Mealden Kur’an okumak
İslam Dininin temel kitabı olan Kur'an-ı Kerim’in Allah (cc) tarafından Peygamberimiz Hz. Muhammed'e (sav) vahiy yolu ile bildirilmiş olan son ilahi kitap olduğuna dair aralarında fikir ayrılığı olmayan Müslümanların Kitabın okunması hakkında oldukça çok sayıda sıralanabilecek farklılıkları vardır.
Bu farklılıkların son zamanlarda öne çıkanı veya ısrarla öne çıkarılmaya çalışılanı KUR’AN OKUMALARI adı altında yapılan okuma biçimidir.
Kur’an-ı Kerim’in okunması konusundaki ayetler ile Hadisi Şerifleri burada sıralayacak değiliz.
"Sizin en hayırlınız Kur'an-ı okuyan ve okutandır. "Hadisi Şerifinin delaletiyle tüm Müslümanlarca Kur’an-ı Kerim’in okumanın, her Müslümanın temel dini görevi olması hasebiyle Kur'an-ı okuyanın Cenab-ı Allah (cc) ile konuşmuş gibi olacağı, dinleyen ise Cenab-ı Allah'ın (cc) sözünü işitmiş sayılacağı kabul edilmiştir.
Kur’an’ın İslam dininin temel kaynağı olarak değiştirilmeyen/değiştirilemeyen tek kitap olması, Rabbimizin (cc) emir ve yasaklarını birinci elden öğreneceğimiz tek ilahi kaynak olması nedeniyle Müslümanlarca hayatlarının tüm safhalarında Kur’an okuna gelmiştir.
Rasulullah’ın (sav) öğretmenliğinde Müslümanlar ile Allah arasındaki iletişimi sağlayacak ve Müslümanların başta ibadetleri olmak üzere tüm muamelatlarında birlikteliği ve tek düzeliği sağlayacak olan Kur'an-ı Kerim’in bu günkü okumalarında ne yazık ki bu birliktelik sağlanmadığı gibi ayrılık vesilesi bile olabilmektedir.
Âlemlerin Rabbi olan Allah (cc)ın rahmetiyle yarattığı insanı yalnız ve yardımcısız bırakmamak için insanları terbiye etmek ve ilahi murad doğrultusunda eğitmek maksadıyla Katından bir rahmet ve şifa kaynağı olarak kulu ve Rasulüne (sav) inzal ettiği Kur’an maalesef bu gün Müslümanlar arasında ayrılık sebebi olabilmektedir.
Allah'tan (cc) insana ve insandan Allah'a (cc) olmak üzere iki yönlü bir iletişim vasıtası olan Kur’an’ın Arapça inzal edilmesi bahane edilerek özellikle de Arapça’yı yeteri kadar bilmeyen kişilerin yaptıkları kırık dökük hatta fahiş derecede hatalar içeren tercümeleri de bu ayrılıkların sebebi olabilmektedir.
Mezhep ve Tasavvufi mensubiyet ayrımı yapmaksızın gerekli olsun olmasın hemen her tarikat, meşrep ve cemaatin kendine özel bir meal edindiği günümüzde bunlara bir de herkesten farklı olmak ve farklı şeyler söylemek sevdasına kapılan ekran profesörleri eklenince ortalık mealden geçilmez oldu.
Son 10 yılda nerede ise 120’yi aşan mealin piyasaya çıkması bazı çevrelerce iyi karşılanıp bu ayrılığın bir rahmet vesilesi olduğunu ileri sürmelerine karşın ilmen yetersiz kişilerin mealdeki ayrılıklarından mülhem olarak “AYRILIKTA RAHMET VARSA, BİRLİKTE ZAHMET VEYA AZAP MI VARDIR” sözleri bile edilir oldu ilim meclislerinde.
Özellikle İlahiyat fakültelerinin Tefsir, Hadis ve Fıkıh kürsülerinde görev yapmayan bir takım ekran hocalarının bilerek veya bilmeyerek yaptıkları meal hatalarına birde bu meali etrafında toplananlara okuyarak kendinden bir şeyler de katarak açıklama yapan zamane müçtehitleri ilave edilince ortaya çıkan curcunayı siz tahmin edin artık.
Kur’an okumalarının temel hedefi Rasulullah’ın (sav) öğretmenliğinde insanları ilahi kaynaklı bilgilerle donatıp yaratılış amacı doğrultusunda bilgilendirmek, eğitmek ve Kur’an hükümlerinin hayata tatbik edilmesi olması gerekirken, açık bir şekilde Rasulullah’ın (sav) örnekliğini yok sayarak sadece metin üzerinden hüküm çıkarmaya yönelik bir okuma tarzı haline dönüştürülmek istenmektedir.
Bu müsteşriklerin bile 1400 yıldır yapamadıkları ölçüde büyük bir ihanete eşdeğer bir durumdur.
Bu yüzyılı aşkın bir zamandır zaten bölük pörçük ve zelil bir durumda olan islam ümmetini daha da parçalamaya dönük bir davranış biçimidir.
Bu aynı zamanda Müslümanların 1400 yıllık ilim ve kültür müktesebatlarını tamamen ortadan kaldırmaya yönelik açık bir zulümdür.
Temeli Rasulullah’ın (sav) sahih sünnet ve hadislerinden kaynaklanan Tefsir Usulünün terk edilmesi ile ortaya çıkan olumsuzluklara değinmeye devam edeceğiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.