Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Lozan devlet sırrı mı?

Lozan devlet sırrı mı?

2 haftadır Milletçe Lozan konuşuyoruz, tartışıyoruz.

Elde ne var bu tartışma sonucunda.

Sıfıra sıfır, elde var sıfır.

Tartışma sonunda fikrinde değişiklik olan var mı? Yok.

Tartışma öncesine göre durduğu yerde herhangi değişiklik olan var mı? Yok.

Tartışmaya başlamadan önce Lozan Antlaşması’nı okuyan var mı? Yok.

Tartışma sonrasında bari bir kez açıp okuyayım diyen var mı? Yine yok.

Eee, bu kadar yoktan bir şey çıkmayacağına göre bu tartışma daha çok yani 7 yıl daha sürer.

Yani 2023 gelinceye kadar.

Peki, 2023 gelince tartışma biter mi?

Bize göre bitmez.

Çünkü o zaman gündemi değiştirecek bir konu daha ortaya atılır, olur biter.

Diğer taraftan devlet Lozan üzerindeki örtüyü bizzat kendisi açmadıkça, bu tartışma biteceğe benzemez.

Ne örtüsü derseniz Lozan’ın imzalandığı yıl olan 24 Temmuz 1923’den 1978’de dışişleri mahzenlerinde bulununcaya kadar geçen 55 senede Lozan Antlaşması’nı kim gördü?

Sağdan say 5 ila 10 kişi. Soldan say 5 ila 10 kişi

Peki, Lozan’ı tartışanlardan kaç kişi okudu?

Elde var yine sıfır.

Çünkü Antlaşma bizzat devlet tarafından saklandı, gizlendi.

Tabir caiz ise gizemli bir hale getirildi.

Ha. Resmi gazete yayınlandı diyenler bile o resmi gazeteyi görmüş değiller.

Lozan devletin kuruluş belgesiyse, neden gizemli hale getirildi.

Lozan bu ülkenin tapu senedi ise, neden milletten saklandı bunca sene.

Gerçi milletin çoğunluğu Lozan’ı zafer olarak kabul etmiyor ya. Olsun ne çıkar devlet zafer dedikten sonra?

Bu konudaki tartışmaların bir diğer argümanı da antlaşmanın 2023’de sona erip ermeyeceği.

Aklı eren de ermeyen de bir yol tutturmuş gidiyor.

Yanı bu konuda ki tartışmalara bakıldığında da at izi it izine karışmış durumda.

Bir antlaşma düşünün ki; Misakı Milli sınırlarını koruyamamış hatta vatan toprağından feragat etmiş.

Bir antlaşma düşünün ki; azınlıklarla ilgili maddeleri, Türkiye'nin elini kolunu bağlıyor, laikliği dayatıyor. Bu konuda kimseye söz hakkı bırakmıyor.

Bir antlaşma düşünün ki; Türkiye'nin sadece coğrafik sınırlarını çizmemiş, siyasi yapısına da müdahale etmiş ve Türkiye'nin sistemini belirlemiş.

Bir antlaşma düşünün ki; balmumu mühürlü orijinal nüshası Türkiye’de değil de nüshası, Fransa Dışişleri Bakanlığı arşivlerinde olsun.

Bir antlaşma düşünün ki; aradan geçen doksan iki yıla rağmen Gizemini Koruyor olsun.

İşte böyle bir antlaşmayı tartışıyoruz.

Ve elbette daha çok yazacak şey var.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Süleyman Küçük Arşivi