Ne deyim, ne ağlayım..!
Avşarlarda adettir, ölünün ardından ağıt yakılır…
***
Uzunyayla’da ağıt yakmayı bilmeyen Çerkez köyleri Avşarlarda özenirler ve Avşarlardan ağıtçı kadın getirip ölülerine ağıt yaktırırlarmış…
***
Çerkez köyleri bir cenaze ile ilgili Avşarlardan yine bir ağıtçı kadın tutup getirmişler, ağıtçı kadın başlamış ağıtını yakmaya;
Ne deyim ne ağlayım
Ölü bizim olmayınca
Birer birer tükenir mi
Onar onar ölmeyince
***
Uzun hava tarzında ağıtını söyleyen kadın nasıl olsa kimse anlamaz diye düşünürken köyden bu sözleri anlayan biri çıkınca ağıtçı kadını hemen köyden kovmuşlar…
***
Konya’da durum farklı değil…
***
Problemlerimizi dile getirecek olanlar, siyasetten beklentileri yüzünden, uzun hava modunda, anlaşılmaz modern cümleler(!) arasında geveledikleri sürece meselelerimiz hallolacak gibi gözükmüyor…
***
Konyalı üst düzey bürokrat sayısının geçmiş yıllara oranla kamuda ne kadar düştüğünü defaatle yazmış söylemiştik…Başbakanın Konyalı olmasıyla birlikte, liyakatli çok sayıda isimin üst düzey bürokrat olacağı beklentisi, bakanlık beklentisi gibi çoktan boşa çıkmış görünüyor…
***
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Külliyede görevlendirdiği Konyalı sayısının yoğunluğunu maalesef Başbakanlıkta ya da devletin üst düzeyinde yeterince görememek üzücü…
***
Konyalı çok sayıda isim, şehirde ve Ankara’da verilecek üst düzey görevler için bu anlamda bekliyor…Konyayı Ankara’ya bu görevlendirmelerle monte edemediğimiz sürece, şehrin beklentileri devletin ağır işleyen çarkları altında ezilip gidecek…
***
Bürokraside şehrin gücü her geçen gün giderek zayıflıyor…
***
“Bu durum, Konya'nın bu dönemde alması gereken yatırımlara ve desteğe engel teşkil eder mi ?” sorusu akla gelebilir…
***
Bu sorunun cevabını da yukarıda ki ağıtçı kadının dizeleri veriyor ;
‘Ne deyim ne ağlayım
Ölü bizim olmayınca..’
***
Konyalı milletvekillerinin de elini güçlendirecek, işlerini kolaylaştıracak, işlerin takibi açısından avantaj sağlayacak, üst kademelere liyakatli Konyalı idareci atamalarına acil ihtiyaç var vesselam…