Minnet, mihnet, eziyet, adalet…!
En güçlü, şehirde en itibarlı olduğu dönemlerdi… Söyledikleri emir, yaptıkları “hikmetli işler” diye etrafındakilerin alkışladığı el çırptığı dönemlerdi…
***
Karşı taraf ise onların tabiriyle 3-5 baldırı çıplak(!) çalışandı…
***
“Hakları” oldukları şeyi onlardan zorla imza karşılığı geri almak, “çocuk oyuncağı” gibi bir şeydi onlar için o dönem… Üç beş çalışana karşı şehrin en muktedirleri… Çalışanların hiç şansı yoktu…
***
Çalışanlar, hiçte kimsenin beklemediği bir anda “haksızlığa ve adaletsizliğe” karşı direndiler… Zulüm başladı…
***
Psikolojik şiddet, baskı, kuşatma, taciz, rahatsız etme veya sıkıntı vermek için ellerinden geleni yaptılar… En iyi ifade eden anlamıyla yıldırma veya iş yerinde psikolojik terörü en üstte taşıdılar…
***
Şimdiye kadar Konya’nın görmediği Mobbing uyguladılar…
***
Konya’nın en ücra köşelerine kadar sürüldüler… Konya Ticaret Odası’nın yeri yurdu bile olmadığı, Taşkent’te, Kadınhanı’na, Hadim’e uzak, yakın ilçelere çil yavrusu gibi çalışanları dağıttılar…
***
Diğerlerini KTO Fuar alanındaki penceresiz, güvenlik kameraları ile izlenen sorgu odalarını andıran hücre benzeri yerlerde mesaiye zorladılar…
***
Çalışanlar yılmadı…
***
Araya girenlere, baskı yapanlara, “hakkımızı yedirtmeyeceğiz, zalime baş eğmeyeceğiz” diye davalar açtılar… Kenetlendiler… Korkmadılar…
***
Tam 7 yıl sürdü mahkemeler… Dönemin muktedirleri, siyaset basamaklarını üçer beşer tırmandılar… Milletvekili bile olan oldu bu sürede… 31 Aralık 2015 günü mahkeme sonuçlandı…
***
Tam da içalışanların çektiği eziyetin karşılığı olmasa da, cezalar tehir edilse de, KTO Eski Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Üzülmez ve o dönemin Yönetim Kurulu üyelerine hapis cezaları yağıverdi…
***
Bu onur ve hukuk mücadelesini üç-beş baldırı çıplak(!) çalışan kazanıvermişti…
***
İlâhi Adalet…
***
İnsan yaşamı süresinde güçlü makamlara gelebilir…
***
Böbürlenir, küçük görürsen etrafını, Adettullantandır ;
Hakir ve küçümsenirsin…
***
Makamlar gelir geçer…
***
İnsanlık ve HAK baki kalır… Zalim zulmü doğurur… Zulüm de mazlumu doğurur… Mazlum, Arş-ı Âla’yı titreten ilahi adaleti arza kılıç gibi indiren âhı doğurur…
***
Atalarımız ne güzel söylemiş ; “Mahkeme kadıya mülk değildir”
***
Günümüz muktedirlerinin ve hepimizin ders alması gereken son derece önemli bir ibretlik tablodur bu dava aslında…
***
Bak Kul Nesimi ne diyor;
Har içinde biten gonca güle minnet eylemem
Arabi, Farisiyi bilmem, dile minnet eylemem
Sırat-ı Müstakim üzere gözetirim Rahimi
İblisin talim ettiği yola minnet eyleme
Bir acayip derde düştüm herkes gider kârına
Bugün buldum bugün yerim, Hak kerimdir yarına
Zerrece tamahım yoktur şu dünya varına
Rızkımı veren Hûda’dır kula minnet eylemem
Ey Nesimi Can Nesimi ol gani mihman iken
Yarın şefaatarım Ahmed-i Muhtar iken
Cümlelerin rızkını veren ol gani serdar iken
Yeryüzünün halifesi hünkara minnet eylemem
***
Her şeye rağmen, HAKK’A dayanarak, onuruyla “DİK” duranlara selam olsun…!