AK Parti, 2002 milletvekili genel seçimlerinde geçerli oyların % 34,63'ünü, 2007 milletvekili genel seçimlerinde geçerli oyların % 46.58'ni, 2011 milletvekili genel seçimlerinde ise geçerli oyların yaklaşık % 50’sini aldı. Bu seçimde her seçmenden biri AK Parti dedi.
Uzmanların ifadesine göre, demokrasi tarihinde hiçbir Parti, AK Parti gibi bu şekilde yükselme trendini gösterememiş; bu ilkmiş. Bir araştırma şirketi, “Halka neden AK Parti’ye oy verdiniz,” diye sormuş, “Hizmetinden dolayıdır,” demiş. Bu doğrudur; fakat AK Parti’nin, oylarını % 50’ye çıkarmasının sebebini sadece buna bağlayamayız; aksi halde milletimize haksızlık yapmış oluruz. Bu asil millet midesine bağlı bir millet değil, gayesi ve bir hedefi vardır; o da İslam-ı yüceltmek ve insanlığın insanca yaşaması ortamını gerçekleştirmektir. Tanzimat ile Türkiye’nin kıblesi, Batı olmuş ise de bu seçim göstermiştir ki, bu dayatmacı zihniyetin reddedildiğini bir göstergesidir.
AK Parti’nin, bu şekilde yükselme trendine geçip oyların % yüzde 50’sini almasının sebepleri genel olarak şunlardır:
1.Milletin düşüncesine tercüman olması.
2. Osmanlı’nın hâkim olduğu topraklarda kurulan devletleri kendinden biri sayması.
3.CHP, MHP ve BDP’nin Batı yanlısı partiler olması.
4. Kader.
5. Hizmet.
Şimdi bunları tek tek ele alalım.
 1.Milletin düşüncesine tercüman olması: Muhterem Başbakan Recep Tayip Erdoğan ve yakın arkadaşları bu asil milletin ta kendisidir. Yani AK Parti kadrosu bu asil millet gibi düşünmekte ve dünyaya bakmaktadır, dinine, inancına, örf ve adetlerine laiklik adına tepeden bakmamaktadır. Kısacası halk, Başbakan’ı kendisinden biri kabul etmektedir.
 2.Osmanlı’nın hâkim olduğu topraklarda kurulan devletleri kendinden biri sayması: AK Parti komşularıyla sıfır sorun politikası izleyerek Osmanlı Devleti üzerinde kurulan irili ufaklı devletlerle siyasi ve ekonomik işbirliği yapmak istemektedir. Böylece Batı’ya karşı tarihte olduğu gibi bir güç elde etmek istemektedir; bu politikayı yürütmede AK Parti kararlıdır; çünkü bu politika onun varlık sebebidir. Zira Kur’an-ı Kerim’de “Müslümanlar ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki esirgenesiniz.” (Hucurat:10) buyrulmaktadır. Kardeşlerin arasını düzeltmemek, İslam dininin özüne aykırıdır ve Müslümanlık vasfını yok eder.
3. CHP, MHP VE BDP’nin Batı yanlısı partiler olması: Bu durum halkı dininden, inancından, tarihinden koparmakta ve milletimizin sağcı, solcu, Türk Kürt, Sünni, Alevi gibi kamlara bölünmesine sebep olmaktadır. Halk bu durumdan muzdariptir. Ak Parti ise bütün Türkiye’yi ve Osmanlı’nın hâkim olduğu üç kıtanın insanlarını kucaklamaktadır.
4. Kader: Osmanlı, Batı’ya açıldığı günden itibaren dünya hâkimiyeti yavaş yavaş Batının eline geçti. Tanzimat ile tamamen hâkimiyet onun oldu. Zulüm ile abad olunamayacağı için yerini yavaş yavaş hakka teslim etmeğe başlamıştır.
5. Hizmettir: AK Parti’nin iktidara geldiği günden itibaren hizmet trendi yükselmektedir. Ekonomide, sağlıkta, eğitimde, Bayındırlık alanında, yargıda kısacası, hizmet alanlarının her birinde yükselme trendi göstermektedir; bunu dost düşman kabul etmektedir.
Şöyle bir soru aklınıza gelebilir: Her parti, anayasal çerçeve içerisinde kurulur ve buna göre çalışır. Doğrudur. AK Parti’de öyledir; ama bu asil milletin kıblesi zorla Batı’ya çevrilmiştir. İşte bu millet bunu reddetmektedir; AK Parti’ye teveccühün sebebi budur.
 2011 milletvekili genel seçimlerinin ülkemize, İslam âlemine ve dünyaya hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan diler, AK Parti’ye başarılar dilerim.