Modern bunalım Kur'ancılık
Müslümanların modernleştikçe Kur'an'a dayalı dünya görüşlerinde sapmalar ve sapıtmaların olduğu ve bu sapmaların sonucunda inanç yönünden bir bunalım yaşadığı ve bunalım alanlarının en önemli ögelerinin de modernizm veya modernite, konformizm ile kariyerizm olduğu bir gerçektir.
Modernizmi içinde bulunduğu dünya görüşünden daha ileriye ilerleme, var olan kalıpların dışına çıkma ve var olan yaşam, kültür, düşünce yapısından farklılaşma diye kısaca tarif edebiliriz.
Moderniteyi ise; içinde yaşadığı toplumun geleneklerinden kopma, bireysel olarak ve hatta toplumsal olarak o ana kadarki hayatın tamamındaki dönüşüm ve değişim olarak tarif edilebilir.
Konformizm her ne kadar henüz tam anlamı ile modern olamamış müslüman zenginlerce yanlış anlaşılarak sadece konforuna düşkün, güvenlikli, rahat iş ve ev ortamına sahip olmak olarak anlaşılmış ise de asıl sorun okumak, özellikle de üniversitelerde akademik konum sahibi olmak anlamına gelen kariyerizmin yanlış anlaşılıp yanlış uygulanması ile yaşanmıştır.
Çünkü müslümanlar arasında sadece üniversitelerin akademik ortamında değil ticari hayatta da belli yerlere gelmek olarak anlaşılan kariyerizm, maalesef tanımının tam aksine bir düşünce ile Müslümanların o ana kadar takip edegeldikleri Rasulullahın(sav) sahih sünnet yolu yerine ulaşılmak istenen hedefe bir an önce varabilmek için hedefin gayeden daha öne alınmasına dolayısıyla da düşünce ve inanışların dönüşümünü getirmiştir.
Bu anlamda Müslümanların modernizminin, modernitesinin, konformizminin ve kariyerizm hastalıklarının başlangıcı 12 Eylül 1980 darbesinden sonra asker-sivil teknokrat hükümeti eliyle hayata geçirilen 24 Ocak ekonomik kararlarıdır.
Çünkü 12 Eylül faşizmini arkasına alan bir sonraki iktidarın müslümanlar üzerindeki ekonomik ve ahlaki transformasyonu bu tarihte başladı.
Hatta Özal döneminde başlayan ve değişimden ziyade dönüşüm olan davranışların ekonomik ve sosyal hayata getirdiği zararlardan daha çok iman, inanç, ibadet ve ahlaki kavramlar üzerinde oluşturduğu aşınmalar ve zararlar tek parti zulüm dönemlerinde bile yaşanmamıştı.
Modernist dünya görüşünün hayata devlet eliyle hâkim kılınması sonucunda modern Müslüman olmak, bizlere hiç yaşamadığımız serüvenler olan maddi güç, ekonomik gelişme, kendi çevremizden ziyade ve dünyayı tanıma ve dolayısıyla da içinde bulunduğumuz durumu ve tarihimizi uluorta eleştirme hakkı vermiş oldu.
Bu arada her şeyi eleştirirken kendi kalıpları dışına çıkma ve var olan kültür ile düşünce yapısından daha ileriyi arama adına hayal ötesi bir yanılmayı yaşayan Müslümanlar dinlerini, peygamberlerini, inanç ve itikatları ile ibadetlerini de eleştirme ve sorgulama yanlışlığına düştüler.
Üstelik bu haksız eleştirme sorgulama Kuran adına ve islam adına yapılmaktaydı.
Hem de bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olan modern mealciler ve müfessirler tarafından.
Kendilerine Kur’ancılık mezhebi dediğimiz bu modern hariciler ile mütezililer fikir atalarının aksine Allah(cc) kelamını Rasulullahın(sav) tebliğ ettiği orijinal dil üzerinden okumayı bil(e)meyecek kadar da ilim(!) sahibi olduklarını iddia etmektedirler.
Hâlbuki din kabul edildiği ilk andan itibaren inanç, ibadet ve muamelat yönünden bir disiplinler bütünüdür.
Ama gelin görün ki 12 Eylül darbesinin üzerine bir de 28 Şubat parçalanmışlığı eklenince Müslümanların arasında düşünmek ve düşündüğü doğrultuda inancını yaşama şeklinde tezahür eden birliktelikten yani dini disiplinler bütününden çok büyük kopuşlar olmuştur.
İşte bu kopmalardan birisi olan Kur’ancılık mezhebi de, dış mihrakların yaptıklarını hiçbir şekilde göz ardı etmeden Rasulullahın(sav) kıyamete kadar devam edecek olan övülmüş örnekliğinden yapılan bir kopuştur ve korkulur ki islam tarihindeki pek çok kopma örneğinde olduğu gibi sonu hüsranla biter.
Bunalımlarının kısa sürede sona ermesi dileğimizdir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.