Mülkiye Amirinin ilgisi
Bu başlık 25.07.2003 gününde de köşe yazım olmuştu. Önce 27.04.2003’de ki “Mülkiye Amirleri” yazımın tamamlayıcısı idi.
Tabii günler geçerken Konya Mülkiye amirlerinde de hayli değişiklikler oldu bu günlere dek!
Konya Valimiz Sayın Aydın Nezih DOĞAN beyefendinin daha başka değişim içinde olan ilgisi bendenize yeniden konu ettirmiş oldu.
Aslında bu gün daha önce hazırlamış olduğum Çanakkale anım törenleri ve nostalji ye ait yazımı verecektim ama onu gelecek sefere bırakıp güzel bir olguyu sizlere de duyurmak isterim.
***
Önce şu yukarda ki yazılarımdan önemli paragrafları vermeyi faydalı bulmaktayım.
“Mülkiye Amirleri” yazımda;” “… Devletin; Merkez dışındaki yerlere, politika yapmadan yapacağı ziyaret ve incelemelerle, Halkla daha çok kaynaşması ve bazı istek veya olumsuzlukların halledilmesinin kolaylaşacağına inanmaktayım.” (Bu teklif mealen Sayın Başbakanımızca da geçenlerde Vali’lere söylenmişti)
“… İl ve ilçelerimizdeki Mülkiye amirleri yani Vali ve Kaymakamlar hatta Muhtarların, bulundukları yerde devleti temsil ettiklerini, dolayısıyla vazifelerinin de hayli yüklü olduğunu açıklamaya gerek yok…”
“Vatandaşın isteği veya devletçe de kararlaştırılan ihtiyaçlar, yol, su, elektrik, ulaşım, iletişim ve diğer sosyal hizmetlere ait işlemler program çerçevesinde yine devletçe ayrılan ödenek veya diğer gelirlerle yapılanmasını sağlama içinde olur Mülkiye Amirlerimiz.
İki kategori içine alabiliriz, bu işlemler hususunda. Mülkiye Amirlerimizi!.
Birincisi; Program içi yaptırımlar için verilen ödenek kifayet etmiyorsa bitimi için ek ödenek, yeni ihtiyaç duyulan elzem yaptırımların temini işleminde, yukarılara yazı ve gelen Bakanlara duyuru yapar. Soranlara, “verilen program ve ödenek bu. Duyurduk ama netice alınamıyor” diye geçiştirirler.
Bu kategoriye girenlere, halkımız “Masa adamı” veya “Al maaşını sallabaşını” deyimlerini kullanır.
İkincisi; Programların bitirilmesi için ek ödenek temini hususunda sadece yazı ile isteğini bildirmek değil, amirleri de olsa Bakanlara, defalarca durumu izah ederek ödenek koparma çabasında olur. Program dışı yapılması gerekli yaptırımları bildirip programa girmesini sağlar. Çoğunda da muvaffak olur...
Bu gayretkeşlikte olanlara “İşte Mülkiye Amiri dediğin böyle olur.” Derler.”
Bir üçüncü oluşum düşüncesini de yazmış bizzat müşahede ettiğim köylüler arası anlaşamazlıkta birkaç kaymakam zamanında netice alınamazken Öğretmen Babamın yeni kaymakama “ne olur bir gelin havayı yatıştırın” isteğine at ile dağları aşıp gelen genç kaymakam öyle bir çözüm bulmuştu ki iki tarafta memnun olmuştu.
Bu yazımın akabinde ki yazımda da Konya valisinin halkın ayağına giderek toplantıları orada yapması ile karşılaşılan problemlerin çözümünü anlatmıştım
Kaymakam ve bu valimizin işlemi vazifeden öte ve “işte asıl bu mülkiye amiri işlemidir” dedirten nitelikte idi. (Merak edenlere her iki yazımı da isterlerse gönderebilirim).
