Recep Çınar

Recep Çınar

Anne acısı ve intikam duygusu!

Anne acısı ve intikam duygusu!

Bu bir spor yazısı değil.

Bütün Türkiye’nin hatta dünyanın kanını donduran 44 suçsuz günahsız insanın katledilişi yüreğime hançer gibi saplandı.

Dolayısıyla da hayata dair yazmak istedim.

Dilimin döndüğünce.

Sebepsiz bir yazı değil.

Durup dururken yazılmış bir yazı da değil.

Elbette bir sebebi var.

***

Tüylerimi diken diken eden  sözlerin sahibi Mardin’deki katliamda annesini ve kardeşini kaybeden 12, bilemediniz 13 yaşındaki bir erkek çocuğunun dudaklarının arasından dökülen kelimeler.

Muhabir soruyor: “Ne hissediyorsun, ne düşünüyorsun?”

Cevap: “Annemin acısını, annemin öcünü” Yani intikamını demeye getiriyor ağzı süt kokan çocuk.

Türkçesi şu; Kana kan, cana can…

Ya da “Kanları yerde kalmayacak” diyor bir bakıma.

Daha acısı, annesini katledenlerle aynı kulvarda yarışmaya hazırlanıyor.

Bir taraftan annesinin acısını yaşarken, bir taraftan da hunharca katledilen annenin intikamını nasıl alırım düşüncesiyle hayata daha sıkı sarılmaya çalışıyor.

Tabi sarılabilir ya da yaşayabilirse veya yaşamasına izni verirlerse.

Durum bu kadar vahim ve trajedi yüklü.

Bunun adına ister “kan davası” deyin, ister “töre” deyin, ister “terörist” deyin, ister “kader” deyin, ne derseniz deyin,  ama doğu’daki bu yaşam biçiminin önüne geçin.

Bir düşünürün, “Kader beyaz kağıda sütle yazılmış bir yazı. Elindeyse eğer, gel de sıyır beyazdan beyazı” diyerek geçiştirmemek lazım.

Değilse daha çok kan dökülecek, daha çok çoluk çocuk, hem yetim hem de öksüz büyüyecek.

Belki de büyüyemeyecekler…

Belki de doğamayacaklar…

Belki de anne karnında kara toprağa gidecekler.

Gözleri kan bürümüşlerin, yaptıkları katliama bir sebep bulmaları, yaptıkları katliamdan daha da kansızca.

“Köklerini kurutacaktık. İntikam şansı vermeyecektik” demişler sorgulamada.

Eğer doğruysa.

Biz nasıl bir milletiz?

Nasıl yaşıyoruz?

Niye yaşıyoruz ?

Ölmek için mi, öldürmek için mi?

Neden?

Bir ailenin kökünü kurutmak, bir sülaleyi ortadan kaldırmak nasıl bir cinnet halidir?

Anne karnındaki bebeleri ve o anne adaylarını katletmek nasıl bir ruh halidir?

Doğmadan ölen bebelere nasıl kıydınız imansız herifler.

İmanı olan birinin ya da birilerinin yapacağı bir iş mi bu?

Ama imanı olan bir insan yapamaz bunu zaten.

Bütün bunlar eğitimsizliğin ve cehaletin bir sonucu.

Bunun temelinde şüphesiz cehalet vardır.

Demek ilk öldürülmesi gereken şey eğitimsizlik ve cehalettir.

İnsani değerlerden, dinden imandan yoksun bir insanın yapamayacağı kötülük, vahşet yoktur.

Aynen bu 8-10 imansızın yaptığı gibi.

“Annemin intikamını düşünüyorum” diyen bir çocuğun ruh halini varın siz düşünün.

Bu çocuk intikam duygusu ile yaşayacak ve yaşatılacak mutlaka.

Ve daha çok canlar alınacak, daha çok bebeler hem öksüz hem de yetim büyüyecek.

Kadınlar kocasız, kocalar kadınsız kalacak.

Devlet buna izin vermemeli.

Devlet buna seyirci kalmamalı.

Devlet, “Annemin acısını ve intikamını düşünüyorum” diyen o çocuğu ve onun gibileri hiç vakit geçirmeden muhafaza altına almalı, intikam duygularını köreltmeli ve kanı kanla yıkamanın doğru olmadığını öğretmeli.

Mardin’in Kızıltepe ilçesinde bir dostum var.

Can bir dost.

Tacettin Karaca.

Ben ona “Tajdin Hoca” derim.

Konuyla ilgili görüşlerini ve duygularını düşünmek istedim.

O da meseleye farklı yaklaşıyor.

Tajdin Hoca “Töre de olsa, kan davası da olsa, husumette olsa, asla kadınlar ve çocuklar katledilemez” dedi.

Ve “Bugüne kadar birçok olay olmuştur, ama böylesi görülmemiştir. Bu yörenin insanları olarak bizler de ilk defa böyle bir acı yaşadık” diyerek, meselenin çok dramatik ve acı olduğunun altını çizdi.

Ve ekledi.

Devletin üzerine büyük görev düştüğünü, bunun altında sadece toprak ya da kan davası olmadığının bilinmesini istedi.

Ama her ne olursa olsun, 44+3 can katledildi.

Hem de suçsuz hem de günahsız bir şekilde. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Recep Çınar Arşivi