29 Nisan 2013 tarihli Fazıl Say İdam Edilmeli isimli yazımı Abdi isimli okuyucum şu şekilde eleştirmiştir: “Neyin kafası. Teröristlerin evliya edildiği ülkede siz neyin kafasını yaşıyorsunuz Sayın Yazar?”
Söz konusu okuyucu açıkça adını yazmamış, mahlas isim kullanmıştır. Biz bu okuyucunun yerinde olsaydık açıkça ismimizi yazardık. Samimi olmak lazım. Bir insan ihlaslı olursa Allah onun önünü açar ve gerçeği bulmasına yardım eder.
Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “Bizim uğrumuzda cihad edenleri elbette kendi yollarımıza eriştireceğiz. Hiç şüphe yok ki Allah iyi davrananlarla beraberdir.”
Fazıl Say’ın idamını istemek aslında onun lehinedir. Bunu bizi bu şekilde eleştiren zihniyetin anlaması mümkün değildir. Çünkü söz konusu okuyucu Fazıl Say gibi bir ateist değilse de kendisinde inanç zafiyeti ve bilgi eksikliği olduğu anlaşılmaktadır.
Fazıl Say, ileride iman eder mi bilemiyorum ama gördüğüm kadarıyla sözlerinin arkasında olan birinin küfründe inat etmesi ve bu minval üzere yaşaması küfrünü daha da artırır ki onun yaşaması aleyhine olur. İdam edilirse küfrü sona ereceğinden dolayı lehine olur.
Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurur. “Sizin en hayırlınız; ömrü uzun olup güzel amel işleyendir. En şerliniz de ömrü uzun olup kötü amel işleyendir.”
Bu durumda bizi eleştiren mi Fazıl Sayı’ın lehinde konuşuyor yoksa biz mi? Düşünün biraz. Temel İslami bilgilere sahip olan bir kimse bu soruya hemen cevap verir. Küfürde inat eden bir kimsenin bu gerçeği anlaması mümkün değildir. Bizim görevimiz bilgilendirmek, hidayet Allah’tandır.
Teröristlerin evliya edilmesi gerçeği değiştirmez. Onların evliya edilmesiyle evliya olmaları mümkün değildir. İnat, ekâbirlik, bilgi eksikliği işte sahibini böyle bir noktaya getirmektedir. Terörist, sadece eline silah alıp dağa çıkan değil, Allah ve onun cennetiyle Fazıl Say gibi alay eden kimseler de teröristtir hatta dağa çıkan teröristlerden daha beter teröristlerdir.
İslam dini bir bütün olarak öğretilmiş olsaydı Fazıl Say belki bu noktaya gelmeyecekti;sen de bu şekilde bir soru sorma durumuna düşmeyecektin. Unutmayalım ki Fazıl Say gibi ateistler ve küfürde inat eden Ebu cehil gibi insanlar laik düzenin kurbanlarıdır. Laiklik yüzünden dinimiz bir disiplin altında güzel bir şekilde insanımıza anlatılmadı. Anlatılmış olsaydı, Fazıl Say bu duruma düşmeyecekti, kim bilir belki de İslam’ın bir eri olacaktı.
Bırak arkadaş ben inandığım gibi yaşayacağım, yeri gelince Allah’a ve onun prensiplerine saldıracağım ve bu şekilde soru soracağım, diyorsanız, bunun fikir, din ve vicdan hürriyetiyle bir alakası yoktur. İslam dini bir gün size hesap sorar.
İnanmıyorsanız inancınızın gereğini yaşayabilirisiniz, bu hürriyeti size İslam dini vermektedir; ama böyle yaratıcıya bu şekilde saldırmak ve İslam dinini kastederek neyin kafasını yaşıyorsunuz, şeklinde soru sormak küfürde inat etmekten ve bilgi eksikliğinden kaynaklanmaktadır.
İslam dini fıtrat dinidir, dolayısıyla diğer dinler ve ideolojiler insanı fıtrattan uzaklaştırmakta ve helakine sebep olmaktadır.
Size çağrıda bulunuyorum, gelin İslam dinini bir inceleyin, belki doğru yolu bulursunuz ve bize bu şekilde bir soru yönelttiğiniz için Allah’tan affınızı istesiniz.
Not Hatay ilimizin Reyhanlı ilçesinde geçen Cumartesi günü menfur saldırıyı kınıyor, vefat eden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralı olanlara acil şifalar diliyoruz.