Kurumsal severiz..!
Kurumsallığa en çok saygı duyan ve hayranlık besleyen millet biziz...
***
Önem veren değil..!
***
Saygı duyan ve hayranlık besleyen...
***
Kendi usullünce çocuk yetiştiren bir anne bile bir AVM’de daha derli toplu bir aile gördüğünde hayranlık besler, saygı duyar, imrenir...
***
El altından da çocuklarını, hayranlığın verdiği tuhaf bir öfkeyle çimdikler…
***
O kadar...
***
Hayatına tatbik etmek, onu taklit etmek, nasıl başara bildiklerini öğrenmek aklının ucundan bile geçmez...
***
“Ne çocuklar var… Allah’ım, benimkiler niye böyle?” diye yürür gider...
***
Allah'a durmadan soru soran belki de tek milletiz…
***
Her türlü kişisel beceriksizliğimizi kadere bağlarız...
***
İyiki kader var…
***
Bu kadar MAL olduğumuza, çıplak inanmak zor olurdu aksi takdirde…
***
Kurumsallığın her türlüsüne hayranızdır…
***
“Adamlar yapıyor Abi..!” cümlesindeki ‘ADAMLAR’a top yekun hayran olan ama onlar gibi olmak için engelimizin ne olduğunu merak etmeyen insanlarızdır...
***
“En iyi DİN bizde…” havasını atıp, dinini nefsi için en çok geven, esneten, yoran, büken ve “60 yaşından sonra mutlaka yapılması gerekenler” arasına alanda biziz…
***
Biz de dinin en saf hali 60 yaşından sonra, İmam bayıltacak düzeyde yaşanır… 25-55’li yıllar arası “HARP HİLEDİR” cümlesi etrafında geçer…
***
‘Hacca giden esnafa dönüşte terazi bile tutturmayan’ bir bakış açımız vardır…
***
Batının bireysel ve toplumsal kurallara riayetteki titiz davranış şekline hayranlık besleriz…
***
Müslüman’a yani birbirimize duymadığımız kadar da saygı duyarız…
***
Daha kurumsal gelir bize…
***
Tüm dağınık ve savrukluğumuzu; “Kervan yolda dizilir” ile devenin sırtındaki çulla kapatıveririz…
***
“Allah’ım bir de bizimkilere bak?” diye hem sorar, hem de Allah'ın huzurunda kendimizi kurnazca gölgeye (!) çekiveririz …
***
Kurumsallığa hayranızdır…
***
En kurumsal ÇARDAK’ta keseriz kurbanı… “Adam sistemi kurmuş Abi…” diye diye…
***
İkinci yılımızda kurumsallığı ile övündüğümüz o çardağı, ‘kıdemli müşteri’ yetkisiyle(!) yedi ortağımızla birlikte altını üstüne getirir, yeni kurumsal çardaklar aramaya devam ederiz…
***
Çalandan bile kurumsallık bekleriz…Yalandan çalanı sevmeyiz...“Hırkızdır” onlar…
***
Vitrini düzeltiyor ama arkadan çalıyorsa ise...
***
“Harman döven öküzün ağzı bağlanmaz” ile geleceğimizi hatta 60 yaş sonrası lazım olacak(!) dinimizi bile çalan hırsızlara, Gonya tabiri ile “Amma guzum çok da çalıştılar” diye, “GALENDERLER” cübbesi giyidiriveririz…
***
Muhitimizde kaderin dibine vurur, yabancı mahallede “Biz de sizin gibi düşünüyoruz” deriz…
***
Yallandan yulandan değil, pejmürdeliğin içinde KURUMSAL severiz biz…