi özel tiyatrolar vb. gelip gösterim yapmaları yanında Konser, Konferans ve okul gösterimleri yapıldı.
Keza, Bendenizin Başkanlığını Yaptığı TSMM Cemiyeti Konya Şb.’si olarak tanzim ettiğimiz, Kız ve Erkek Sanat Enstitü talebe ve Nuri Öğretmenin baş rol oynayıp şahane bir sanat içinde sergiledikleri “Köşe Başı” oyunu bir seferlik iken! Halkın isteği ile beş sefer oynandığı belleğimden gitmemekte.
Aradan hayli boş yıllar sonrası Selçuk Üniversitesi öğrencilerinin katılımı ile tiyatro sahnelenmeleri olmuşsa da rağbet bulamayınca boş yıllar geçmiştir.
Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğünün diğer şehirlerde olduğu gibi Konya’da da Devlet Tiyatrosu açmayı kararlaştırdığı 1997 Aralık ayından itibaren yerinde kadrolu 21 kişilik sanatçı yanında 49’da teknik eleman, idare personeli, vakıf elemanının hizmet verdiği binada…
“Konya Devlet Tiyatrosu” oluşumu ile ilk açılış oyunu “Tamirci” ile Konya seyircisi ile tanışmış.
İşte bendenizin dayızade eczacı Mehmet Gül beyefendinin davetiyle gittiğim tiyatro salonunun kendine has salon zenginliğini görerek ilerlemeyi hayretle karşılamıştım.
Ya oyunun sahnelenme tekniği, sanatkâr oyuncular, ışıklandırmadaki teknoloji ve sizi derinden vurgulayan müzik bendenizi hayret içinde bırakıp yıllar evveli İstanbul Şehir tiyatrolarını göz önüme gelirken birde elimin üzerine su damlası geliverdi,
Sahnede yağmur yağdırılıyordu ama bana ulaşamazdı. Yanımdan mı geldi derken eczacı bana da geldi deyince hayret içinde karanlık içinde göremeyince acaba tavan mı delindi diye düşünüşümle sanki salonda değil sahnenin içinde oluşum hissine veriverdi.
Sayın Müdüre Çuhadaroğlu’ndan öğrenip birde yerinde müşahede ettiğim tavan ortasındaki buhar verme tesislerini görünce. Ne kadar ilerlemişlik içinde seyirciyi memnun etme çabalarını düşündüm.
İlk oyun olarak seyrettiğim “Güzel ve Çirkin” deki otuz kişiye yakın oyuncunun profesyonellik içinde ki oyunlarını zevkle seyrettim. Oyun sonu bu başarı, alkışlarla en az iki defa perde açılmasını sağlayan seyirci adabı maalesef oluşmamıştı.
Sonraki “Suskunlar Kapısı” sahnelenmesi de harikalıktan geri kalmıyordu. Hele birde tesadüfen okulların talebi ile ana ve üst kısım öğrencilerine gündüz sabahları verilen müzikli oyunları seyreden minikleri bir görse idiniz! Kelime bulamıyorum anlatmaya!
Bu vesile ile bu yazı dizisini yazmak ve geniş bilgi almak için Müdüre hanımla görüşmek istedimse de hak getire. O kadar meşgul ve oyun yöneticisi olmasıyla bir hafta sonra beş dakikalık bir görüşmemiz olabildi
Seyircinin hareketlerinden memnun olup olmadığı soruma, genellikle memnun olduklarını ama arada sırada kuru yemiş vb. tıkırtılarını yapanlar, telefon konuşma ve resim çekenler için yasak anonsu vermekten utandığını belirtiyordu. Bu eksikliğin okullarda tiyatro adabının öğretilmemesinden kaynaklandığını sandığını ilave ediyor yinede çok mutluyuz Konya seyircisinden diyordu.
Müdür ve Yönetmen vazifeliğini üstlenen Sayın Çetinel Hanımefendinin anlatımları olarak;
“Konya Devlet Tiyatrosu, 1997 Aralık ayından bu yana, başta Konya olmak üzere, çevre il ve ilçelere çalışmalarını kesintisiz olarak sürdüren, bölge tiyatrosudur.
1997 tarihi itibariyle kadrolu personeli ile Konya’ya tiyatro hizmeti sunmaktadır. Ödenekli ve özel tiyatroların sergiledikleri oyunlarla Konya’da belli bir seyirci kitlesi oluşmuştur. Dolayısıyla 12 yıl önce kurulan Konya Devlet Tiyatrosu’nun seyirci bakımından şanslı bir yerde olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü Konya’ya turne yoluyla Devlet Tiyatroları bünyesindeki bölge Tiyatroları temsiller vermişlerdir.
Böylece Ankara ve İstanbul’daki seyircilerin izledikleri oyunları, aynı yıl içinde Konyalı seyircinin de izleme olanağına kavuştuğunu vurgulayabiliriz. Bu nedenle de Konya’da bilinçli bir tiyatro seyircisinden söz edebiliriz.
1981 yılında Atatürk’ün doğumunun 100. yıl Dönümünü Kutlama Koordinasyon Kurulu Başkanlığı ve Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü katkılarıyla gerekli onarım ve tefrişi yapılarak Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğüne tahsisi sağlanmıştır. Bina 257 salon, 36’sı balkon olmak üzere toplam 293 koltuktan oluşmaktadır.
Nisan 14 – 24 günleri “Dünya Tiyatro Festivali”ni Konya’da yaptırmış olacağız.” Deyince Konya için ne güzel bir hamle demekten kendimi alamadım.
Evet, gidin görün Konya da nihayet bir “Devlet Tiyatrosu” var. Ve sizleri sahnenin içine bile itme zehabına getirebilir nitelikte
Sayın Müdire Hanımefendi Çetinel ve tüm sanatçı, teknik, müzik, dekor, ışıklandırma vb. üzerinde başarı sağlayanları tebrik eder nice başarılar dilerim.
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.