***
Şimdi bu yazının asıl konusuna gelelim.
Aşağıda link’i bulunan 13.12.2010 günlü yazımız da bir ailenin kendileri şikayet ve istekte bulunmadan
Bendenizin, tüm yardım fonu olan kuruluşlara iletişimim olmuştu. Dikkat edelim şikâyet, irdeleme falan değil. Sadece iletişimim olmakta.
https://www.merhabahaber.com/Ahmet_Guldag+Vilayet_Belediye_ve_Yardim_Vakiflarina_Iletimim_yazi4297.html)
Yazınının yayınlanmasından birkaç saat sonra Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Daire Başkanı bizzat telefonla aradı ve birlikte ailenin evine gittik.
Ne yazık ki tüm aileyi kapsayan Akdeniz Anemisi rahatsızlığı ile uğraşımda olanların sadece babaları asgari ücretle olması dikkate alınmayıp sigortalı olmasıyla yardım fonları açılan davalarla Anayasa veya Danıştay’ca yasaklandığı için işlem yapamamanın üzüntüsünü belirttiler.
Diğer yardım fonu sahibi Vilayet ve bilhassa yardım yapmasına mani olunamayacak kurumlardan aylarca bir ilgi gösterilmemişti.
Bu kez İzmirli okuyucumuzun merakı olarak “Yardım yaptılar mı Vilayet ilgilendi mi?” Sorusuna hayır cevabı alınca açtı ağzını “Valilik Yardım Fonu Nerelere Verilir?” sorusunu konu ederek yazmıştım.
https://www.merhabahaber.com/Ahmet_Guldag+Valilik_Yardim_Fonu_Nerelere_Verilir_yazi4717.html
Bu kez Vilayet ilgilileri önce gazeteyi sonra bendenizi arayarak aile adresine gittiler
Öğleden sonra bizzat Konya Valimiz Sayın Aydın Nezih DOĞAN telefonla arıyor ve bilgi veriyordu.
Yıllardır Valilerimizle karşılaşmalarım oldu.
Cemil Keleşoğlu (1955-1960) gelirse memnun olurum iletişimi ve Akş. Tekniker Okulu açılışı çalışmalarımda yardımları ile ve kapıdan doğrudan girişle, Muhlis Babaoğlu (1960-1960) ile bizzat modern Ekmek fab. Açımında ki yardım ve kapıdan doğru girişlerle. Rebii Karatekin (1960-1964) Cemiyet çalışmalarımda Konya konularını da içine alan ziyaretlerimde kapıda sadece bir polisin bulunduğu makama hemen girebilmemle, Tevfik Ziyaeddin Akbulut (1996-1997) yazılarıma teşekkür ve takdir yazısı göndermekle Namık Gürel (1997-1999) ile müracaat saatimde hemen girebilip Konya meseleleri üzerindeki çalışmalarını anlatırken yazılarımdan duyduğu memnuniyeti anlatması ile ve Ahmet Kayhan (1999-2006) ile de, yine ziyaret günü girebilmem yanında Konya meseleleri üzerinde çalışmalarını anlatırken üstelik, İlçelerde yapmaya başladığı İl idare toplantılarına götürerek ilgilerini gördüm.
Bu sefer ise hiç karşılaşmadığım “Ben Valiyim. İlgililer cevap verir” yerine bizzat telefonla bendenizi arayıp tüm bilgileri on beş dakika kadar süren konuşmalarıyla takdire değer bir ilgi göstermesini sizlerde takdir etmez misiniz?
Babanın sigortalı çalışması nedeniyle. Aileye niçin yardım edemeyecekleri ne ait kanun numaraları vererek bildirmesi ve üzgünlük içinde elleri kolları bağlı olduklarını belirtiyordu Sayın ve değerli Valimiz.
Kendilerine gösterdikleri nazik ilgi ve bilgilendirmelerine teşekkürlerimi arz ederken…
Diğer sivil yardım kuruluşları neden ilgilenemedi(!) demekten kendimi alıkoyamadım efendim.
