Malumatfuruşlar..!
İkinci Sultan Mahmud’a “Münasebetsiz Mehmet Efendi” isminde birinden bahsetmişler… Merak edip, huzuruna getirtmiş…
Biraz konuşmuş, aklı başında bir adam bulunca;
“- Sizin için ‘münasebetsiz’ diyorlardı, hâlbuki pek makul konuşuyorsunuz...”
***
Mehmet Efendi dereden tepeden bahsettikten sonra birdenbire Padişah'a sordu;
“- Efendim, zurna çalmasını bilir misiniz?”
Sultan Mahmut şaşkınlıkla ve gayet tabii bir surette cevap verdi;
“- Ne münasebet efendi, hayır, bilmem tabii ki…” dedi…
Münasebetsiz Mehmed Efendi;
“- Bendeniz de bilmem…”
***
Padişah; “- Ya? Peki, nerden çıktı bu sual Mehmed Efendi? “diye sorar…
Mehmed Efendi;
“Benim Bursa’da halamın damadının ihtiyar bir teyzezadesi vardı… O da zurna çalmasını bilmezdi oradan aklıma geldi...” deyince Padişah oturduğu tahta huzursuzca kıvranarak mabeyinciye işaret etti;
“-Şu herifi çıkartın, şimdi bayılacağım!..”
***
Maalesef gündemimizde, gündemi belirleyen aklı başında(!) sözde kalem erbabı da öyle akla hayale ziyan şeyler yazıp çiziyor ki, karşımızdaki lüzumsuzluktan bayılacak gibi oluyoruz…
Beynimize giden oksijenin kesildiği hissi veren lakayt, lüzumsuz, gereksiz gündem ve tartışmalarla, odaklanmamız gereken sorunlarımıza, konuşmamız gereken meselelerimize eğilmekte güçlük çekiyoruz…
Gerçekten olması gereken gündemimizde ne var, adamlar neler anlatıyor bir bakın…
***
Malumatfuruşluk yapan ne kadar çok lüzumsuz var aramızda…
Peki, ne demek malumatfuruş?
Dilimizde unutulmuş gitmiş, Arapça-Farsça bir tabir aslında bu…
Boş, gereksiz, kimsenin işine yaramayan bilgileri toplayan ya da ezberleyen, bunları gelip millete anlatarak ukalalık yapan kimselere verilen ortak isim…
***
Ne kadar çoğaldılar değil mi?
Sultan Mahmud gibi şanslıda değiliz…
Huzurumuzda, huzurumuzu bozan bu tiplerden uzaklaşamıyoruz da…
Rabbim, cümlemizi lüzumsuz gündemden ve malumatfuruşlardan korusun inşallah…