Lâmbaya Bak
Şair, Yazar, Mütefekkir Sezai Karakoç, babası Yasin Efendi’den dinlemiştir hikâyeyi:
“Çocukluğumuzda oturduğumuz şehir Zülküfül dağında idi. Evimizin bitişiğinde ufak bir ağılımız vardı. Bir kış baktık ki ard arda bir hayvan eksiliyor. Bir, iki, üç. Bunu üzerine babam, durumu anlamak için geceleri ağılda beklemeye karar verdi. Bir gece, elinde petrol lambası, bir elinde de sopa, beklerken, ağılın giriş yerinden içeriye bir kurdun daldığını görür. Babam kurda sopayı yapıştırmaya başlar. Biz bu sırada ahırda bir takım koşuşmaların ve gürültülerin olduğunu duyunca oraya bakmaya gittik ve babamın kurtla karşı karşıya olduğunu görünce, evde de yardım edecek büyük yaşta erkek bulunmadığından kasabanın kahvesine yardım istemeye koştuk Sonra kahvedekilerle birlikte dönünce babamın kurdu öldürdüğünü gördük.
Babam, kurtla çarpışmasını şöyle anlattı: kurt benim elimde lâmbayı görünce, üşütme atılıp beni paralamaya girişmedi. O, bütün gücüyle lâmbayı söndürmeye çalışıyordu. Ben bir elimle lâmbayı onun üfürerek söndürmesinden kurtarmak için mümkün mertebe uzakta tutuyor, öte taraftan sopayla onu dövmeye çalışıyordum. Kurtsa, tıpkı bir insan gibi, durmadan ağzını uzatarak; bütün dikkat ve gayretini ilkin lâmbayı söndürmeye yöneltmişti. Fakat o bütün bu uğraşmalarına rağmen lâmbayı söndürmeyi başaramadan ben onu öldürebildim.” (Sezai Karakoç, Kıyamet Aşısı, Diriliş Yayınları, 2005, s.139-140)
Üstad’ a dedesiyle kurt arasında geçen bu vaka, Müslümanlarla düşmanları arasındaki gizli açık savaş hakkında bir takım düşünceler ilham etmiştir. Özetle, şunları söylemektedir:
Lâmba dedesinin elinde oldukça, dedesi olanca gücünü kullanacaktır.
Fakat lâmbayı söndürmeyi başarırsa dedem etrafını, yanını yöresini göremeyecek; karanlığa alışık gözlerinin üstünlüğüyle kurt hasmını kolayca alt edecektir.
“Müslüman elinde bir lâmba bulunan bir ev sahibidir” der Karakoç “Kurt ve Lâmba” yazısında…
“Müslümanın lâmbası, Kur’an ve İslâm’dır. (…) Kurt “insanın en büyük silahının ışık olduğunu bilir. O, ışıkta âdeta kör gibi olur. Kurt yani Avrupalı, her gaflet anında sürüden bir iki aşırmayı becerdi. Avrupalı, lambayı söndürebildiği her ülkede, Müslümanları kolayca hâkimiyeti altına aldı.(...) Işığı kaybedersek, yolumuzu da kaybederiz. Biz mutlaka ışıkta iş görebiliriz.
Ne mutlu kurdun tıpkı insan gibi söndürmek için üfürüşünden lâmbasını koruyabilenlere”
…
Büyük Şairin esintileriyle biz de lâmba üzerinde biraz duralım.
Tabii lâmbayı tutan ele de dikkat etmelidir. Acaba bugün kurtlar ve muhtelif hayvanat da mı envaiçeşit lâmba taşımaktadır.
Işığın nereye sürüklediği; çığırtkan, çok ışıltılı görünmesine, “kurtarıcı, özlenen, beklenen ziyalı” olarak takdimine rağmen şerrî yolların temsilcisi midir, mahiyeti, gerçeği nedir önemlidir.
Ardında zulmeti mi saklar; içinde kavurucu mahvedici bir ateşin, eczanın terkibi mi vardır. Neyi perdeler.
Durmaksızın, hızlı dünya yürüyüşlerinde kaç lâmbaya rastlarız. Sahte yol ışıkları çokça mıdır?
Yolları kim çizmiştir, ışıklandıranlar kimlerdir?
Fener gibi, rehber benzeri görev üstlenmişken takipçilerini hangi kandırmacaya sevk eder.
“Hakikat ampulü” müdürler acaba? Sunisi, hakikilerin önünü mü kapatır, görüşü mü zorlaştırır.
Onları sever, tutkuyla bağlanır, tartışmalı nurlarına koşarken, kalpte hangi ışıklar söner. Ayaklar nereye, hangi akıbete koşarak gider.
Çobanın elinde lâmba varsa koyunlar veya sürüler mi onu izler. Ya da bu hangi Çobandır; kepeneğin, gömleğin altında neyi gizler?
Eşyaların, maddenin, bu âlemin parlaklığı bizi mi çarpar. Gerçekten ışık mı yüklüdürler, yoksa vehimlerimizle o değeri biz mi veririz.
Derinlere, gelecek zamanlara çağıran lâmbalar var mıdır?
Toprağın altında da lâmbalar yanar mı?
Ya lâmbalar da kirlenirse kim silip parlatacak? Üstü örtülürse karanlığı hangi kahramanlar çekip alacak.
En azından lâmbanın “uya(ndı)rıcı” özelliği mi bulunmalıdır?
Hangi lâmbaları kırmalı, hangilerinden sakınmalıdır?
Evlerde, lâmbalar altında neler yaşanır. Dünya devasa bir lâmbadır sonuçta. Ama bir gün “Puff!” diye söner.
Gökyüzünün lâmbalarına yüzünü gönlünü çeviren var mı?
Derin meselelerdir vesselam.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.