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle
Tabii günler geçerken Konya Mülkiye amirlerinde de hayli değişiklikler oldu bu günlere dek!
Konya Valimiz Sayın Aydın Nezih DOĞAN beyefendinin daha başka değişim içinde olan ilgisi bendenize yeniden konu ettirmiş oldu.
Aslında bu gün daha önce hazırlamış olduğum Çanakkale anım törenleri ve nostalji ye ait yazımı verecektim ama onu gelecek sefere bırakıp güzel bir olguyu sizlere de duyurmak isterim.
***
Önce şu yukarda ki yazılarımdan önemli paragrafları vermeyi faydalı bulmaktayım.
“Mülkiye Amirleri” yazımda;” “… Devletin; Merkez dışındaki yerlere, politika yapmadan yapacağı ziyaret ve incelemelerle, Halkla daha çok kaynaşması ve bazı istek veya olumsuzlukların halledilmesinin kolaylaşacağına inanmaktayım.” (Bu teklif mealen Sayın Başbakanımızca da geçenlerde Vali’lere söylenmişti)
“… İl ve ilçelerimizdeki Mülkiye amirleri yani Vali ve Kaymakamlar hatta Muhtarların, bulundukları yerde devleti temsil ettiklerini, dolayısıyla vazifelerinin de hayli yüklü olduğunu açıklamaya gerek yok…”
“Vatandaşın isteği veya devletçe de kararlaştırılan ihtiyaçlar, yol, su, elektrik, ulaşım, iletişim ve diğer sosyal hizmetlere ait işlemler program çerçevesinde yine devletçe ayrılan ödenek veya diğer gelirlerle yapılanmasını sağlama içinde olur Mülkiye Amirlerimiz.
İki kategori içine alabiliriz, bu işlemler hususunda. Mülkiye Amirlerimizi!.
Birincisi; Program içi yaptırımlar için verilen ödenek kifayet etmiyorsa bitimi için ek ödenek, yeni ihtiyaç duyulan elzem yaptırımların temini işleminde, yukarılara yazı ve gelen Bakanlara duyuru yapar. Soranlara, “verilen program ve ödenek bu. Duyurduk ama netice alınamıyor” diye geçiştirirler.
Bu kategoriye girenlere, halkımız “Masa adamı” veya “Al maaşını sallabaşını” deyimlerini kullanır.
İkincisi; Programların bitirilmesi için ek ödenek temini hususunda sadece yazı ile isteğini bildirmek değil, amirleri de olsa Bakanlara, defalarca durumu izah ederek ödenek koparma çabasında olur. Program dışı yapılması gerekli yaptırımları bildirip programa girmesini sağlar. Çoğunda da muvaffak olur...
Bu gayretkeşlikte olanlara “İşte Mülkiye Amiri dediğin böyle olur.” Derler.”
Bir üçüncü oluşum düşüncesini de yazmış bizzat müşahede ettiğim köylüler arası anlaşamazlıkta birkaç kaymakam zamanında netice alınamazken Öğretmen Babamın yeni kaymakama “ne olur bir gelin havayı yatıştırın” isteğine at ile dağları aşıp gelen genç kaymakam öyle bir çözüm bulmuştu ki iki tarafta memnun olmuştu.
Bu yazımın akabinde ki yazımda da Konya valisinin halkın ayağına giderek toplantıları orada yapması ile karşılaşılan problemlerin çözümünü anlatmıştım
Kaymakam ve bu valimizin işlemi vazifeden öte ve “işte asıl bu mülkiye amiri işlemidir” dedirten nitelikte idi. (Merak edenlere her iki yazımı da isterlerse gönderebilirim).
***
Şimdi bu yazının asıl konusuna gelelim.
