Mayıs Ayının Getirdikleri
HAMDİ YAZIR (ELMALILI): Osmanlının son zamanlarında yetişen din adamlarındandır. 1878 yılında Antalya’nın Elmalı ilçesinde doğmuştur. Babası âlim bir kişi olan Numan Efendidir.
Hamdi Yazır, orta öğrenimini tamamladıktan sonra Arapça ve fıkıh öğrendi. Kur’ân-ı Kerim’i ezberledi. İstanbul’da medrese tahsiline başladı. O zaman Bâyezid câmiinde Kayserili Mahmûd Hamdi Efendinin derslerine devam ederek icâzet (diploma) aldı. İlerleyen yıllarda matematik, felsefe, edebiyat sahalarında incelemelerde bulundu. Arapça, Farsça ve Fransızca öğrendi. Yanı sıra o devrin hat ustalarından dersler alarak hüsnü hat öğrendi.
1906 yılında Diyânet İşleri dâiresinde görev aldı. Meşrutiyetin ilânından sonra Antalya mebusu (milletvekili) seçilerek mecliste çalışmalar yaptı. Bu arada Mülkiye-i Şâhâne (Siyasal Bilgiler Fakültesi)’de, Mekteb-i Nûvvâb’da, Ahkâm-ı Evkaf ve Süleymâniye Medreselerinde çeşitli dersler verdi. 1919 da Diyânet Teşkilatı Başkanı oldu.
Hayatının sonuna kadar kendini ilmi çalışmalara verdi. Hasta olmasına rağmen son günlerinde meşhur ‘Hak Dili Kur’an Dili’ adlı eserini yazdı. 27 Mayıs 1942’de vefat etti. Mevla kendisinden razı olsun.
İMAMI ÂZAM EBU HANİFE: Ehlisünnetin dört büyük imamından birincisi olan İmâmı Âzam, Hanefi mezhebinin kurucusu ve Ehlisünnetin reisidir. Kendisine İmâmı Âzam Ebu Hanife denmiştir. Asıl adı Numan’dır. 699’da Kûfe’de doğmuştur. Babasının adı Sâbit’tir. Ailesinde çok üstün bir terbiye ve dînî bilgi almıştır. O küçük yaşta Kur’ân-ı Kerim’i ezberledi. Arapça, sarf, nahiv, şiir, edebiyat öğrendi. O zaman Kûfe, Irak’ın büyük şehirlerinden olup ilim merkezi idi. İmâmı Âzam girdiği ilim meclislerinde üstün kabiliyeti, keskin zekâsı, derin anlayışı ve çabuk kavrayışıyla dikkat çekiyordu. İmâmı Şâbi’nin tavsiyeleriyle onun ders halkalarından kelam ilmini, iman ve itikâdi bilgilerin yanı sıra münâzara ilmini de öğrendi. Fıkıh ilmini ise Hammad’dan öğrendi. Onun vefâtıyla hocasının yerine geçti. Ve talebe yetiştirmeye başladı. Kendisi Hanefi mezhebinin fıkıh doktrinlerini ortaya koymakla kalmadı yetiştirdiği âbide şahsiyetlerle kendisinden sonra onlar fıkıh ilminin devamını sağladılar ve ölmez eserler verdiler.
Büyük İmam ticaretle uğraşıyordu ve talebelerinin ihtiyaçlarını hep kendisi karşılardı. Ahlak olarak titiz bir insandı. Cömertti, âlimdi, şefkatliydi. Yaşadığı devirdeki yanlış ve sapık akımlara karşı ilmiyle yılmadan mücadele etti. Hatta ömrünün son zamanlarını Abbâsi halifesi Mansur’un işkenceleriyle hapiste geçirdi. Burada yedi bin hatim yapmıştı. Vefatı secde hâlinde vuku bulmuştu. O, hayatının son otuz senesini oruçla geçirmiştir. Kırk sene sırtını yatağa koymamıştır. Hanefi mezhebinin kurucusu olan İmâmı Âzam’ın pek çok eseri vardır. Allahü Teâlâ ondan razı olsun. Cennette en âlî makamlarda ağırlasın.
FATİH SULTAN MEHMET: Osmanlı padişahların yedincisidir. İstanbul’un fâtihi olup II. Murat Han’ın oğludur. Edirne’de doğmuştur. Kendisini küçük yaştan itibaren yetiştirilmesine çok büyük ehemmiyet verilmiştir. Devrin en mümtaz âlimlerinden çeşitli ilimler öğrenmiştir. En bilinen hocası Akşemseddin’dir. Kendisi daha 12 yaşında iken devlet idaresini öğrenmesi için Manisa’ya vali olarak gönderilmiştir. Kısa bir süre sonra babası tarafından tahta çıkarılmış fakat daha sonra babası tekrar idareyi devralmıştır. Ancak 1451’de babasının vefatıyla tekrar 19 yaşında iken Osmanlı tahtına oturdu. Daha önce saltanat tecrübeleri olduğu için kendisi çok iyi bir kumandan idi. Padişah olduktan sonra mevcut birçok karışıklığa son vermek için çeşitli seferler yaptı. Fakat onun için asıl olan artık kangren durumuna gelmiş olan Bizans meselesini halletmekti. Bunu gerçekleştirmek adına çok değişik çalışmalar yaptı. Nihayet uzun uğraşlar sonucu İstanbul’un fethi gerçekleşti. İstanbul’un fethi ile Osmanlı Cihan Devletinin temelleri atılmış oldu. Fatih dünya politikasını şöyle bir gözden geçirerek seferlerine devam etti. Mora, Sinop, Amasra, Trabzon, Rize’yi aldı. Venedikliler ve Rum Pontus İmparatorlukları karşısında bir varlık gösteremediler. Bitip tükenmek bilmeyen seferlerin sonucu 1481 senesinde bir Yahudi dönmesi doktorun zehirlemesi sonucu henüz 49 yaşında iken 3 Mayıs’ta vefat etti. Fatih Sultan Mehmet Han’ın ölümü İslam âlemini mateme boğarken Avrupa’da şenlikler yapıldı. Rabbimiz Ondan razı olsun. Arkasından onun boşluğunu dolduracak nesiller lütfetsin.
ÇELEBİ MEHMET: Osmanlı Devletinin beşinci padişâhıdır. 1386’da doğdu. Babası Sultan Yıldırım Bayezîd Handır. Küçüklüğünden beri devrin en yüksek âlimlerinden dersler aldı. Dînî ve fennî ilimleri öğrendi. Devlet idaresinde tecrübe sahibi olmak üzere Amasya’ya sancakbeyi oldu. Babasıyla beraber birçok sefere katıldı. Hatta babasıyla Timur arasında geçen savaş anlaşmazlıkları sonucu Timur’a esir düşen babasını kurtarmak için çok gayretler sarf etti. İlerleyen yıllarda devlet idaresini tamamen kendisi ele aldı. Kardeşleriyle yaptığı uzun mücadeleler sonucu hükümdarlık koltuğuna oturdu. Düzenlediği seferlerle Anadolu Türk Birliğini sağladı. Osmanlı Devletinin ikinci kurucusu kabul edilen Çelebi Mehmet sabırlı, mâkul, azimli, vakur, irâdeli, ahde vefalı bir hükümdardı. Kısa ömrünü hep savaşlar alanlarında geçirmiş olmasına rağmen, memleketin imârına da önem vermiştir. Mayıs 1421’de vefat etmiştir. Rabbimiz kendisisinden razı olsun.
Haftaya diğer büyüklerimizi hatırlamak üzere hayırlı cumalar efendim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.