Aşağıda link’i bulunan 13.12.2010 günlü yazımız da bir ailenin kendileri şikayet ve istekte bulunmadan
Bendenizin, tüm yardım fonu olan kuruluşlara iletişimim olmuştu. Dikkat edelim şikâyet, irdeleme falan değil. Sadece iletişimim olmakta.
https://www.merhabahaber.com/Ahmet_Guldag+Vilayet_Belediye_ve_Yardim_Vakiflarina_Iletimim_yazi4297.html)
Yazınının yayınlanmasından birkaç saat sonra Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Daire Başkanı bizzat telefonla aradı ve birlikte ailenin evine gittik.
Ne yazık ki tüm aileyi kapsayan Akdeniz Anemisi rahatsızlığı ile uğraşımda olanların sadece babaları asgari ücretle olması dikkate alınmayıp sigortalı olmasıyla yardım fonları açılan davalarla Anayasa veya Danıştay’ca yasaklandığı için işlem yapamamanın üzüntüsünü belirttiler.
Diğer yardım fonu sahibi Vilayet ve bilhassa yardım yapmasına mani olunamayacak kurumlardan aylarca bir ilgi gösterilmemişti.
Bu kez İzmirli okuyucumuzun merakı olarak “Yardım yaptılar mı Vilayet ilgilendi mi?” Sorusuna hayır cevabı alınca açtı ağzını “Valilik Yardım Fonu Nerelere Verilir?” sorusunu konu ederek yazmıştım.
https://www.merhabahaber.com/Ahmet_Guldag+Valilik_Yardim_Fonu_Nerelere_Verilir_yazi4717.html
Bu kez Vilayet ilgilileri önce gazeteyi sonra bendenizi arayarak aile adresine gittiler
Öğleden sonra bizzat Konya Valimiz Sayın Aydın Nezih DOĞAN telefonla arıyor ve bilgi veriyordu.
Yıllardır Valilerimizle karşılaşmalarım oldu.
Cemil Keleşoğlu (1955-1960) gelirse memnun olurum iletişimi ve Akş. Tekniker Okulu açılışı çalışmalarımda yardımları ile ve kapıdan doğrudan girişle, Muhlis Babaoğlu (1960-1960) ile bizzat modern Ekmek fab. Açımında ki yardım ve kapıdan doğru girişlerle. Rebii Karatekin (1960-1964) Cemiyet çalışmalarımda Konya konularını da içine alan ziyaretlerimde kapıda sadece bir polisin bulunduğu makama hemen girebilmemle, Tevfik Ziyaeddin Akbulut (1996-1997) yazılarıma teşekkür ve takdir yazısı göndermekle Namık Gürel (1997-1999) ile müracaat saatimde hemen girebilip Konya meseleleri üzerindeki çalışmalarını anlatırken yazılarımdan duyduğu memnuniyeti anlatması ile ve Ahmet Kayhan (1999-2006) ile de, yine ziyaret günü girebilmem yanında Konya meseleleri üzerinde çalışmalarını anlatırken üstelik, İlçelerde yapmaya başladığı İl idare toplantılarına götürerek ilgilerini gördüm.
Bu sefer ise hiç karşılaşmadığım “Ben Valiyim. İlgililer cevap verir” yerine bizzat telefonla bendenizi arayıp tüm bilgileri on beş dakika kadar süren konuşmalarıyla takdire değer bir ilgi göstermesini sizlerde takdir etmez misiniz?
Babanın sigortalı çalışması nedeniyle. Aileye niçin yardım edemeyecekleri ne ait kanun numaraları vererek bildirmesi ve üzgünlük içinde elleri kolları bağlı olduklarını belirtiyordu Sayın ve değerli Valimiz.
Kendilerine gösterdikleri nazik ilgi ve bilgilendirmelerine teşekkürlerimi arz ederken…
Diğer sivil yardım kuruluşları neden ilgilenemedi(!) demekten kendimi alıkoyamadım efendim.
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.